قَالَ اِنَّكُمْ قَوْمٌ مُنْكَرُونَ
قَالَ اِنَّكُمْ قَوْمٌ مُنْكَرُونَ
Fiil cümlesidir. قَالَ fetha üzere mebni mazi fiildir. Faili müstetir olup takdiri هو ‘dir.
Mekulü’l-kavli, اِنَّكُمْ قَوْمٌ مُنْكَرُونَ ‘dir. قَالَ fiilinin mef’ûlun bihi olarak mahallen mansubdur.
اِنَّ tekid harfidir. İsim cümlesinin önüne gelir. İsmini nasb haberini ref eder.
كُمْ muttasıl zamiri اِنَّ ’nin ismi olarak mahallen mansubdur.
قَوْمٌ kelimesi اِنَّ ’nin haberi olup lafzen merfûdur.
مُنْكَرُونَ kelimesi قَوْمٌ ‘un sıfatı olup ref alameti و ‘dır. Cemi müzekker salim kelimeler harfle irablanır.
مُنْكَرُونَ , sülâsî mücerrede bir harf ilave edilerek mezid yapılan if’al babının ism-i failidir.
İsm-i fail; eylemi yapan ve gerçekleştiren demektir. Geçici olarak o sıfatı yüklenen isimdir. İsm-i fail; hem varlığa (zata), hem de onun sıfatına delalet eden kelimedir. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)
قَالَ اِنَّكُمْ قَوْمٌ مُنْكَرُونَ
Önceki ayetteki şartın cevabı olan bu ayet, müspet mazi fiil sıygasında faide-i haber ibtidaî kelamdır.
قَالَ fiilinin mekulü’l-kavli اِنَّ ile tekid edilmiş sübut ifade eden isim cümlesi, faide-i haber inkârî kelamdır.
Sübut ifade eden isim cümlelerinin asıl kuruluş sebebi; müsnedin, müsnedün ileyh için sabit olduğunu ifade etmektir. İsim cümlesinin haberi müfred ya da isim cümlesi olursa, asıl konulduğu mana olan sübutu veya bazı karînelerle istimrarı (devamlılığı) ifade eder. İstimrar ifadesi daha çok medh ve zem durumlarında olur. (Fatma Serap Karamollaoğlu, Kur'an Işığında Belâgat Dersleri Meânî İlmi)
مُنْكَرُونَ , haber olan قَوْمٌ için sıfattır. Sıfat, tabi olduğu kelimenin sahip olduğu bir özelliğe işaret etmek için yapılan ıtnâb sanatıdır.
Nekre, marifeliğin zıddıdır. O halde, Hazret-i Lût’un اِنَّكُمْ قَوْمٌ مُنْكَرُونَ ifadesinin manası, “Ben sizi tanımıyorum, sizin hangi topluluktan olduğunuzu da bilmiyorum. Ne maksatla yanıma geldiğinizi de anlayamadım” şeklindedir. (Fahreddin er-Râzî)
قَوْمٌ lafzı müfred olduğu halde topluluk ismi olduğu için sıfatı cemi gelmiştir.