İnşikak Sûresi 15. Ayet

بَلٰىۚۛ اِنَّ رَبَّهُ كَانَ بِه۪ بَص۪يراًۜ  ...

Hayır! Sandığı gibi değil! Şüphesiz Rabbi onu görüyordu.
 
Sıra Kelime Anlamı Kökü
1 بَلَىٰ hayır
2 إِنَّ şüphesiz
3 رَبَّهُ Rabbi ر ب ب
4 كَانَ idi ك و ن
5 بِهِ O’nu
6 بَصِيرًا görmekte ب ص ر
 

بَلٰىۚۛ اِنَّ رَبَّهُ كَانَ بِه۪ بَص۪يراًۜ


بَلٰى  nefyi iptal için gelen cevap harfidir. Takdiri,  بلى يرجع إلى الله لأن ربّه كان به بصيرا  şeklindedir.

بَلٰى ; soru olumsuz cevap olumlu olduğunda cevap cümlesinin başına getirilen tasdik edatıdır. Yani olumsuz soruya verilen olumlu cevaba has bir edattır ve olumsuz soru cümleleri ile olumsuz cümlelerin anlamını olumluya çevirir. (Abdullah Hacıbekiroğlu, Arap Dilinde Edatların Metinde Kurduğu Anlamsal İlişkiler, (Doktora Tezi))

اِنَّ  tekid harfidir. İsim cümlesinin önüne gelir. İsmini nasb haberini ref eder.  رَبَّهُ  kelimesi  اِنَّ ’nin ismi olup lafzen mansubdur. هُ muttasıl zamiri muzafun ileyh olarak mahallen mecrurdur. 

كَانَ بِه۪ بَص۪يراً  cümlesi  اِنَّ ‘nin haberi olarak mahallen merfûdur.  كَانَ  nakıs, mebni mazi fiildir. İsim cümlesinin önüne geldiğinde, ismini ref haberini nasb eder.  بِه۪  car mecruru  بَص۪يراً ‘e mütealliktir.  بَص۪يراً  kelimesi  كَانَ ’nin haberi olup lafzen mansubdur.

بَص۪يراً۟  kelimesi, mübalağalı ism-i fail kalıbındandır. Bu kalıp bu vasfın mevsûfta sürekli varlığına, sıfatın, mevsûfun bir parçası gibi ondan ayrılmayan bir özelliği olduğuna işaret eder.

Mübalağalı ism-i fail: Bir varlıkta bir niteliğin aşırı derecede bulunduğunu gösteren, fiilden türeyen, sıfat cinsinden isimlerdir. Mübalağalı ism-i failler Allah için kullanılırsa sıfat, insanlar için kullanılırsa mübalağa ya da lakap olurlar. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)

 

بَلٰىۚۛ 


Fasılla gelen ayetin fasıl sebebi şibh-i kemâl-i ittisâldir.  بَلٰٓى  harfi, menfi soruya cevap ve onu iptal içindir. 

Burada olduğu gibi bazen  بَلٰى  kelimesinin yeminden önce kullanıldığı görülmektedir. Zemahşerî bu kullanımın “olmayacaktır yönündeki düşüncenin yanlışlığını kesin bir dille ifade etmek” gayesine matuf olduğunu belirtir. (İsmail Bayer, Keşşâf Tefsirinde Belâgat Uygulamaları)

Cümlede îcâz-ı hazif sanatı vardır. Yani, بلى يرجع إلى الله  demektir.


 اِنَّ رَبَّهُ كَانَ بِه۪ بَص۪يراًۜ


Cümle mukadder cevap cümlesi için ta’liliyye olarak fasılla gelmiştir. Cümlenin fasıl sebebi şibh-i kemâl-i ittisâldir. Ta’lil, kelamın bir sebebe bağlanarak ifade edilmesidir. Kastedilen mananın nedenini ve sebebini beyan etmek maksadıyla ziyade sözlerle yapılan ıtnâb sanatıdır.

اِنَّ  ile tekid edilmiş, sübut ve istimrar ifade eden isim cümlesi faide-i haber inkârî kelamdır. 

İsim cümlelerinin asıl kuruluş sebebi; müsnedin, müsnedün ileyh için sabit olduğunu ifade etmektir. İsim cümlesinin haberi müfred ya da isim cümlesi olursa asıl konulduğu mana olan sübutu veya bazı karinelerle istimrarı (devamlılığı) ifade eder. İstimrar ifadesi daha çok medh ve zem durumlarında olur. (Fatma Serap Karamollaoğlu, Kur'an Işığında Belâgat Dersleri Meânî İlmi)

Müsnedün ileyhin izafetle marife olması tazim ifade eder.

رَبَّهُ  izafeti, muzâfun ileyhin şanı içindir. Ayette mütekellim Allah Teâlâ olduğu halde Rabb isminin zikredilmesi tecrîd sanatıdır.

اِنّ ’nin haberi olan  كَانَ بِه۪ بَص۪يراًۜ , nakıs fiil  كَان ’nin dahil olduğu sübut ve istimrar ifade eden isim cümlesi, faide-i haber ibtidaî kelamdır. 

Cümlede takdim-tehir sanatı vardır. Bütün mamullerin cümledeki yeri, aslında amilinden sonra gelmesidir. Car mecrur  بِه۪ , ihtimam için amili olan  بَص۪يراًۜ ‘e takdim edilmiştir.

بَص۪يراًۜ  kelimesi bu ayette ilim manasındadır. (Âşûr)

Müsned olan  بَص۪يراً  sıfat-ı müşebbehe vezninde gelerek mübalağa ifade etmiştir. Bu kalıp bu vasfın mevsufta sürekli varlığına, sıfatın mevsufun bir parçası gibi ondan ayrılmayan bir özelliği olduğuna işaret eder.

Rab’bin görmesi ibaresinde zahir anlamın yanında, gereken şekilde muamelede bulunur anlamı kastedilmiştir ki bu da lâzım-melzûm alakasıyla mecaz-ı mürsel mürekkebdir.

[Şüphesiz Rabbi onu görmektedir] amellerini bilmektedir; onu ihmal etmez; bilakis onu kendine döndürür ve amelinin karşılığını verir. (Beyzâvî)