Zilzâl Sûresi 3. Ayet

وَقَالَ الْاِنْسَانُ مَا لَهَاۚ  ...

Yeryüzü kendine has bir sarsıntıya uğratıldığı, içindekileri dışarıya çıkarıp attığı ve insan, “Ona ne oluyor?” dediği zaman,  (1 - 3. Ayetler Meali)
 
Sıra Kelime Anlamı Kökü
1 وَقَالَ ve dediği (zaman) ق و ل
2 الْإِنْسَانُ insan ا ن س
3 مَا ne oluyor?
4 لَهَا ona
 

Kıyamet gününün ne kadar dehşet verici bir gün olduğu ve o sırada nelerin meydana geleceği anlatılarak insanların o gün için hazırlık yapmaları gerektiğine dikkat çekilmektedir. Başka âyetlerde anlatıldığı üzere kıyamet kopacağı gün sûrun birinci defa üflenmesiyle yerküresinde şiddetli sarsıntılar meydana gelecek ve dağlar yerlerinden kopup savrulacak, yeryüzünde yıkılmayan hiçbir şey kalmayacaktır (krş. Kehf 18/47; Tâhâ 20/101-107). Çünkü “kıyamet sarsıntısı gerçekten çok büyük bir olaydır” (Hac 22/1). 2. Âyette belirtilen “yerin ağırlıklarını dışarı atması” ile ne kastedildiği hususunda öne çıkan açıklamalar şunlardır: a) Kabirlerdeki ölülerin dirilip dışarı çıkması; b) Yer altındaki madenler, gazlar, ve lâvların dışarı çıkması. Müfessirler yerin ağırlıklarını dışarı çıkarması olayının sûrun ikinci defa üflenmesiyle gerçekleşeceğini söylemişlerdir. Yerkürede meydana gelen bu dehşet verici olayları gören insan, “Ne oluyor buna!” diyerek korku ve şaşkınlığını ifade eder. Çünkü daha önce bu derecede şiddetli bir sarsıntı görülmemiştir.

“O gün yer, rabbinin ona vahyettiği şekilde bütün haberlerini anlatır.” meâlindeki 4-5. âyetler başlıca üç şekilde yorumlanmıştır: a) Allah yere bir çeşit konuşma ve anlatma yeteneği verir, o da üzerinde olup bitenleri ve kimin ne yaptığını açık açık anlatır. Nitekim bir hadiste kıyamet gününde arzın dile gelerek konuşacağı bildirilmiştir (İbn Mâce, “Zühd”, 31). b) O gün Allah’ın hükmü uyarınca arz, üstünde olup bitenleri tek tek sayıp dökercesine insanların orada yaptıkları her şeyi açığa çıkarır. c) Yer, o büyük sarsıntıyla âdeta dünyanın son bulduğunu ve âhiretin geldiğini haber verir (Râzî, XXXII, 59). Sonuçta önemli olan arzın gerçek anlamda konuşup konuşmaması değil, dünya hayatının bittiğini ve herkesin neler yaptığını açık açık ortaya koyması ve artık orada hiçbir şeyin saklı gizli kalmayacak olmasıdır. Âyetin bunu anlatmaktan maksadı ise insanların bu gerçeği göz önüne alarak o gün arzın kendisi hakkında iyi şeyler söylemesini sağlayacak bir hayat yaşamalarıdır.

 


Kaynak :  Kur'an Yolu Tefsiri Cilt:5 Sayfa:668-669
 

وَقَالَ الْاِنْسَانُ مَا لَهَاۚ


Fiil cümlesidir. وَ  atıf harfidir. قَالَ  fetha üzere mebni  mazi fiildir.  الْاِنْسَانُ  fail olup lafzen merfûdur.

Mekulü’l-kavli  مَا لَهَا ‘dır. قَالَ  fiilinin mef’ûlun bihi olarak mahallen mansubdur. 

İstifham ismi  مَا , mübteda olarak mahallen merfûdur.  لَهَا  car mecruru mahzuf habere mütealliktir.

 

وَقَالَ الْاِنْسَانُ مَا لَهَاۚ


Ayet atıf harfi  وَ ‘la önceki ayetteki … زُلْزِلَتِ  cümlesine atfedilmiştir. Atıf sebebi hükümde ortaklıktır. Cümleler arasında manen ve lafzen mutabakat mevcuttur.

Müspet mazi fiil sıygasında faide-i haber ibtidaî kelamdır.

Mazi fiil sebata, temekkün ve istikrara işaret eder. (Hâlidî, Vakafât, S.107)

الْاِنْسَانُ  kelimesi  قَالَ  fiilinin failidir. 

قَالَ  fiilinin mekulü’l kavli olan  مَا لَهَا  cümlesi, sübut ve istimrar ifade eden isim cümlesi olup, istifham üslubunda talebî inşâî isnaddır.

İstifham harfi  مَا , mübteda olarak mahallen merfûdur. Cümlede îcâz-ı hazif sanatı vardır. لَهَا  car mecruru mahzuf habere mütealliktir. 

الْاِنْسَانُ ’deki  الْ  takısı, istiğrak ifade eden cins içindir. (Âşûr)

وَقَالَ الْاِنْسَانُ مَا لَهَاۚ [İnsan, Bu yere ne oluyor?] dediğinde cümlesinde­ki soru, bu olayın şaşılacak ve çok enteresan bir şey olarak görüldüğünü ifa­de eder. (Safvetü’t Tefâsir

وَقَالَ الْاِنْسَانُ مَا لَهَاۚ [İnsan, Bu yere ne oluyor?] buyurulması, korkunun büyüklüğünü tasvir içindir. Yani o zelzele ve çıkarmayı her gören insan, dehşetinin büyüklüğünden şaşırarak, “Bu yere ne oluyor?”, “Nedir bu hal?” diye şaşkınlık ve telaşa düştüğü o belalı zaman. (Elmalılı Hamdi Yazır)