Hicr Sûresi 10. Ayet

وَلَقَدْ اَرْسَلْنَا مِنْ قَبْلِكَ ف۪ي شِيَعِ الْاَوَّل۪ينَ  ...

Ey Muhammed! Andolsun, senden önceki topluluklara da peygamber gönderdik.
 
Sıra Kelime Anlamı Kökü
1 وَلَقَدْ ve andolsun
2 أَرْسَلْنَا elçiler gönderdik ر س ل
3 مِنْ
4 قَبْلِكَ senden önceki ق ب ل
5 فِي içine
6 شِيَعِ milletlerin ش ي ع
7 الْأَوَّلِينَ geçmiş ا و ل
 
“Topluluklar” diye çevirdiğimiz şiya‘ kelimesi, kök anlamı “çoğalma, güçlenme, yayılma” şeklinde olan şîanın çoğuludur. Şîa terim olarak, “üyelerinin birbirlerinden güç ve moral aldıkları, belirli bir birlik ve bütünlük oluşturan topluluk, ümmet” veya “bir görüş ve anlayış üzerinde birleşenlerin oluşturduğu grup, fırka” anlamına gelir (Râgıb el-İsfahânîel-Müfredât, “şya” md.; Zemahşerî, II, 311).
 Âyette, putperestlerin inat ve inkârları yanında, onların “Ey kendisine vahiy gelen adam! Sen kesinlikle bir mecnunsun!” gibi küstahça söz ve davranışlarına muhatap olan ve bundan dolayı üzülen Hz. Peygamber’i teselli etmek üzere, bu tür davranışların yeni bir şey olmadığı, eski peygamberlerin de böyle davranışlarla karşılaştıkları, alay ve hakarete mâruz kaldıkları bildirilmektedir.

Kaynak :Kur’an Yolu Tefsiri Cilt: 3 Sayfa: 338
 

وَلَقَدْ اَرْسَلْنَا مِنْ قَبْلِكَ ف۪ي شِيَعِ الْاَوَّل۪ينَ

 

وَ  istînâfiyyedir.  لَ  mukadder kasemin cevabına gelen muvattie harfidir.  قَدْ  tahkik harfidir. Tekid ifade eder.

اَرْسَلْنَا  sükun üzere mebni mazi fiildir. Mütekellim zamir  نَٓا  fail olarak mahallen merfûdur.

مِنْ قَبْلِكَ  car mecruru  اَرْسَلْنَا  fiiline müteallıktır. Muttasıl zamir  كَ  muzâfun ileyh olarak mahallen mecrurdur.

ف۪ي شِيَعِ  car mecruru mukadder mahzuf sıfatına müteallıktır. Takdiri;  أرسلنا رسلا في شيع (Topluluklar arasında resullerimizi gönderdik.) şeklindedir.

الْاَوَّل۪ينَ  kelimesi muzâfun ileyh olup cer alameti  ى  harfidir. Çünkü cemi müzekker salimler harfle îrablanırlar.    

اَرْسَلْنَا  fiili, sülâsî mücerrede bir harf ilave edilerek mezid yapılan fiillerdendir.

İf’al babındandır. Sülâsîsi  رسل ’dir.

İf’al babı fiile, tadiye (geçişlilik) kesret, haynunet (zamanı gelmesi), sayruret, izale, zamana ve mekâna duhul, temkin (imkân sağlamak), vicdan (bir vasıf üzere bulmak) mutavaat (tef’il babının dönüşlülüğü), tariz (arz etmek, maruz bırakmak) manaları katar. Bazen de fiilin mücerret manasını ifade eder.

 

وَلَقَدْ اَرْسَلْنَا مِنْ قَبْلِكَ ف۪ي شِيَعِ الْاَوَّل۪ينَ

 

وَ  istînâfiyyedir.  لَ  ise mukadder kasemin cevabına gelen muvattie harfidir.

Mukadder kasem sebebiyle ayette îcâz-ı hazif sanatı vardır.

Mahzufla birlikte cümle kasem üslubunda gayrı talebî inşâî isnaddır.

Kasemin cevabı olan  وَلَقَدْ اَرْسَلْنَا مِنْ قَبْلِكَ  cümlesi  لَ  ve  قَدْ  ile tekid edilmiş müspet mazi fiil sıygasında, faide-i haber inkârî kelamdır. 

قَبْلِكَ - الْاَوَّل۪ينَ kelimeleri arasında mürâât-ı nazîr sanatı vardır.

Ayette hazif vardır, takdiri şöyledir: “Biz senden önce nice peygamberler gönderdik.” ارْسَال  fiili “Peygamberler” tabirine delalet ettiği için, hazf edilmiştir 

Ferrâ şöyle der:  شِيَعِ  kelimesi, taraftarlar demek olup, müfredi, شيعة  lafzıdır.  شِيَعِ الْاَوَّل۪ينَ  tabiri, tıpkı ”hakka’l-yakin” ve “cânibi’l-garbi” ve “dinü’l-kayyime” ifadelerinde olduğu gibi, sıfatın mevsûfuna izafeti kabilindendir. (Fahreddin er-Râzî)