فَاَخَذَتْهُمُ الصَّيْحَةُ مُشْرِق۪ينَۙ
Nihayet ortalık aydınlanırken, yani hiç beklemedikleri bir saatte korkunç ses onları yakalayıverdi! Ardından ülkeleri harap oldu, üzerlerine pişmiş çamurdan oluşan taşlar yağdı. Böylece Allah’a âsi olup peygamberin ikazlarını ciddiye almadan, hiçbir değer yargısı tanımadan, yüz kızartıcı ahlâksızlıkları bile hayasızca ve fütursuzca işlemekte ısrar eden bir toplumun âkıbeti ortaya konmuştur (krş. A‘râf 7/80-84; Hûd 11/69-83; Şuarâ 26/160-173; Neml 27/54-58).
Kaynak :Kur’an Yolu Tefsiri Cilt: 3 Sayfa: 361
فَاَخَذَتْهُمُ الصَّيْحَةُ مُشْرِق۪ينَۙ
Fiil cümlesidir. فَ atıf harfidir. اَخَذَتْهُمُ fetha üzere mebni mazi fiildir. تْ te’nis alametidir. Muttasıl zamir هُمُ mef’ûlun bih olarak mahallen mansubdur.
الصَّيْحَةُ fail olup lafzen merfûdur.
مُشْرِق۪ينَ kelimesi اَخَذَتْهُمُ ‘deki mef’ûlun hali olup nasb alameti ي harfidir. Cemi müzekker kelimeler harfle îrablanırlar.
مُشْرِق۪ينَ sülâsî mücerrede bir harf ilave edilerek mezid yapılan if’al babının ism-i failidir.
İsm-i fail; eylemi yapan ve gerçekleştiren demektir. Geçici olarak o sıfatı yüklenen isimdir. İsm-i fail; hem varlığa (zata), hem de onun sıfatına delalet eden kelimedir. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)
فَاَخَذَتْهُمُ الصَّيْحَةُ مُشْرِق۪ينَۙ
Ayet, takdiri فأبوا الانصياع [Ve boyun eğmekten vazgeçtiler] olan mukadder cümleye فَ ile atfedilmiştir. Müspet mazi fiil sıygasında, faide-i haber ibtidaî kelamdır.
مُشْرِق۪ينَ kelimesi اَخَذَتْهُمُ ‘deki mef’ûlun halidir. Hal cümleleri anlamı zenginleştiren ıtnâb sanatıdır.
اَخَذَ fiilinin, الصَّيْحَةُ kelimesine isnadı mecaz-ı aklîdir.
Cenab-ı Hak, “Derken onları… o korkunç ses yakalayıverdi” buyurmuştur. Yani onları Cebrail (as)’in sayhası yakalayıverdi” demektir. Dil alimleri şöyle demişlerdir: “Ayette o sayhanın Cebrail’e ait olduğunu gösteren açık bir şey yoktur. Eğer bu, kuvvetli bir delil ile sabit olursa kabul edilir. Aksi halde ayette, onların başına büyük ve helak edici bir sayhanın gelmiş olmasından başka bir mana yoktur.
Ayetteki مُشْرِق۪ينَ (işrak vaktine erdikleri sırada) kelimesine gelince: Arapça’da doğu yönünden doğan ve gelen herşey için مُشْرِق۪ينَ deyimi kullanılır. مُشْرِق۪ينَ ifadesi, ‘sabah vaktine girdikleri zaman’ anlamına gelir. (Fahreddin er-Râzî)