وَكَذَّبَ بِالْحُسْنٰىۙ
Cimrilik edip kendisiyle yetinen, yani kendi gücüne ve elindekilere güvenip Allah karşısında bile kendisini ihtiyaçsız görecek kadar kibirde ileri giden kişinin zora sokulmasından söz edilirken “en zor” anlamına gelen usrâ kelimesi kullanılmıştır. Bu sebeple cümle genellikle “Biz onu en zora hazırlarız” şeklinde anlaşılmıştır. Allah’ın kulunu zor olana hazırlamasından maksat da kulun, Allah ve resulünün gösterdiği yolu kabul etmeyerek yanlışlarda ısrar etmesi, bu sûre bağlamında ise cimriliğini sürdürmesi neticesinde Allah’ın ondan hidayet ve yardımını çekmesi, onu kendi haline bırakmasıdır. Bu ise insan için en büyük mahrumiyettir. Çünkü bu şekilde kendi başına kalan kul helâl haram demeden nefsânî arzularını tatmine çalışır; kötülük yapmak, günah işlemek ona kolay gelir, bunlardan zevk alır. Sonunda da cehennemi boylar; dünyada cimrilik edip biriktirmiş olduğu servetini orada fidye olarak verip cehennem azabından kurtulmak ister ama bu da mümkün olmaz (bk. Mâide 5/36; Meâric 70/11-16).
وَكَذَّبَ بِالْحُسْنٰىۙ
Ayet, atıf harfi وَ ‘la önceki ayetteki بَخِلَ fiiline matuftur. Fiil cümlesidir. كَذَّبَ fetha üzere mebni mazi fiildir. Faili müstetir olup takdiri هو ‘dir. بِالْحُسْنٰىۙ car mecruru كَذَّبَ fiiline mütealliktir.
كَذَّب fiili sülâsî mücerrede bir harf ilave edilerek mezid yapılan fiillerdendir. Fiil tef’il babındandır. Sülâsîsi كذب ’dir.
Bu bab fiile çokluk (fiilin, failin veya mef‘ûlun çokluğu), bir tarafa yönelme, mef'ûlü herhangi bir vasfa nispet etmek, gidermek, bir terkibi kısaltmak, eylemin belli bir zaman diliminde meydana gelmesi, özneyi fiilin türediği şeye benzetmek, sayruret, isimden fiil türetmek, hazır olmak, bir şeyin aralıklarla tekrarlanması manalarını katar.
وَكَذَّبَ بِالْحُسْنٰىۙ
Ayet, hükümde ortaklık nedeniyle önceki ayetteki sıla cümlesine atfedilmiştir. Müspet mazi fiil sıygasında faide-i haber ibtidaî kelamdır.
Mazi fiil sebata, temekkün ve istikrara işaret eder. (Hâlidî, Vakafât, S.107)
Son dört ayette cem mea takdim sanatı vardır. Dördüncü ayetteki سَعْيَكُمْ ibaresindeki cem’, en güzeli tasdik etmek, vermek, sakınmak ve en güzeli yalanlamak, cimrilik etmek, müstağni olmak şeklinde taksim edilmiştir.
كَذَّبَ fiiline müteallik car mecrur بِالْحُسْنٰى , ism-i tafdil vezninde gelerek, mübalağa ifade etmiştir.
Ve en güzeli de yalanlarsa, ve en güzeli yalanlamış, daha güzele veya en güzele inanmamış, cennet nimetleriyle ihsan sahibi kişileri bekleyen akıbetin daha güzel olacağı hakikatine yalan demiş, kısacası gün günden daha kötüdür ihsanın, korunmanın faydası yoktur diyerek sonuç hakkında kötümser olmuş ise. (Elmalılı)