Leyl Sûresi 4. Ayet

اِنَّ سَعْيَكُمْ لَشَتّٰىۜ  ...

Şüphesiz sizin çabalarınız elbette çeşit çeşittir.
 
Sıra Kelime Anlamı Kökü
1 إِنَّ şüphesiz
2 سَعْيَكُمْ sizin işiniz س ع ي
3 لَشَتَّىٰ çeşit çeşittir ش ت ت
 

Bu yeminler de üzerine yemin edilen varlıkların değerini, onları yaratan gücün büyüklüğünü göstermekte; ayrıca gelecek konunun önemine dikkat çekmektedir. Allah Teâlâ, 3. âyetteki yeminle ilim ve kudretinin sonsuzluğuna ve sanatının üstünlüğüne işaret etmiştir. Zira aynı maddeden yaratılmış olan erkek ve dişi arasındaki cinsiyet farkının şuursuz tabiat tarafından bir tesadüf eseri olarak meydana getirilmesi imkân ve ihtimal dışıdır. 4. âyette, insanların çabalarının, yaptıkları işlerin türleri, nitelikleri ve amaçları bakımından başka başka olduğu belirtilerek -anlaşıldığı kadarıyla- bir insanı değerli veya değersiz yapan unsurun cinsiyet değil, davranışların dinî, ahlâkî ve insanî yönlerden mahiyeti ve değeri olduğu ima edilmiş; böylece konu, -müteakip âyetlerde üzerinde durulacak olan- Kur’an’ın geliş ortamı ve çağının en temel sorunu sayılabilecek yoksulluk meselesine, bunun çözümüyle yakından ilgili cömertlik ve cimrilik huylarına getirilmiştir. 

 


Kaynak :  Kur'an Yolu Tefsiri Cilt:5 Sayfa:633
 

اِنَّ سَعْيَكُمْ لَشَتّٰىۜ

 

İsim cümlesidir.  اِنَّ  tekid harfidir. İsim cümlesinin önüne gelir. İsmini nasb haberini ref eder.  سَعْيَكُمْ  izafeti  اِنَّ ‘nin ismi olup lafzen mansubdur. Muttasıl zamir  كُمْ  muzâfun ileyh olarak mahallen mecrurdur. Kasemin cevabıdır. 

لَ  harfi  اِنَّ ’nin haberinin başına gelen lam-ı muzahlakadır. شَتّٰى  kelimesi  اِنَّ ’nin haberi olup elif üzere mukadder damme ile merfûdur. 

شَتّٰى  maksur isimdir. Sondan bir önceki harfi fethalı olup son harfi (ى) olan isimlere “maksur isimler” denir. Maksur isimler genellikle (ى) ile biter. Fakat çok az olarak ( ا ) ile biten maksur isimler de vardır. Maksur isimlerin sonunda yer alan bu harflere “elif-i maksure” denir.  اَلْفَتَى – اَلْعَصَا  gibi…

Maksur isimlerin îrab durumu şöyledir: Merfu halinde takdiri damme ile, mansub halinde takdiri fetha ile, mecrur halinde takdiri kesra ile îrab edilir. Yani maksur isimler merfu, mansub, mecrur hallerinde hep takdiri olarak (takdiren) îrab edilir. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)

 

اِنَّ سَعْيَكُمْ لَشَتّٰىۜ


Kasemin cevabı olan ayet istînâfiyye olarak fasılla gelmiştir. Fasıl sebebi kemâl-i ittisâldir. Arkadan gelecek açıklamalar için icmali olarak gelmiştir. Merak uyandırır ve cem vardır.

اِنَّ  ve lam-ı muzahlaka ile tekid edilmiş, sübut ve istimrar ifade eden isim cümlesi, faide-i haber inkârî kelamdır.

Yalnızca bir isim cümlesi bile devam ve sübut ifade ettiğinden bu ve benzeri cümleler,  اِنّ , isim cümlesi ve lam-ı muzahlaka sebebiyle üç katlı tekid ifade eden çok muhkem cümlelerdir.

İsim cümleleri sübut ifade eder. İsim cümlelerinin asıl kuruluş sebebi; müsnedin, müsnedün ileyh için sabit olduğunu ifade etmektir. İsim cümlesinin haberi müfred ya da isim cümlesi olursa asıl konulduğu mana olan sübutu veya bazı karinelerle istimrarı (devamlılığı) ifade eder. İstimrar ifadesi daha çok medh ve zem durumlarında olur. (Fatma Serap Karamollaoğlu, Kur'an Işığında Belâgat Dersleri Meânî İlmi) 

سَعْيَكُمْ  izafeti  اِنَّ ’nin ismi,  شَتّٰى  haberidir.

İşleriniz başka başkadır. Bu ifade, yukarıdaki yeminin cevabıdır. Ayet metninde yer alan شَتّٰى  kelimesi,  شتيت  kelimesinin çoğulu olup dağınık, başka başka anlamlarına gelir. Buna göre ayetin manası; sizin çalışmanız, ameliniz, çabalarınız değişik değişiktir. Bazıları güzeldir, yararlıdır. Bazıları çirkindir, zararlıdır demek olur. (Fahreddin er-Râzî)  

Surenin yeminle başlayıp, cevabının Sizin  سَعْيَكُمْ لَشَتّٰىۜ  [işleriniz dağınıktır] şeklinde verilmesi, daha sonra gelen ayetlerde bir taksim yapılması ki aksi takdirde bu cevap doğru olmazdı, tekide delalet eden  أمَّا  edatları,  مَنْ ‘deki umum ifadesi, kolaylaştıracağız sözündeki adalet arzusu; bu ayetlerde bulunan bedî sanatlarındandır. Dikkatle incelenirse surenin bütününde benzer sanatların olduğu görülür. (Fatma Serap Karamollaoğlu, Kur’an Işığında Belâgat Dersleri Bedî’ İlmi)

سَعْيَ ; hakikatte kuvvetli ve hızlı yürümek demektir. Burada amel ve ağır iş manasında müsteardır.  شَتّٰىۜ  kelimesinde istiare vardır ya da farklı ameller kastedilmiştir. (Âşûr)  

كُمْ  ile hitap mümin kâfir bütün insanlaradır. (Âşûr) 

Muzaf olan masdarlar umum ifade eder. Bunun için  شَتّٰىۜ  da çoğul geldi. Ya da  شَتّٰى  çoğul manasındaki masdarın müennes şeklindeki haberidir. (Âlûsî)

Bu ayet, geçen ayetlerdeki yeminlerin cevabıdır, böylece Allah Teâlâ, ceza (karşılık) bakımından kullarının amellerinin farklı farklı oluşları hususunda, o şeylere yemin etmiş demektir. (Fahreddin er-Râzî)

شَتّٰى  kelimesi,  مرضى ومريض (Hasta-hastalar) kelimesinde olduğu gibi,  شتيت  kelimesinin çoğuludur. Aralarındaki farklılıktan ve mesafeden ötürü, çeşit-çeşit olan şeylere  شتى  denilir. Çünkü  الشتات  masdarı, birbirinden "uzaklaşma ve ayrılma" manasınadır. Buna göre sanki, "Şüphesiz sizin amellerinizin bir kısmı, değer kısmından uzak ve farklıdır" denilmek istemiştir. Çünkü bu amellerin bir kısmı dalalet, bir kısmı hidayettir; bir kısmı cenneti, bir kısmı da cehennemi icap ettirmektedir. Dolayısıyla bu iki çeşit arasında çok fark vardır. (Fahreddin er-Râzî)