فَسَجَدَ الْمَلٰٓئِكَةُ كُلُّهُمْ اَجْمَعُونَۙ
فَسَجَدَ الْمَلٰٓئِكَةُ كُلُّهُمْ اَجْمَعُونَۙ
Fiil cümlesidir. فَ istînâfiyyedir. سَجَدَ fetha üzere mebni mazi fiildir. الْمَلٰٓئِكَةُ fail olup lafzen merfûdur.
كُلُّهُمْ kelimesi الْمَلٰٓئِكَةُ için manevi tekid olup lafzen merfûdur. Muttasıl zamir هُمْ muzâfun ileyh olarak mahallen mecrurdur. اَجْمَعُونَ ikinci tekid olup ref alameti وَ ’dır. Cemi müzekker kelimeler harfle îrablanır.
Tabi olduğu kelimenin veya cümlenin manasını kuvvetlendiren, pekiştiren, manasındaki kapalılığı gideren ve aynı îrabı alan sözdür. Tekide “tevkid” de denir. Tekid eden kelimeye veya cümleye tekid (müekkid- ٌمُؤَكِّد), tekid edilen kelime veya cümleye de müekked (ٌمُؤَكَّد) denir. Tekid, çoğunlukla muhatabın zihninde iyice yerleşmesi veya onun tereddüdünü gidermek için yapılan vurguya denir. Tekid, lafzî ve manevi olmak üzere ikiye ayrılır. Buradaki tekid manevidir. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)
فَسَجَدَ الْمَلٰٓئِكَةُ كُلُّهُمْ اَجْمَعُونَۙ
فَ istînâfiyyedir. Müspet mazi fiil sıygasında faide-i haber ibtidaî kelamdır. Mazi fiil hudûs,temekkün ve istikrar ifade eder.
كُلُّهُمْ ve اَجْمَعُونَ manevi tekid lafızlarıdır ve aralarında mürâât-ı nazîr sanatı vardır.
فَسَجَدَ الْمَلٰٓئِكَةُ كُلُّهُمْ اَجْمَعُونَۙ [Bütün melekler toptan secde ettiler. كُلُّ ve اَجْمَعُونَ ile tekid etmesi genellemede mübalağa, özellemeyi men etme içindir. (Beyzâvî)
Müzekker lafızla dile getirilen bir manayı sözün devamında müennes lafızla veya müennes lafzı müzekker lafızla ifade etmek de iltifat sanatıdır. İltifat sanatına bu türü İsâmuddin el-İsferâyînî (ö.945/1538) dahil etmiştir. (İsmail Durmuş, “İltifat”, DİA, XXII, 153)
Meleklerden bazen müzekker, bazen de müennes olarak zikredilir. Burada, فَسَجَدَ الْمَلٰٓئِكَةُ كُلُّهُمْ اَجْمَعُونَۙ [Bunu üzerine meleklerin hepsi secde ettiler] melekler müzekker zikredilirken فَنَادَتْهُ الْمَلٰٓئِكَةُ وَهُوَ قَٓائِمٌ يُصَلّ۪ي فِي الْمِحْرَابِۙ [O mabedde durmuş namaz kılarken melekler ona şöyle seslendiler] ayetinde müennes zikredilmiştir.
Sâmerrâî’nin bu soruyla ilgili açıklamalarına göre, Kur’an-ı Kerim’de meleklerin müzekker ve müennes zikredilmesiyle ilgi bazı durumlar vardır. Bunları şu şekilde sıralamak mümkündür:
Bakara/31-34.ayetlerinde olduğu gibi Kur’an’da meleklere verilen tüm emirler için müzekker sıygası kullanılmıştır. “Rahmân’ın kulları olan melekleri dişi bildiler. Yoksa yaratılışlarına tanık mı oldular!” (Zuhruf/19) ayetinde hikâye edildiği gibi cahiliye döneminde yaşayan insanlardaki ‘melekler dişidir’ inancını yıkmak içindir. Başka bir ifadeyle, batıl bir inancın yıkılması için bu şekilde melekler müzekker ifade edilmiştir. وَالْمَلٰٓئِكَةُ يَشْهَدُونَۜ ”Melekler şahitlik de ederler“ ifadesinde olduğu gibi Kur’an’da melek kelimesinden sonra gelen tüm fiiller müzekker kalıbındadır. الْمَلٰٓئِكَةُ الْمُقَرَّبُونَۜ [‘’yakın melekler’’], فَقَعُوا لَهُ سَاجِد۪ينَ [”onun için secdeye kapanın”] ayetlerinde olduğu gibi melekler için kullanılan tüm sıfatlar müzekker olarak gelmiştir.
Meleklerle ilgili anlatılan iki durumdan birisi diğerine göre daha şiddetliyse, durumun şiddetini ve kuvvetini belirtmek için, şiddetli ve kuvvetli olan durumda melekler müzekker zikredilmektedir. (Fâdıl Sâlih Sâmerrâî, Esiletün Beyaniyyetün fil Kuranil Kerim, s. 189)
Cenab-ı Hakk'ın "Bunun üzerine meleklerin hepsi toptan secde etti" beyanına gelince, Halil ve Sîbeveyhi "hepsi" ve "toptan" kelimelerinin, ard arda gelen iki tekid olduğunu söylemişlerdir. Müberred'e bu ayet sorulunca o, şöyle demiştir: "Eğer Allah Teâlâ burada, melekler secde etti" demiş olsaydı, bundan, onların bir kısmının secde etmiş oldukları manası çıkarılabilirdi. Ama كُلُّهُمْ buyurunca, bu ihtimal ortadan kalkmış ve onların hepsinin secde ettikleri anlaşılır. (Fahreddin er-Râzî)