اِلَّا امْرَاَتَهُ قَدَّرْنَٓاۙ اِنَّهَا لَمِنَ الْغَابِر۪ينَ۟
اِلَّا امْرَاَتَهُ قَدَّرْنَٓاۙ
اِلَّا istisna harfidir. امْرَاَتَهُ müstesna olup fetha ile mansubtur. اِلَّا istisna-i munkatı’ veya muttasıl olarak fetha ile mansubdur. Muttasıl zamir هُ muzâfun ileyh olarak mahallen mecrurdur.
İstisna; bir nesneyi, kişiyi veya hükmü istisna edatlarından biriyle cümledeki hükmün dışında tutmaktır.
İstisnanın 3 unsuru vardır:1. İstisna edatı: Cümlede kullanılan edatlardır.
2. Müstesna: İstisna edatından sonra gelen kelimedir. İstisna edilen, hariç tutulan kelimedir.3. Müstesna minh: İstisna edatından önce gelen kelimedir. Kendisinden bir şeyin hariç tutulduğu, genellikle çoğul olan bir kelimedir.
İstisnanın kısımları üçe ayrılır:1. Muttasıl istisna 2. Munkatı’ istisna 3. Müferrağ istisna (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)
قَدَّرْنَٓا sükun üzere mebni mazi fiildir. Mütekellim zamiri نَٓا fail olarak mahallen merfûdur.
اِنَّهَا لَمِنَ الْغَابِر۪ينَ۟
İsim cümlesidir. اِنَّ tekid harfidir. İsim cümlesinin önüne gelir, ismini nasb haberini ref eder.
هَا muttasıl zamiri اِنَّ ’nin ismi olarak mahallen mansubdur.
لَ harfi اِنَّ ’nin haberinin başına gelen lam-ı muzahlakadır.
مِنَ الْغَابِر۪ينَ car mecruru اِنَّ ’nin mahzuf haberine müteallıktır.
الْغَابِر۪ينَ ‘nin cer alameti ى harfidir. Çünkü cemi müzekker salimler harfle îrablanırlar.
الْغَابِر۪ينَ kelimesi sülâsî mücerred olan غبر fiilinin ism-i failidir.
İsm-i fail; eylemi yapan ve gerçekleştiren demektir. Geçici olarak o sıfatı yüklenen isimdir. İsm-i fail; hem varlığa (zata) hem de onun sıfatına delalet eden kelimelerdir. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)
اِلَّا امْرَاَتَهُ قَدَّرْنَٓاۙ اِنَّهَا لَمِنَ الْغَابِر۪ينَ۟
Ayette Lût ailesinden istisna edilen kişi bildirilmektedir. امْرَاَتَهُ müstesnadır.
Müspet mazi fiil sıygasında faide-i haber ibtidaî kelam olan …قَدَّرْنَٓاۙ cümlesi istînâfiyye olarak fasılla gelmiştir. Mazi fiil hudûs, sebat, temekkün ve istikrar ifade etmiştir. (Vakafat, S.107)
قَدَّرْنَٓاۙ fiilinin mef’ûlü konumundaki اِنَّهَا لَمِنَ الْغَابِر۪ينَ۟ cümlesi, اِنَّ ‘nin dahil olduğu sübut ve istikrar ifade eden isim cümlesidir. اِنَّ ve lam-ı muzahlaka ile tekid edilen cümle faide-i haber inkârî kelamdır. Cümlede îcâz-ı hazif sanatı vardır. لَمِنَ الْغَابِر۪ينَ۟ , mahzuf habere müteallıktır.
قَدَّرْنَٓاۙ fiilinin meleklere isnadı, mecaz-ı aklîdir.
Burada takdir fiili, siyakta adı geçen meleklere isnad edilmiş. Aslında takdir eden Allah’tır. Melekler Allah’a çok yakın oldukları ve bunun yanında başka özelliklere de sahip oldukları için bu isnad yapılmıştır. (Fatma Serap Karamollaoğlu, Kur'an Işığında Belâgat Dersleri Meânî İlmi)
Hz. Lût’un eşi için ayette زوج yerine امرئة denmesinin sebebi, eşler arasında inanç konusundaki farklılıktır. Ayette bu kelimenin tercih edilmesi, mana lafız uyumu babında mürâât-ı nazîr sanatının güzel bir örneğidir.
Ayette Hazret-i Lût’un karısından زوج değil de امرئة olarak bahsedilmesi inanç konusundaki farklılıktır. İlgili ayetler incelendiğinde Kur’an’da zevc kelimesinin şu durumlarda kullanıldığı görülür:
امرئة kelimesi zevc için sayılan unsurların zıddı bir durum meydana geldiği takdirde veya tamamen ortadan kalktığı hallerde kullanılmaktadır: