وَفَوَاكِهَ مِمَّا يَشْتَهُونَۜ
Râzî, Şevkânî gibi müfessirler, sûrenin bütünündeki konuların uyumunu dikkate alarak bu âyetlerde âhiretteki durumları özetlenen “takvâ sahipleri” ile bilhassa Allah’a ortak koşmaktan sakınan müminlerin kastedildiğini belirtirler. Râzî âyetteki takvâ kelimesinin itaatkâr olan ve olmayan bütün müminleri kapsadığını önemle hatırlatır (XXX, 281-282; Şevkânî, V, 417). Ancak gerek takvâ kavramının Kur’an-ı Kerîm’deki genel anlamı gerekse burada “takvâ sahipleri”nin niteliğini ve ödüllerini açıklayan 43-44. âyetler, kavramın burada da hem imanı hem itaati kapsadığını göstermektedir.
وَفَوَاكِهَ مِمَّا يَشْتَهُونَۜ
Ayet atıf harfi وَ ‘la önceki ayetteki ظِلَالٍ ‘e matuf olup, müntehel cumû’ sıygası olduğundan gayri munsariftir.
Müntehel cumû’ kelimenin ikinci harfinden sonra elif, eliften sonra ise iki veya üç harf bulunan cemi isimlerdir. (Dr. Mustafa Meral Çörtü, Arapça Dilbilgisi Nahiv)
مَّا müşterek ism-i mevsûl مِنْ harf-i ceriyle فَوَاكِهَ ‘nin mahzuf sıfatına mütealliktir. İsm-i mevsûlun sılası يَشْتَهُونَۜ ‘dir. Îrabdan mahalli yoktur.
يَشْتَهُونَ fiili نَ ‘un sübutuyla merfû muzari fiildir. Zamir olan çoğul و ‘ı fail olarak mahallen merfûdur.
يَشْتَهُونَ fiili, sülâsî mücerrede iki harf ilave edilerek mezid yapılan fiillerdendir. Fiil iftiâl babındadır. Sülâsîsi شهو ’dir.
İftiâl babı fiile mutavaat (dönüşlülük), ittihaz (edinmek, bir şeyi kendisi için yapmak), müşareket (ortaklık), izhar (göstermek), ihtiyar (seçmek), talep ve çaba göstermek manaları katar. İfteale kalıbı hem soyut hem somut anlamlı fiiller için kullanılır.
وَفَوَاكِهَ مِمَّا يَشْتَهُونَۜ
فَوَاكِهَ , atıf harfi وَ ile önceki ayetteki ظِلَالٍ ‘e atfedilmiştir.
Mecrur mahaldeki مَا müşterek ism-i mevsûlu, مِنْ harfiyle birlikte فَوَاكِهَ ’nin mahzuf sıfatına mütealliktir. Sıfatın hazfi, îcâz-ı hazif sanatıdır.
Mevsûlün sılası olan يَشْتَهُونَ cümlesi, müspet muzari fiil sıygasında faide-i haber ibtidaî kelamdır. Hudûs, istimrar ve teceddüt ifade eden muzari fiil tecessüm özelliği sayesinde muhatabın muhayyilesini harekete geçirerek olayı daha iyi anlamasını sağlar.
Muzari fiilin geldiği hallerde çoğunlukla bu gaye mevcuttur. Muzari fiilin kullanımıyla sahne muhatabın gözünde sanki o anda canlanır. Bu da insanı etkiler. (Fatma Serap Karamollaoğlu, Kur'an Işığında Belâgat Dersleri Meânî İlmi)