Hicr Sûresi 48. Ayet

لَا يَمَسُّهُمْ ف۪يهَا نَصَبٌ وَمَا هُمْ مِنْهَا بِمُخْرَج۪ينَ  ...

Onlara orada hiçbir yorgunluk dokunmaz, onlar oradan çıkarılacak da değillerdir.
 
Sıra Kelime Anlamı Kökü
1 لَا
2 يَمَسُّهُمْ onlara dokunmaz م س س
3 فِيهَا orada
4 نَصَبٌ hiçbir yorgunluk ن ص ب
5 وَمَا ve değillerdir
6 هُمْ onlar
7 مِنْهَا oradan
8 بِمُخْرَجِينَ çıkarılacak خ ر ج
 
Bundan önceki üç âyette şeytanın kışkırtma ve saptırmasına kapılarak azgınlaşanların, günahlarının derecesine göre yedi grup halinde cehennemin yedi kapısından içeri atılacakları bildirilmişti. Bu âyetlerde ise Allah’a karşı saygısızlıktan sakınan samimi müminlerin, esenlik ve güvenlik içinde cennete girmelerinin müjdeleneceği, cennet bahçelerinde, pınar başlarında her türlü korku, kaygı, yorgunluk gibi fiziksel ve psikolojik problemlerden korunmuş, kezâ kin ve düşmanlık gibi ahlâkî kusurlardan kalpleri arındırılmış olarak dostluk ve kardeşlik içinde bulunacakları bildirilmekte ve böylece bir bakıma, insanların, şeytanın aldatmalarına kapılmaları halinde ebedî hayatlarında neleri kaybedecekleri de hatırlatılmış bulunmaktadır.

Kaynak :Kur’an Yolu Tefsiri Cilt: 3 Sayfa: 354
 
Riyazus Salihin, 709 Nolu Hadis
Ebû İbrâhim veya Ebû Muhammed yahut Ebû Muâviye Abdullah İbni Ebû Evfâ radıyallahu anhümâ şöyle dedi:
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Hatice radıyallahu anhâ’yı cennette, içinde hiçbir gürültünün duyulmayıp hiçbir yorgunluğun hissedilmeyeceği, inciden yapılmış bir köşkle müjdeledi.
(Buhârî, Umre 11, Menâkıbü’l-ensâr 20, Nikâh 108, Edeb 23, Tevhîd 32, 35; Müslim, Fezâilü’s-sahâbe, 71-74. Ayrıca bk. Tirmizî, Menâkıb 61; İbni Mâce, Nikâh 56)
 

لَا يَمَسُّهُمْ ف۪يهَا نَصَبٌ وَمَا هُمْ مِنْهَا بِمُخْرَج۪ينَ

 

Fiil cümlesidir.  لَا  nefy harfi olup olumsuzluk manasındadır.  يَمَسُّهُمْ  merfû muzari fiildir. Muttasıl zamir  هُمْ  mef’ûlün bih olarak mahallen mansubdur.

ف۪يهَا  car mecruru  يَمَسُّهُمْ   fiiline mütallıktır.  نَصَبٌ  fail olup lafzen merfûdur. 

وَ  atıf harfidir.  مَا  nefy harfi olup  لَيْسَ  gibi amel eder. İsmini ref haberini nasb eder.

هُمْ  munfasıl zamiri  مَا ‘nın ismi olup mahallen merfûdur. 

Atıf harflerinden biri kullanılarak iki kelimeyi veya iki cümleyi birbirine bağlamaya atf-ı nesak denir. Atıf harfinden önce gelene matufun aleyh, sonra gelene matuf denir. Matuf ve matufun aleyh arasında îrab bakımından, sıyga bakımından, cümlelerin haberî veya inşâî olması bakımından uyum olur. Mana bakımından aralarında uygunluk varsa fiil isme atfedilebilir. Müstetir zamir atıf olmaz.

Matufun îrabı her zaman için matufun aleyhe uyar.

و : Matuf ve matufun aleyhin hükümde ortak olduğunu belirtir. İkisi arasında tertip olduğunu göstermez. Vav ile yapılan atıfta matuf ve matufun aleyh yer değiştirebilir. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)

مِنْهَا  car mecruru  مُخْرَج۪ينَ ‘e müteallıktır. 

بِ  harf-i ceri zaiddir.  مُخْرَج۪ينَ  kelimesi lafzen mecrur,  مَا ‘nın haberi olarak mahallen mansubdur. Cer alameti  ي ‘dir. Cemi müzekker salim kelimeler harf ile îrablanırlar.

مُخْرَج۪ينَ  kelimesi; sülâsî mücerrede bir harf ilave edilerek mezid yapılan if’al babının ism-i mef’ûlüdür.

بِ  harf-i ceri mecruruna ilsak, sebep, musahabe, zaid, karşılık - bedel, istiane, zaman - mekân zarfı gibi manalar kazandırabilir. Burada zaid manasındadır. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)

 

لَا يَمَسُّهُمْ ف۪يهَا نَصَبٌ وَمَا هُمْ مِنْهَا بِمُخْرَج۪ينَ

 

مُتَقَابِل۪ينَ ’deki zamirden hal olan ayet, menfi muzari fiil sıygasında, faide-i haber ibtidaî kelamdır. Fiil, muzari sıygada gelerek teceddüt, istimrar ve tecessüm ifade etmiştir.

Yorgunluğun,  مَسُّ  fiiline isnadı mecaz-ı aklîdir.

المَسُّ ; isabetten kinayedir. (Âşûr) 

نَصَبٌ ‘daki tenvin kıllet ve nev ifade eder. Bilindiği gibi olumsuz siyakta nekre, selbin umumuna işarettir. Yani onlara, herhangi bir çeşit, herhangi bir miktarda, herhangi bir şekilde yorgunluk dokunmaz.

Car mecrur  ف۪يهَا , siyaktaki önemine binaen faile takdim edilmiştir.

Ayetteki, وَ ’la gelen ikinci hal cümlesi, öncesine matuftur. Menfi isim cümlesi, faide-i haber inkârî kelamdır. Yine cümlede car mecrurun, önemine binaen amiline takdimi söz konusudur.

Cümle müsnedün ileyhin önüne nefy harfi gelerek bina edilmiştir. Abdu'l-Kâhir'e göre bu ihtisasa delalet eder. (Muhammed Ebu Musa, Hâ-Mîm Sureleri Belâgî Tefsiri, Şura/6 s.57) 

İsim cümleleri sübut ifade ederler. Bu ayette medih makamı dolayısıyla istimrar da ifade etmiştir.

Önceki ayetle birlikte bu ayette cennete selametle girenlerin halleri sayılmıştır. Taksim sanatı vardır.

“Onlara orada bir yorgunluk dokunmaz” yeni söz başıdır veya da ikinci haldir ya da  مُتَقَابِل۪ينَ ’deki zamirden haldir. “Ve onlar oradan çıkacak değiller” çünkü nimet ölümsüzlükle tamam olur. (Beyzâvî)