Kadir Sûresi 4. Ayet

تَنَزَّلُ الْمَلٰٓئِكَةُ وَالرُّوحُ ف۪يهَا بِاِذْنِ رَبِّهِمْۚ مِنْ كُلِّ اَمْرٍۙۛ  ...

Melekler ve Ruh (Cebrail) o gecede, Rablerinin izniyle her türlü iş için iner de iner.
 
Sıra Kelime Anlamı Kökü
1 تَنَزَّلُ iner de iner ن ز ل
2 الْمَلَائِكَةُ melekler م ل ك
3 وَالرُّوحُ ve Ruh ر و ح
4 فِيهَا onda
5 بِإِذْنِ izniyle ا ذ ن
6 رَبِّهِمْ Rab’lerinin ر ب ب
7 مِنْ için
8 كُلِّ her ك ل ل
9 أَمْرٍ ا م ر
 
Burada Kadir gecesinin bin aydan hayırlı oluşunun başka bazı sebepleri açıklanmaktadır. Bu gece Allah Teâlâ’nın vereceği görevleri üstlenmek üzere melekler ve ruh yeryüzüne inerler. Müfessirlerin çoğunluğuna göre 4. âyetteki “ruh”tan maksat Cebrâil’dir (krş. Şuarâ 26/193-194). Cebrâil meleklerden biri olmakla birlikte makamının yüksekliğini ve şanının yüceliğini göstermek üzere ayrıca zikredilmiştir. Ruha “meleklerin ileri gelenleri, meleklerin dışında Allah’ın görünmez ordularından bir ordu, rahmet” vb. mânalar verenler de vardır (Râzî, XXXII, 34; Şevkânî, V, 555). 5. âyette bu gecenin esenlik ve mutluluk gecesi olduğu ifade edilmiştir. Zira melekler gecenin başından itibaren şafak sökünceye kadar gruplar halinde inerek müminlere selâm verirler. Bu durum gecenin karanlığı çekilinceye kadar devam eder. Kadir gecesinde Allah Teâlâ rahmân ismiyle tecelli etmekte, –Duhân sûresinin 4-6. âyetlerinden de anlaşıldığı üzere– bu tecelli en az bir yıl boyunca genel esenliğin devamını sağlamakta, düzeni ve dengeyi korumaktadır. Bu sebeple ramazanın son on gününe girildiğinde Hz. Peygamber dünyevî işlerden uzaklaşıp mescidde itikâfa çekilir, vaktini daha çok ibadet ve tefekkürle geçirirdi (Buhârî, “İ‘tikâf”, 1; Müslim, “İ‘tikâf”, 1-5). Dolayısıyla müminler de Kadir gecesini ibadetle ve dualarla ihya etmelidirler. Hz. Âişe bu gecenin nasıl ihya edileceğini Hz. Peygamber’e sormuş, o da “Allahım! Sen affedicisin, affı seversin, beni affet! de” şeklinde cevap vermiştir (Tirmizî, “Da‘avât”, 84; İbn Mâce, “Duâ”, 5). Kadir gecesi, “kandil geceleri” denilen ve zamanla İslâm kültür tarihinde kutlu olduğuna inanılıp çeşitli ibadetlerle ihya edilen, hatta merasimlerle kutlanan gecelerden biri ve en önemlisidir (geniş bilgi için bk. Halit Ünal, “Berat Gecesi”, DİA, V, 475-476; M. Sait Özervarlı-Mustafa Uzun, “Kadir Gecesi”, a.g.e., XXIV, 124-127; Nebi Bozkurt, “Kandil”, a.g.e., XXIV, 300-301). Kaynak : Kur'an Yolu Tefsiri Cilt:5 Sayfa:657-660
 

تَنَزَّلُ الْمَلٰٓئِكَةُ وَالرُّوحُ ف۪يهَا بِاِذْنِ رَبِّهِمْۚ مِنْ كُلِّ اَمْرٍۙۛ

 

Fiil cümlesidir.  تَنَزَّلُ  damme ile merfû muzari fiildir.  الْمَلٰٓئِكَةُ  fail olup lafzen merfûdur.  الرُّوحُ  atıf harfi وَ ‘la makabline matuftur. 

Atıf harflerinden biri kullanılarak iki kelimeyi veya iki cümleyi birbirine bağlamaya atf-ı nesak denir. Atıf harfinden önce gelene matufun aleyh, sonra gelene matuf denir. Matuf ve matufun aleyh arasında îrab bakımından, sıyga bakımından, cümlelerin haberî veya inşaî olması bakımından uyum olur. Mana bakımından aralarında uygunluk varsa fiil isme atfedilebilir. Müstetir zamir atıf olmaz. Matufun îrabı her zaman için matufun aleyhe uyar.

Matuf ve matufun aleyhin hükümde ortak olduğunu belirtir. İkisi arasında tertip (sıra) olduğunu göstermez. Vav ile yapılan atıfta matuf ve matufun aleyh yer değiştirebilir. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)

ف۪يهَا  car mecruru  تَنَزَّلُ  fiiline mütealliktir. بِاِذْنِ  car mecruru  تَنَزَّلُ  fiiline mütealliktir. Aynı zamanda muzâftır.  رَبِّهِمْ  muzâfun ileyh olup kesra ile mecrurdur. Muttasıl zamir  هِمْ  muzâfun ileyh olarak mahallen mecrurdur. 

مِنْ  sebebiyyedir.  مِنْ كُلِّ  car mecruru  تَنَزَّلُ  fiiline mütealliktir. Aynı zamanda muzâftır. اَمْرٍ  muzâfun ileyh olup kesra ile mecrurdur.

تَنَزَّلُ  fiili sülâsî mücerrede iki harf ilave edilerek mezid yapılan fiillerdendir  تَفَعَّلَ babındadır. Sülâsîsi  نزل ’dir. Aslı  تتنزّل  şeklindedir.  تَ  harflerinden biri hazf edilmiştir. 

Bu bab fiile mutavaat, tekellüf, ittihaz, sayruret, tecennüp (sakınma) ve talep anlamları katar.

 

تَنَزَّلُ الْمَلٰٓئِكَةُ وَالرُّوحُ ف۪يهَا بِاِذْنِ رَبِّهِمْۚ مِنْ كُلِّ اَمْرٍۙۛ

 

Beyanî istînâf olarak fasılla gelen cümlenin fasıl sebebi şibh-i kemâl-i ittisâldir.

Müspet muzari fiil sıygasında gelerek teceddüt, istimrar ve tecessüm ifade eden cümle, faide-i haber ibtidaî kelamdır.

Muzari fiil teceddüt, istimrar ve tecessüm ifade etmiştir. Muzari fiil tecessüm özelliği sayesinde muhatabın muhayyilesini harekete geçirerek olayı daha iyi anlamasını sağlar. Muzari fiilin geldiği hallerde çoğunlukla bu gaye mevcuttur. Muzari fiilin kullanımıyla sahne muhatabın gözünde sanki o anda canlanır. Bu da insanı etkiler. (Fatma Serap Karamollaoğlu, Kur'an Işığında Belâgat Dersleri Meânî İlmi) 

الرُّوحُ , fail olan  الْمَلٰٓئِكَةُ ’ya matuftur.  الْمَلٰٓئِكَةُ ‘ya  الرُّوحُ ‘nun atfedilmesi, umumdan sonra hususun zikri babında ıtnâb sanatıdır. 

تَنَزَّلُ الْمَلٰٓئِكَةُ وَالرُّوحُ [Melekler ve Cebrail iner] cümlesinde, umumiden sonra hususi olan zikredilmiştir. Yüce Allah, Cebrail'in şerefinin yüceliğine dikkat çekmek için meleklerden sonra onu ayrıca zikretti. (Safvetü’t Tefâsir)

ف۪يهَا  car mecruru,  تَنَزَّلُ  fiiline veya  الْمَلٰٓئِكَةُ ’nun mahzuf haline mütealliktir. Halin hazfi, îcâz-ı hazif sanatıdır. Takdiri; متلبسين (sarılmış, kaplanmış bir halde) şeklindedir.

تَنَزَّلُ  fiiline müteallik olan  بِاِذْنِ رَبِّهِمْ  izafetinde hem muzâf olan  اِذْنِ  hem de muzâfun ileyhin olan  هِمْ  zamiri dolayısıyla melekler, şan ve şeref kazanmıştır.

بِاِذْنِ  lafzındaki  بِ  harf-i ceri sebebiyye manasındadır. Cümlenin manası ‘’Rablerinin kendilerine izin vermesi sebebiyle inerler’’ şeklindedir.  اِذْنِ  kelimesi de masdar formunda gelmiştir. Yardım manasınadır. (Âşûr)

Ayette mütekellim Allah Teâlâ olduğu için Rabb isminde tecrîd sanatı vardır.

مِنْ كُلِّ اَمْرٍۙۛ  car mecruru,  تَنَزَّلُ  fiiline mütealliktir.  اَمْرٍۙۛ ’deki nekrelik, kesret ve tazim içindir.

اَمْرٍۙۛ  kelimesindeki tenvin tazim içindir. Yani o gece yapılan amellerin sevaplarının çeşitlerindeki azameti ifade eder. (Âşûr)

Şihab'ın beyanına göre  ف۪يهَا  zamirinde iki vecih vardır:

1) Geceye ait olmasıdır ki, bu şekilde ruh melaikeye atfedilerek, o gecede melekler ve ruh peyderpey iner demek olur, zahiri de budur. 

2) Melaikeye ait vav da hâliye olmasıdır ki, ruh içlerinde olduğu halde melekler iner demektir. (Elmalılı, Hak Dini, IX/345-346.)

Ayetteki  رَبِّهِمْۚ  ifadesi, melekler için bir tazimi (büyüklüğü), günahkârlar için de tahkiri ifade eder. Buna göre Hak Teâlâ sanki, "Onlar Benim içindirler. Ben de onlar içinim" demek istemiştir. Bu ifadenin bizim hakkımızdaki benzeri de, [Sizin Rabbiniz gökleri ve yeri yaratan Allah'dır] (A'raf, 7/54) ayetidir. Cenab-ı Hak Hz. Muhammed (sav)'e de, ["Hani Rabbin demişti ki..."] (Bakara, 2/30) buyurmuştur. (Fahreddin er-Râzî)