ف۪ٓي اَيِّ صُورَةٍ مَا شَٓاءَ رَكَّبَكَۜ
Devamındaki âyetlerden anlaşıldığına göre buradaki “ey insan” hitabıyla özellikle belli bir kişiye veya bütün insanlara değil, sûrenin asıl konusu olan kıyamet, âhiret ve uhrevî yargılanma ve hesap vermeyi inkâr edenlere, bunu imkânsız görenlere hitap edilmektedir. Rab ismi ve bu ismin sıfatı olarak geçen kerîm, Cenâb-ı Hakk’ın “cemal sıfatları” denilen ve kullarına yönelik lütufkârlığını ifade eden isim ve sıfatlarındandır. 7-8. âyetlerde bu sıfatların, insanın insan olarak varlık alanına çıkışındaki yaratıcı rolü dile getirilmekte; böylece insanın, hayatı boyunca her an yararlanmakta olduğu diğer bütün nimetlerden de önce bedensel ve zihnî melekelerle donatılıp düzgün bir insan olarak dünyaya gelişini kendisine borçlu bulunduğu rabbi hakkında, saptırıcı tesirlere kapılarak yanılgıya düşmesi, türlü şekillerde inkâr ve isyanlara boğulması eleştirilmektedir.
Kaynak : Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 5 Sayfa: 569-570ف۪ٓي اَيِّ صُورَةٍ مَا شَٓاءَ رَكَّبَكَۜ
Fiil cümlesidir. ف۪ٓي اَيِّ car mecruru رَكَّبَكَ ‘ye mütealliktir. صُورَةٍ muzâfun ileyh olup kesra ile mecrurdur.
مَا iki fiili cezmeden şart ismi olup mukaddem mef’ûlun bih olarak mahallen mansubdur.
شَٓاءَ şart fiili olup fetha üzere mebni mazi fiildir. Mahallen meczumdur. Faili müstetir olup takdiri هُوَ’dir.
فَ karînesi olmadan gelen رَكَّبَكَ cümlesi şartın cevabıdır. رَكَّبَكَ fetha üzere mebni mazi fiildir. Faili müstetir olup takdiri هو ‘dir. Muttasıl zamir كَ mef’ûlun bih olarak mahallen mansubdur.
رَكَّبَكَ fiili sülâsî mücerrede bir harf ilave edilerek mezid yapılan fiillerdendir. Fiil tef’il babındandır. Sülâsîsi ركب ’dir.
Bu bab fiile çokluk (fiilin, failin veya mef‘ûlun çokluğu), bir tarafa yönelme, mef'ûlü herhangi bir vasfa nispet etmek, gidermek, bir terkibi kısaltmak, eylemin belli bir zaman diliminde meydana gelmesi, özneyi fiilin türediği şeye benzetmek, sayruret, isimden fiil türetmek, hazır olmak, bir şeyin aralıklarla tekrarlanması manalarını katar.
ف۪ٓي اَيِّ صُورَةٍ مَا شَٓاءَ رَكَّبَكَۜ
Ayet, istînafiyye olarak fasılla gelmiştir. İstifham üslubunda talebî inşâî isnaddır. Müspet mazi fiil sıygasında gelerek temekkün ve istikrar ifade etmiştir. Cümlede takdim tehir sanatı vardır. ف۪ٓي ile mecrur olan ف۪ٓي اَيِّ صُورَةٍ izafeti, istifham harfinin sadaret hakkı nedeniyle amili olan رَكَّبَكَۜ ‘ye takdim edilmiştir.
İstifham harfi اَيِّ ‘nin muzâfun ileyhi olan صُورَةٍ ‘deki nekrelik nev ve tazim ifade eder.
Beyanî istînâf olarak fasılla gelen مَا شَٓاءَ cümlesindeki مَا zaiddir. Müspet mazi fiil sıygasında faide-i haber talebî kelamdır.
Mazi fiil sebata, temekkün ve istikrara işaret eder. (Hâlidî, Vakafât, S.107)
Allah’ın, seni yaratan dedikten sonra şekil veren, düzenleyen, mütenasip kılan, istediği şekilde terkip eden özelliklerinin sayılması taksim sanatıdır.
Dilediği herhangi bir biçimde terkip etti yani seni istediği gibi tanzim etti, demektir. مَا edatı zaittir. Şart için olduğu, رَكَّبَكَۜ 'in de onun cevabı, zarf olan ف۪ٓي اَيِّ ‘nin de عَدَلَكَ 'in sılası olduğu da söylenmiştir. Cümlenin, makabline atfedilmemesi, عَدَلَكَ 'nin açıklaması olduğu içindir. (Beyzâvî)
Ayetin manasında dört görüş vardır:
Birincisi: Akrabalarından herhangi birine benzer şekilde terkip etti. Bu da Mücâhid’in görüşünden çıkarılmıştır.
İkincisi: Güzellik, çirkinlik, uzunluk, kısalık, erkeklik veya dişilik gibi bir surette terkip etti. Bu da Ferrâ’nın görüşünden çıkarılmıştır.
Üçüncüsü: Eğer seni insan suretinden başka bir surete sokmak isterse, bunu yapar. Bunu da Mukâtil, demiştir,
İkrime de şöyle demiştir: İsterse maymun sureti verir, isterse domuz sureti verir.
Dördüncüsü: İsterse hayır işleriyle insan sureti verir, isterse aptallık ve ahmaklıkla eşek sureti verir, isterse cimrilikle köpek sureti verir, isterse açgözlülükle domuz sureti (karakteri) verir. (Zâdu’l-Mesîr, Âşûr)