Leyl Sûresi 6. Ayet

وَصَدَّقَ بِالْحُسْنٰىۙ  ...

Onun için kim (elinde bulunandan) verir, Allah’a karşı gelmekten sakınır ve en güzel sözü (kelime-i tevhidi) tasdik ederse, biz onu en kolay olana kolayca iletiriz.  (5 - 7. Ayetler Meali)
 
Sıra Kelime Anlamı Kökü
1 وَصَدَّقَ ve doğrularsa ص د ق
2 بِالْحُسْنَىٰ en güzel(söz)ü ح س ن
 

Bu ve benzeri sûrelerin indiği Mekke’de insanlar arasında büyük bir gelir farkı bulunuyor; tüccar ve zengin bazı putperest Araplar yoksullar karşısında son derece bencil, duyarsız, umursamaz davranıyor; hatta dönemin canlı şahidi olan Kur’ân-ı Kerîm’in bildirdiğine göre bunlar, “Dilese Allah’ın doyuracağı kimseleri biz mi besleyeceğiz!” diyecek kadar küstahlaşıyor (bk. Yâsîn 36/47), birbirlerine cimriliği öğütleyecek kadar acımasız davranıyorlardı (bk. Nisâ 4/37; Hadîd 57/24). Bu sebeple Mekke döneminde inen âyetlerin Allah’ın birliği inancının yerleştirilmesinin yanında en büyük hedefi yoksulluk sorununa el atmak, bunun âcil yollarından biri olarak insanların kalplerini yoksul ve himayesizlere karşı bencillik, sevgisizlik ve cimrilikten arındırmak; dertlerin de nimetlerin de paylaşılabildiği bir toplumsal ruh ve zihniyet geliştirmek olmuştur. Konumuz olan sûre bu zihniyeti hazırlayan anlamlı tesbitler, öğütler, uyarılar ve müjdeler içermektedir. Sonuç olarak sûrede iki farklı karakter tipi ortaya konmakta; açıkça belirtilmemekle birlikte ifadenin genelinden kolayca anlaşıldığı üzere bunlardan ilki olan cömert ve özverili tip müslüman insanı, cimri ve bencil tip de inkârcıyı temsil etmektedir.

Güzel karşılık” diye çevirdiğimiz 6. âyetteki hüsnâ kelimesini müfessirler “iman, kelime-i tevhid, en güzel din olan İslâm, namaz, oruç ve zekât, ibadetlerin güzel karşılığı” gibi anlamlarla açıklamışlardır (bk. Şevkânî, V, 530; Elmalılı, VIII, 5876). Bize göre hüsnâ kelimesi bu bağlamda inanç, ibadet, muâmelât ve ahlâk ilkeleriyle İslâm inanç ve uygulamaları bütününü ifade eder. 7. âyette geçen ve Allah’ın cömert kulu için kolaylaştıracağı bildirilen rahatlık ve mutluluk yolunu ifade etmek üzere “en kolay” anlamına gelen yüsrâ kelimesi kullanılmıştır. Bu kelime “daha fazla iyilik yapma özelliği, erdemi” olarak da açıklanmıştır. Buna göre insan iyilik yapmaya çalıştıkça Allah da onda iyilik iradesini güçlendirir, iyilik yollarını kolaylaştırır ve sonunda cömertlik denilen güzel haslet onun kişiliğinin ayrılmaz bir özelliği, karakteri haline gelir. 

 


Kaynak :  Kur'an Yolu Tefsiri Cilt:5 Sayfa:633-634
 

وَصَدَّقَ بِالْحُسْنٰىۙ


Ayet, atıf harfi وَ ‘la sıla cümlesi  اتَّقٰى ‘ya matuftur. Matuf ve matufun aleyhin hükümde ortak olduğunu belirtir. İkisi arasında tertip (sıra) olduğunu göstermez. Vav ile yapılan atıfta matuf ve matufun aleyh yer değiştirebilir. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)

Fiil cümlesidir.  صَدَّقَ  fetha üzere mebni mazi fiildir. Faili müstetir olup takdiri هو ‘dir.   بِالْحُسْنٰى  car mecruru  صَدَّقَ  fiiline mütealliktir. 

صَدَّقَ  fiili sülâsî mücerrede bir harf ilave edilerek mezid yapılan fiillerdendir. Fiil tef’il babındandır. Sülâsîsi  صدق ’dir.

Bu bab fiile çokluk (fiilin, failin veya mef‘ûlun çokluğu), bir tarafa yönelme, mef'ûlü herhangi bir vasfa nispet etmek, gidermek, bir terkibi kısaltmak, eylemin belli bir zaman diliminde meydana gelmesi, özneyi fiilin türediği şeye benzetmek, sayruret, isimden fiil türetmek, hazır olmak, bir şeyin aralıklarla tekrarlanması manalarını katar.

 

وَصَدَّقَ بِالْحُسْنٰىۙ


Ayet, önceki ayetteki sıla cümlesine atfedilmiştir. Atıf sebebi hükümde ortaklıktır. Cümleler arasında manen ve lafzen mutabakat mevcuttur. Müspet mazi fiil sıygasında faide-i haber ibtidaî kelamdır.

Mazi fiil sebata, temekkün ve istikrara işaret eder. (Hâlidî, Vakafât, S.107)

صَدَّقَ  fiiline müteallik car mecrur  بِالْحُسْنٰى , ism-i tafdil vezninde gelerek, mübalağa ifade etmiştir.

O kimsenin özelliklerinin veren, sakınan ve güzel olanı doğrulayan şeklinde sayılması taksim sanatıdır.

[Ve en güzel olanı doğrularsa, ve en güzeli tasdik etmiş ise.] Hakikatte bir güzellik ve güzellerin en güzeli bulunduğuna inanmış, iyiyi kötüyü, fazileti rezilliği fark etmiş, iyilik güzellik yaptıkça güzelliklerin en güzele doğru gittikçe artacağına, iyilik yapanlara ilerisinin daha iyi olacağına inanmış, inanarak ihsanda bulunanlar hakkında iyimser olarak çalışmış. (Elmalılı)

صدقَ ; sözün gerçeğe veya kalbindekine uygun olmasıdır. Fiil, niyet ve akidenin doğruluğu hakkında kullanılır. Kur’an’daki tasdik kelimesi Allah’ı, ayetlerini, resullerini, kelimelerini ve ona kavuşmayı tasdik hakkında geçer. 

Burada da, o başka başka çalışmalar açıklanmakta ve hükümleri beyan edilmektedir.

Yani kim, malının haklarını verir, Allah'ın yasakladığı haramlardan sakınırsa ve en güzel haslet olan iman konusunu tasdik ederse, yahut en güzel kelime olan tevhid kelimesini, yahut en güzel din olan islam dinini, yahut en güzel mükâfat olan cenneti de tasdik ederse biz de onu, cennete girmek ve onun ön hazırlıkları gibi kolaylığa ve rahata hazırlarız. (Ebüssuûd)

Bu ayet-i kerime’nin Hazret-i Ebubekir (ra) hakkında nazil olduğu rivayet edilmektedir. (Taberî)