اِذْهَبُوا بِقَم۪يص۪ي هٰذَا فَاَلْقُوهُ عَلٰى وَجْهِ اَب۪ي يَأْتِ بَص۪يراًۚ وَأْتُون۪ي بِاَهْلِكُمْ اَجْمَع۪ينَ۟
Sıra | Kelime | Anlamı | Kökü |
---|---|---|---|
1 | اذْهَبُوا | götürün |
|
2 | بِقَمِيصِي | benim gömleğimi |
|
3 | هَٰذَا | şu |
|
4 | فَأَلْقُوهُ | koyun |
|
5 | عَلَىٰ | üzerine |
|
6 | وَجْهِ | yüzü |
|
7 | أَبِي | babamın |
|
8 | يَأْتِ | başlasın |
|
9 | بَصِيرًا | görmeye |
|
10 | وَأْتُونِي | ve bana gelin |
|
11 | بِأَهْلِكُمْ | ailenizle birlikte |
|
12 | أَجْمَعِينَ | bütün |
|
Yûsuf babasının, ağlamaktan gözlerinin göremez hale geldiğini öğrenince, kendi gömleğini götürüp babasının yüzüne koymalarını, böylece tekrar görecek duruma geleceğini söyledi. “Gözlerine boz gelmesi” göz yaşına boğulma değil de hastalık olarak anlaşılırsa, açılma olayı bir mûcize olarak kabul edilir. Bir başka yoruma göre de Hz. Ya‘kub’un gözlerine boz gelmesi psikolojik sıkıntıdan kaynaklanmaktadır. Yûsuf babasının üzüntü, sıkıntı ve sürekli olarak göz yaşı dökmekten görme duyusunun zayıfladığını anlamış ve bu sıkıntıyı gidermek üzere gömleğini babasına göndermiştir; Ya‘kub oğlunun sağ olduğu haberini aldığı ve gömleğini yüzüne sürdüğü takdirde olayın vereceği psikolojik rahatlık, sevinç ve mânevî güç, onun bedenini ve görme gücünü kuvvetlendirecek, gözleri görür hale gelecektir (Râzî, XVIII, 206).
Kaynak : Kur’an Yolu Tefsiri
Cilt: 3 Sayfa: 254
اِذْهَبُوا بِقَم۪يص۪ي هٰذَا فَاَلْقُوهُ عَلٰى وَجْهِ اَب۪ي يَأْتِ بَص۪يراًۚ
Fiil cümlesidir. اِذْهَبُوا fiili ن ‘un hazfiyla mebni emir fiildir. Zamir olan çoğul و ‘ı fail olarak mahallen merfûdur.
بِقَم۪يص۪ي car mecruru اِذْهَبُوا fiiline müteallıktır. Mütekellim zamiri ى muzâfun ileyh olarak mahallen mecrurdur.
هٰذَا işaret ismi, بِقَم۪يص۪ي ‘den bedel veya atf-ı beyandır.
فَ atıf harfidir. اَلْقُوهُ fiili ن ‘un hazfiyla mebni emir fiildir. Zamir olan çoğul و ‘ı fail olarak mahallen merfûdur.
Muttasıl zamir هُ mef’ûlun bih olarak mahallen mansubdur. عَلٰى وَجْهِ car mecruru اَلْقُوهُ fiiline müteallıktır.
اَب۪ي muzâfun ileyh olup mukadder kesra ile mecrurdur. Mütekellim zamiri ى muzâfun ileyh olarak mahallen mecrurdur.
يَأْتِ talebin cevabı olduğu için illet harfinin hazfi ile meczum muzari fiildir. Faili müstetir olup takdiri هُوَ’dir.
بَص۪يراً failin hali olup fetha ile mansubdur.
Hal, cümlede failin, mef’ûlun veya her ikisinin durumunu bildiren lafızlardır (kelime veya cümle). Hal, “nasıl?” sorusunun cevabıdır. Halin durumunu açıkladığı kelimeye “zül-hal” veya “sahibu’l-hal” denir. Umumiyetle hal nekre, sahibu’l-hal marife olur. Hal mansubdur. Türkçeye “…rek, …rak, …dığı, halde, iken, olduğu halde” gibi ifadelerle tercüme edilir. Sahibu’l-hal açık isim veya zamir olduğu gibi müstetir (gizli) zamir de olabilir. Hal’i sahibu’l-hale bağlayan zamire rabıt zamiri denir. Bu zamir bariz (açık), müstetir (gizli) veya mahzuf (hazfedilmiş) olarak gelir.
Hal sahibu’l-hale ya و (vav-ı haliye) ya zamirle veya her ikisi ile bağlanır. Hal üçe ayrılır: 1. Müfred olan hal (Müştak veya camid), 2. Cümle olan hal (İsim veya fiil), 3. Şibh-i cümle olan hal (Harf-i cerli veya zarflı isim). (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)
وَأْتُون۪ي بِاَهْلِكُمْ اَجْمَع۪ينَ۟
وَ atıf harfidir. أْتُون۪ي fiili ن ‘un hazfıyla mebni emir fiildir. Zamir olan çoğul و ‘ı fail olarak mahallen merfûdur.
Sonundaki ن vikayedir. Mütekellim zamiri ى mef’ûlun bih olarak mahallen mansubdur.
بِاَهْلِكُمْ car mecruru أْتُون۪ي fiiline müteallıktır. Muttasıl zamir كُمْ muzâfun ileyh olarak mahallen mecrurdur.
اَجْمَع۪ينَ۟ kelimesi اَهْلِكُمْ için manevi tekitdir. Cer alameti ي ’dir. Cemi müzekker salim kelimeler ي ile mecrur olurlar.
اِذْهَبُوا بِقَم۪يص۪ي هٰذَا فَاَلْقُوهُ عَلٰى وَجْهِ اَب۪ي يَأْتِ بَص۪يراًۚ
İstînâfiyye olarak fasılla gelmiştir. Hz.Yusuf’un sözlerinin devamıdır. Emir üslubunda talebî inşâî isnaddır.
هٰذَا işaret ismi, بِقَم۪يص۪ي ‘den bedeldir. Bedel anlamı zenginleştirmek için yapılan ıtnâb sanatıdır. Gömleğin önemini vurgulamaktadır.
Aynı üsluptaki اَلْقُوهُ عَلٰى وَجْهِ اَب۪ي cümlesi, اِذْهَبُوا بِقَم۪يص۪ي هٰذَا cümlesine فَ ile atfedilmiştir. Atıf sebebi hükümde ortaklıktır. İki cümle arasında inşâî olmak bakımından mutabakat vardır.
يَأْتِ بَص۪يراًۚ ifadesinde بَص۪يراًۚ kelimesinin اتى fiiline isnad edilmesi aklî mecazdır.
وَأْتُون۪ي بِاَهْلِكُمْ اَجْمَع۪ينَ۟
…اِذْهَبُوا cümlesine matuf olan وَأْتُون۪ي بِاَهْلِكُمْ cümlesi, emir üslubunda talebî inşâî isnaddır. Atıf sebebi hükümde ortaklıktır. İki cümle arasında inşâî olmak bakımından mutabakat vardır.
وَأْتُون۪ي بِاَهْلِكُمْ [Ailenizi bana getirin.] ibaresinden sonra اَجْمَع۪ينَ kelimesi manevi tekid olarak ıtnâbtır. Yusuf (as)’ın ailesine olan özlemini vurgulamak açısından dikkate değerdir.
يَأْتِ fiili ب harf-i ceri ile kullanıldığında ‘getirmek’ manasına gelir. Arapçada fiillerin harfi cerle manalarının değişmesi tazmindir.
أْتُون۪ي - يَأْتِ kelimeleri arasında iştikak cinası ve reddü’l-acüz ale’s-sadr sanatları vardır.
أْتُون۪ي بِ - اِذْهَبُوا بِ kelimeleri arasında tıbâk-ı hafî sanatı vardır.
بِاَهْلِكُمْ - اَب۪ي kelimeleri arasında mürâât-ı nazîr sanatı vardır.
Aileden murad, Yakub (as) ile ailesinden sayılan kadınlar ve çocuklardır. (Ebüssuûd)