Kadir Sûresi 3. Ayet

لَيْلَةُ الْقَدْرِ خَيْرٌ مِنْ اَلْفِ شَهْرٍۜ  ...

Kadir gecesi bin aydan daha hayırlıdır.
 
Sıra Kelime Anlamı Kökü
1 لَيْلَةُ gecesi ل ي ل
2 الْقَدْرِ kadir ق د ر
3 خَيْرٌ hayırlıdır خ ي ر
4 مِنْ -dan
5 أَلْفِ bin ا ل ف
6 شَهْرٍ ay- ش ه ر
 
Kadr kelimesi sözlükte “güç, hüküm, değer, şeref” gibi anlamlara gelir. Özellikle Kur’an’ın bu gecede indirilmesinin geceyi şereflendirdiğini ve kadrini yücelttiğini ifade etmek üzere ona bu isim verilmiştir. Bu sûre inmeden önce gecenin böyle bir ismi yoktu. Duhân sûresinde, “Biz onu mübarek bir gecede indirdik” (44/3) buyurularak bu gecenin bereketli, hayırlı, uğurlu, önemli ve kutsal bir gece olduğu açıkça ifade edilmiştir. Sûrenin ilk âyetinde Kur’an’ın bu gecede, Bakara sûresinde de (2/185) ramazan ayında indirildiği belirtilmiştir. Buna göre Kadir gecesinin ramazan ayı içerisinde olduğu açıktır; ramazanın hangi gecesine denk geldiği konusunda farklı görüşler vardır. Bununla birlikte, Buhârî ve Müslim’in kaydettiği, Hz. Âişe’ye isnad edilen, Alak sûresinde naklettimiz bir hadiste Hz. Peygamber’e ilk vahyin Ramazan’ın 27. gecesinde geldiği bildirilmiş; bu sebeple Kadir gecesinin Ramazan’ın 27. gecesi olduğu yönünde genel bir kanaat oluşmuştur. Bazı rivayetlere göre Kur’an bu ayın son on günü içinde inmeye başlamıştır (Kurtubî, XVI, 124). Kadir gecesinin kesin olarak bildirilmemesi, insanların o gecede kazanacakları sevaplara güvenip diğer zamanlarda kulluk görevlerini ihmal etmelerini önlemek gibi bazı sebep ve hikmetlerle açıklanmıştır. Müfessirler, “Biz onu Kadir gecesinde indirdik” diye çevirdiğimiz 1. âyetteki “o” zamiriyle Kur’an’ın kastedildiği konusunda ittifak etmişlerdir (bk. Taberî, XXX, 166; Râzî, XXXII, 27; Şevkânî, V, 554). Kur’an’ın, zamirle anlaşılacak derecede apaçık bilinen, tanınan, şanı yüce bir kitap olduğunu göstermek için adının açıkça anılmadığı belirtilir. “Biz onu indirdik” ifadesinden, “tamamını indirdik” veya “indirmeye başladık” mânaları anlaşılabilir. Âlimlerin çoğu, âyette “peyderpey indirdik” anlamındaki nezzelnâ yerine “indirdik” anlamındaki enzelnâ fiilinin kullanılmasını gerekçe göstererek burada Kur’an’ın tamamının ulûhiyyet makamından dünya semasına indirilmesinin söz konusu edildiğini ileri sürmüşlerdir. Bazı âlimler ise bu âyetle doğrudan Hz. Peygamber’e gelen Alak sûresinin ilk âyetlerinin kastedildiği kanaatindedirler. Her iki yoruma göre de söz konusu zaman diliminin Kur’an-ı Kerîm’in indirilişine sahne olduğu ve bu olayla büyük bir değer kazandığı için bu sûrede ona “leyletü’l-Kadr” denilmiştir (M. Sait Özervarlı, “Kadr Sûresi”, DİA, XXIV, 140-141). “Bilir misin nedir Kadir gecesi?” meâlindeki 2. âyete cevap veren sonraki âyetlerde onun tarihinin açıklanması yerine bu gecenin önemi, insanlar için hayır ve bereketi üzerinde durulmuştur. Duhân sûresinde de Kur’an’ın “mübarek bir gecede” indirildiği belirtilerek hüküm ve hikmet içeren bütün işlerin bu gecede ayrıldığı, belirlendiği ifade edilir (Duhân 44/3-4). Müfessirlerin bir kısmı, Kadir gecesinin bin aydan hayırlı olduğunu bildiren 3. âyeti hakiki mânasında anlayarak bu gecede yapılan ibadet ve hayırların, içinde Kadir gecesinin bulunmadığı bin ayda yapılanlardan daha çok sevap getireceğini belirtirler. Başka bir yoruma göre buradaki bin sayısı çokluktan kinayedir. Nitekim birçok dilde olduğu gibi Arapça’da da bin sayısı büyük çoklukları anlatmak için kullanılmaktadır. Şu halde bu âyette Kadir gecesinde yapılan ibadet ve iyiliklerin diğer bütün zamanlarda yapılanlardan daha çok sevap getireceği ifade edilmiş olmaktadır (Şevkânî, V, 555; İbn Âşûr, XXX, 459). Kaynak : Kur'an Yolu Tefsiri Cilt:5 Sayfa: 658-659
 

لَيْلَةُ الْقَدْرِ خَيْرٌ مِنْ اَلْفِ شَهْرٍۜ

 

İsim cümlesidir.  لَيْلَةُ  mübteda olup lafzen merfûdur. Aynı zamanda muzâftır. الْقَدْرِ muzâfun ileyh olup kesra ile mecrurdur. 

خَيْرٌ  haber olup lafzen merfûdur.  مِنْ اَلْفِ  car mecruru  خَيْرٌ ‘a mütealliktir. شَهْرٍ  muzâfun ileyh olup kesra ile mecrurdur.  

خَيْرٌ  ism-i tafdil kalıbındandır. Çok kullanıldığı için başındaki hemze hafifletilmiştir. (Âşûr)  

İsm-i tafdil; bir vasfın, bir hususun bir varlıkta diğer bir varlıktan daha fazla olduğunu ifade eder. İsm-i tafdil  اَفْضَلُ  veznindendir. İsm-i tafdilin sıfat-ı müşebbeheden farkı; renk, şekil, uzuv noksanlığı ifade etmemesidir. Müennesi  فُعْلَى  veznindedir. 

İsm-i tafdilden önce gelen isme “mufaddal”, sonra gelen isme “mufaddalun aleyh’’ denir. Mufaddal ve mufaddalun aleyhi bazen açıkça cümlede göremeyebiliriz. Bu durumda mufaddal ve mufaddalun aleyh cümlenin gelişinden anlaşılır. 

خَيْرٌ  ve  شَرٌّ  kelimeleri Kur’an-ı Kerim’de umumiyetle ism-i tafdil manasında gelmiştir. Bunların asılları  اَخْيَرُ  ve  اَشْرَرُ  veznindedir. Çok kullanıldıklarından dolayı Arap dilbilgisinde bu şekilde gelmektedir. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)

 

لَيْلَةُ الْقَدْرِ خَيْرٌ مِنْ اَلْفِ شَهْرٍۜ

 

Beyanî istînâf olarak fasılla gelen cümlenin fasıl sebebi şibh-i kemâl-i ittisâldir. Mübteda ve haberden müteşekkil sübut ve istimrar ifade eden isim cümlesi faide-i haber ibtidaî kelamdır.

İsim cümlesi sübut ifade eder. İsim cümlelerinin asıl kuruluş sebebi; müsnedin, müsnedün ileyh için sabit olduğunu ifade etmektir. İsim cümlesinin haberi müfred ya da isim cümlesi olursa asıl konulduğu mana olan sübutu veya bazı karinelerle istimrarı (devamlılığı) ifade eder. İstimrar ifadesi daha çok medh ve zem durumlarında olur. (Fatma Serap Karamollaoğlu, Kur'an Işığında Belâgat Dersleri Meânî İlmi)

Müsnedün ileyhin izafetle marife olması, veciz ifadenin yanında tazim ve teşrif içindir.

Kadir gecesinin şanına fazla önem vermek ve onun yüceliğini gös­termek için, لَيْلَةُ الْقَدْرِ    (Kadir Gecesi) terkibi üç defa zikredilerek ıtnâb yapıl­mıştır. (Safvetü’t Tefâsir)

Müsned olan  خَيْرٌ , ism-i tafdil vezninde gelerek mübalağa ifade etmiştir.

لَيْلَةُ الْقَدْرِ ‘nin zikrinde, terdîd sanatı vardır.

لَيْلَةُ الْقَدْرِ  ifadesi üçüncü kez zikredilerek ıtnâb yapılmıştır. Bu şekilde bir anlatım tarzı işin büyüklüğünü ve fazlını beyan açısından çok önemlidir. Çünkü Kur’an’da bunun benzeri bir anlatım tarzı yoktur. Ayrıca, bu ayette  اَلْفِ  kelimesi sıfattan kinaye olarak kullanılmıştır. Bin ay ile yüce Allah'ın zamanın tümünü kastettiği belirtilmiştir. Çünkü Araplar bin sayısını birçok defa mübalağa olarak kullanırlar. Burada da Bin ay kesretten kinayedir. (Salih Kalkan, Kadir Suresi Gramatik, Edebi, Analitik Yorumu)

Ayet; istinafi beyaniyye veya atf-ı beyan konumundadır. (Âşûr)

2. ayetin لَيْلَةُ الْقَدْرِ  ile bitip de 3. ayetin tekrar لَيْلَةُ الْقَدْرِ  ile başlamasında teşâbüh-i etrâf sanatı vardır. (Âşûr)

"Kadir Gecesi, bin aydan hayırlıdır." Bu ifade, Kur’an'ın şanının ve mertebesinin ne kadar yüce ve büyük olduğunu bildirmektedir. Zira Kur’an'ın zamir ile ifade edilmesi (Onu Kadir Gecesinde indirdik), onun sarih olarak zikredilmesine ihtiyaç duyulmayacak kadar meşhur olduğunu bildirmektedir. Sanki Kur’an, bütün zihinlerde hazırdır. Yine Kur’an'ı indirmek fiilinin azamet nûn'una isnad edilmesi, (biz indirdik), onun son derece önemsendiğini bildirmektedir. (Ebüssuûd)

Kur’an'ın nazil olduğu geceye Kadir Gecesi denilmesi, ya işlerin ve hükümlerin o gece takdir edilmesinden dolayıdır. Nitekim bir ayette şöyle denilmektedir: "Her hikmetli işe o gecede hükmedilir." Yahut bu gecenin diğer gecelerden daha şerefli ve üstün olmasından dolayı ona Kadir Gecesi denilmiştir. (Ebüssuûd)

اَلْفِ شَهْرٍۜ : Burada bin ay (bin aydan hayırlıdır) denilmesinden murad, ya çokluk ifade etmek içindir yahut şunun içindir: Rivayet olunur ki, Peygamberimiz, İsrailoğullarından bir mücahidi anlattı ve onun silahını kuşanıp Allah yolunda bin ay savaştığını söyledi. Onu dinleyen müminler hayret ettiler ve kendi amellerini çok yetersiz gördüler, işte bundan dolayı o gazinin bin aylık müddetinden daha hayırlı olan bir gece onlara bahşedildi. (Ebüssuûd)