اَلَمْ يَعْلَمْ بِاَنَّ اللّٰهَ يَرٰىۜ
Müfessirlerin çoğunluğuna göre bu âyetler Hz. Peygamber’e hitap ederek onun ve müminlerin Kâbe önünde namaz kılmalarını engellemeye kalkışan Ebû Cehil’e karşı bir eleştiri ve uyarıdır. Ancak bunları genel anlamda bütün insanlık için bir uyarı olarak değerlendirmek daha uygun olur. Zira âyetlerin içeriği dikkate alındığında burada, belli tarihsel kişi ve olayların ötesine uzanılarak her dönemde görülen ve dinin sosyal hayatı iyilik, hak ve adalet ilkeleri yönünde şekillendirme işlevini engellemek isteyen bütün zorbaların eleştirildiği ve insanlığın onlara karşı uyarıldığı anlaşılmaktadır. 11-12. âyetler ise hem kendisi doğru yolda olan hem de başkalarına Allah’a saygılı olmayı ve sorumluluk şuuru içerisinde bulunmayı emreden bir kimsenin ibadetten veya dinin emirlerini yerine getirmekten engellenmesinin kesinlikle yanlış ve haksız olduğunu ifade eder.
اَلَمْ يَعْلَمْ بِاَنَّ اللّٰهَ يَرٰىۜ
اَلَمْ يَعْلَمْ cümlesi, 9.ayetteki اَرَاَيْتَ ‘nin ikinci mef’ûlün bihi olarak mahallen mansubdur.
Hemze isitifham harfidir. Fiil cümlesidir. لَمْ muzariyi cezm ederek manasını olumsuz maziye çeviren harftir.
يَعْلَمْ sükun ile meczum muzari fiildir. Faili müstetir olup takdiri هو ‘dir. اَنَّ ve masdar-ı müevvel بِ harf-i ceriyle يَعْلَمْ fiiline mütealliktir.
أَنَّ masdar harfidir. İsim cümlesine dahil olur. İsmini nasb haberini ref yapar, cümleye masdar anlamı verir. اللّٰهَ lafza-i celâli أَنَّ ‘nin ismi olup lafzen mansubdur. يَرٰى fiili أَنَّ ‘nin haberi olarak mahallen merfûdur.
يَرٰى elif üzere mukadder damme ile merfû muzari fiildir. Faili müstetir olup takdiri هو ‘dir. Şartın cevabı mahzuftur. İkinci mef’ûlün bih ona delalet eder. Takdiri, إن كذّب وتولّى فهل يعلم هذا الناهي أنّ الله يراه (Eğer yalanlar ve yüz çevirirse bu nehyeden Allah’ın onu gördüğünü bilmez mi?) şeklindedir.اَلَمْ يَعْلَمْ بِاَنَّ اللّٰهَ يَرٰىۜ
İstînâfiyye olarak fasılla gelmiştir. Menfî muzari fiil sıygasındaki cümle, istifham üslubunda talebî inşâî isnaddır. Cümle 9. ayetteki اَرَاَيْتَ fiilinin ikinci mef’ûlüdür.
Muzari sıygada gelerek teceddüt, istimrar ve tecessüm ifade etmiştir. Ayetteki istifham gerçek manada soru olmayıp, taaccüp ve tevbih manasında olduğu için mecaz-ı mürsel mürekkebdir.
Masdar ve tekid harfi اَنَّ ’nin dahil olduğu sübut ve istimrar ifade eden isim cümlesi masdar tevilinde, بِ harfiyle birlikte يَعْلَمْ fiiline mütealliktir. Lafz-ı celâl mübteda, يَرٰىۜ cümlesi haberdir. يَرٰىۜ fiilinin mef’ûlü, mübalağa ve umum kastıyla hazf edilmiştir. Mef’ûlün hazfi, îcâz-ı hazif sanatıdır.
بِ harf-i ceri, يَعْلَمْ (bilir) fiilinin kesinliğini ifade etmek üzere gelmiş zait harftir.
بِاَنَّ اللّٰهَ يَرٰىۜ cümlesi vaîd ve ikabdan kinayedir. يَعْلَمْ fiili بِ harfi ile müteaddi olarak yakîn manası kazanmıştır. (Âşûr)
Faide-i haber inkârî kelam olan masdar-ı müevvel cümlesinde müsnedin muzari fiil cümlesi olarak gelmesi hükmü takviye, hudûs ve teceddüt ifade eder. Muzari fiil tecessüm özelliği sayesinde muhatabın muhayyilesini harekete geçirerek olayı daha iyi anlamasını sağlar.
Muzari fiilin geldiği hallerde çoğunlukla bu gaye mevcuttur. Muzari fiilin kullanımıyla sahne muhatabın gözünde sanki o anda canlanır. Bu da insanı etkiler. (Fatma Serap Karamollaoğlu, Kur'an Işığında Belâgat Dersleri Meânî İlmi)
Müsnedün ileyhin bütün esma-i hüsnaya ve kemâl sıfatlara şamil olan lafza-i celâlle marife olması telezzüz, teberrük ve haşyet duyguları uyandırmak içindir.
Ayette mütekellim Allah Teâlâ olduğu halde اللّٰهِ isminin zikredilmesi tecrîd sanatıdır.
İsim cümlelerinin asıl kuruluş sebebi; müsnedin, müsnedün ileyh için sabit olduğunu ifade etmektir. İsim cümlesinin haberi müfred ya da isim cümlesi olursa asıl konulduğu mana olan sübutu veya bazı karinelerle istimrarı (devamlılığı) ifade eder. İstimrar ifadesi daha çok medh ve zem durumlarında olur. (Fatma Serap Karamollaoğlu, Kur'an Işığında Belâgat Dersleri Meânî İlmi)
Yalnızca bir isim cümlesi bile devam ve sübut ifade ettiğinden اَنَّ , isim cümlesi ve isnadın tekrarı olmak üzere üç tekid içeren bu ve benzeri cümleler çok muhkem/sağlam cümlelerdir. (Elmalılı, Kadr/1)
رَاَيْتَ - يَرٰى kelimeleri arasında iştikak cinası ve reddü’l-acüz ale’s-sadr sanatları vardır.