Âdiyât Sûresi 4. Ayet

فَاَثَرْنَ بِه۪ نَقْعاًۙ  ...

Soluk soluğa süratle koşan, (koşarken ayaklarını) vurarak ateş çıkaran, sabah erkenden baskın yapan, orada tozu dumana katan ve düşman topluluğunun ortasına dalan atlara andolsun ki, insan gerçekten Rabbine karşı pek nankördür.  (1 - 6. Ayetler Meali)
 
Sıra Kelime Anlamı Kökü
1 فَأَثَرْنَ toz koparanlara ث و ر
2 بِهِ onunla (ayaklarıyla)
3 نَقْعًا toz ن ق ع
 

Savaş sırasında düşman üzerine saldıran atlar tasvir edilmekte ve eski savaşların insandan sonra en önemli unsuru olması dolayısıyla atlar üzerine yemin edilmektedir. Yeminin amacı, böylesine yararları bulunan ve insanların en çok sevdiği mallardan olan atları onlara bağışlayanın Allah olduğuna işaret etmek, o günün insanının gözünde çok değerli olan bu varlıklar üzerine yemin ederek müteakip âyetlerdeki mesajın gerçekliğine ve önemine dikkat çekmektir.

 


Kaynak :  Kur'an Yolu Tefsiri Cilt:5 Sayfa:672
 

فَاَثَرْنَ بِه۪ نَقْعاًۙ


Fiil cümlesidir.  فَ  atıf harfidir.  اَثَرْنَ  sükun üzere mebni mazi fiildir. Faili nûnu’n-nisve olup mahallen merfûdur.

بِه۪  car mecruru  اَثَرْنَ  fiiline mütealliktir. نَقْعاً  mef’ûlun bih olup fetha ile mansubdur. 

اَثَرْنَ  fiili sülâsî mücerrede bir harf ilave edilerek mezid yapılan fiillerdendir. Fiil if’âl babındandır. Sülâsîsi اثر ’dir.

İf’al babı fiile, tadiye (geçişlilik) kesret, haynunet (zamanı gelmesi), sayruret, izale, zamana ve mekâna duhul, temkin (imkân sağlamak), vicdan (bir vasıf üzere bulmak) mutavaat (tef’il babının dönüşlülüğü), tariz (arz etmek, maruz bırakmak) manaları katar. Bazan da fiilin mücerret manasını ifade eder. 

 

فَاَثَرْنَ بِه۪ نَقْعاًۙ


Ayet, atıf harfi  فَ  ile önceki ayetteki muksemun bih olan  فَالْمُغ۪يرَاتِ ‘ye atfedilmiştir. Çünkü ayet, فَالْمُغ۪يرَاتِ ‘deki harf-i tarifin sılası menzilindedir. (https://tafsir.app/aljadwal/100/4, Mahmut Sâfî)


Müspet mazi fiil sıygasında faide-i haber ibtidaî kelamdır. 

Mazi fiil sebata, temekküne ve istikrara işaret eder. (Hâlidî, Vakafat, S.107)

Cümlede takdim-tehir sanatı vardır.  اَثَرْنَ ‘ye müteallik olan car-mecrur  بِه۪ , ihtimam için, mef’ûl olan  نَقْعاًۙ ‘a takdim edilmiştir

نَقْعاً  kelimesindeki tenvin nev ve kesret ifade eder. 

Ayetteki  ه۪  zamiri neye racidir? Bu hususla ilgili iki görüş vardır:

1) Ferrâ'nın görüşüne göre bu zamir, kendisine varılan ve kendisinde baskın işinin yapıldığı yere racidir. Çünkü [Sabahleyin baskın yapanlara] (Âdiyât/3) ayeti bu baskın için bir yer gerektiğine delildir. Maksad anlaşıldığı zaman, zikri (ismi) açıkça geçmemiş bir şeye zamirle işaret etmek caizdir. Nitekim, [Biz onu Kadir gecesinde indirdik] (Kadr/1) ayetinde, Kur'ân'a o zamiriyle işaret edilmiştir. Çünkü, her ne kadar daha önce açıkça zikredilmemiş ise de, bunun Kur'ân olduğu anlaşılmaktadır. 

2) Bu zamir, baskının yapıldığı zamana racidir. Buna göre ayet, "Onlar işte o zamanda toz koparırlar" demek olur. (Fahreddin er-Râzî)

فَاَثَرْنَ بِه۪ نَقْعاً [tozu dumana katanlara] ayetii, sahnenin hızına ve olayların peşpeşe gelmesine uygun olmasının yanı sıra tertibe de delalet etmek üzere  فَ  ile, فَالْمُغ۪يرَاتِ صُبْحاًۙ ayetine bağlanmıştır. Zemahşeri, burada iki nokta üzerinde durmuştur: 

Birincisi kendisinden öncekilerde fiil geçmediği halde, اَثَرْنَ 'nin ne üzerine atfedildiğidir. İkincisi, بِه۪ 'deki zamirin mercii hakkındadır.  Zemahşerî, اَثَرْنَ 'nin, yerine ism-i fâil konmuş olan fiil üzerine atfedildiğini söylemiştir. Çünkü mana; vellâtî adevne, fe-evreyne, fe eserne  واللاتي عدون فأورين فأغرن فأثرن  (nefes nefese koşanlar, çakarak ateş saçanlar, tozu dumana katanlar) şeklindedir. 

Zamirin, daha önce geçen hususların mefhumuna, yani, “baskın yapmak, ateş çakmak ve nefes nefese koşmak sebebiyle tozu dumana katanlara” ait olduğunu söylemiştir. O vakitte yani sabahleyin saldırı vaktinde tozu dumana katanlara... Toz diye ifade ettiğimiz  نَقْعاًۙ  kelimesi, aslında yüksek ses manasındadır. Toz, yukarıya doğru yükseldiği için bu kelime ile ifade edilmiştir. Toz kaldırma işinin sabah vaktine has kılınışına sebep, geceleyin kalkan tozun görülmeyişidir. (Rûhu-l Beyân)