İsrâ Sûresi 108. Ayet

وَيَقُولُونَ سُبْحَانَ رَبِّنَٓا اِنْ كَانَ وَعْدُ رَبِّنَا لَمَفْعُولاً  ...

“Rabbimizin şanı yücedir. Rabbimizin va’di mutlaka gerçekleşecektir” derler.
 
Sıra Kelime Anlamı Kökü
1 وَيَقُولُونَ ve derler ق و ل
2 سُبْحَانَ şanı yücedir س ب ح
3 رَبِّنَا Rabbimizin ر ب ب
4 إِنْ gerçekten
5 كَانَ ك و ن
6 وَعْدُ va’di (sözü) و ع د
7 رَبِّنَا Rabbimizin ر ب ب
8 لَمَفْعُولًا mutlaka yerine getirilir ف ع ل
 
Zemahşerî’ye göre 107. âyetin başında putperestlikte inat eden Araplar’a hitap edilmekte; onlara, Peygamber’in görevinin ilâhî kelâmı tebliğ etmekten ibaret olduğu, artık inanıp inanmamanın kendilerine bırakıldığı; iman ederlerse bundan kendilerinin yarar göreceği bildirilmektedir. “Bundan önce kendilerine ilim verilen kimseler”den maksat ise Kur’an’dan önceki kitaplar hakkında az-çok bilgisi olan, vahiy ve din konularında mâlûmat sahibi Araplar’dır (II, 378). Bunların, Ehl-i kitap’tan iken ihtidâ etmiş bazı müminler olduğu söylenmişse de (Kurtubî, X, 347) bu sûrenin indiği Mekke’de kayda değer bir Ehl-i kitap topluluğu bulunmadığına göre bu görüş isabetli görünmemektedir. Taberî ise bunların Kur’an inmeden önce karşılaşılan az sayıdaki Ehl-i kitap müminleri olduğu kanaatinde olup, onların Kur’an’ı duyduklarında onun Allah’tan geldiğini anlayarak saygıyla yere kapanmışlardır (XV, 180, 181). İslâmî kaynaklarda bu müminlere “Hanîfler” denmektedir.
 
 Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 3 Sayfa: 529
 

وَيَقُولُونَ سُبْحَانَ رَبِّنَٓا اِنْ كَانَ وَعْدُ رَبِّنَا لَمَفْعُولاً

 

Fiil cümlesidir.  وَ  atıf harfidir. Haliyye olması da caizdir.

يَقُولُونَ  fiili  نَ un sübutuyla merfû muzari fiildir. Zamir olan çoğul  و ’ı fail olup mahallen merfûdur.

Mekulü’l-kavli,  اِنْ كَانَ وَعْدُ dür.  يَقُولُونَ  fiilinin mef’ûlun bihi olarak mahallen mansubdur. 

سُبْحَانَ , mahzuf fiilin mef’ûlu mutlakıdır. Takdiri;  نسبح (tesbih ederiz) şeklindedir.

رَبِّ  muzâfun ileyh olup kesra ile mecrurdur. Mütekellim zamir  نَٓا  muzâfun ileyh olarak mahallen mecrurdur.

اِنْ  tekid ifade eden muhaffefe  اِنَّ ’dir. İsmi olan şan zamiri mahzuftur. Takdiri,  اِنَّهُ şeklindedir.  اِنْ ’nin haberi  كَانَ ’nin dahil olduğu isim cümlesidir.

كَانَ  nakıs, mebni mazi fiildir. İsim cümlesinin önüne geldiğinde, ismini ref haberini nasb eder. 

وَعْدُ  kelimesi  كَانَ ’nin ismi olup lafzen merfûdur.  رَبِّنَا  muzâfun ileyh olup kesra ile mecrurdur. Muttasıl zamir  نَا  muzâfun ileyh olarak mahallen mecrurdur.

لَ  harfi,  اِنْ in muhaffefe  اِنَّ  olduğuna delalet eden lam-ı farikadır. 

مَفْعُولاً  kelimesi  كَانَ ’nin haberi olup fetha ile mansubdur. 
 

وَيَقُولُونَ سُبْحَانَ رَبِّنَٓا اِنْ كَانَ وَعْدُ رَبِّنَا لَمَفْعُولاً

 

Cümle  وَ ’la önceki ayetteki …يَخِرُّونَ لِلْاَذْقَانِ سُجَّداً  cümlesine atfedilmiştir. Mütekellim Allah Teâlâ’dır.

وَيَقُولُونَ سُبْحَانَ رَبِّنَٓا  sözünün  يَخِرُّونَ ye atfedilmesi; boyun eğme fiiliyle tenzih ve yüceltmeye delalet eden sözünün bir arada olduğuna işaret içindir. (Âşûr) 

Müspet muzari fiil sıygasında, faide-i haber, ibtidâî kelamdır.

Muzari fiil, hudûs, istimrar ve teceddüt ifade eder. Ayrıca muzari fiilin tecessüm özelliği muhatabın muhayyilesini harekete geçirerek konuyu iyice kavramasına yardımcı olur.

يَقُولُونَ  ile mekulü’l-kavl arasındaki  سُبْحَانَ رَبِّنَٓا  cümlesi, itiraziyyedir. İtiraz cümleleri ıtnâb babındandır. 

Çeşitli gayelere binaen araya girmiş saplama bir cümle olan itiraziyye cümlesinin, ana cümlenin anlamına tesiri yoktur. (Sevinç Resul, Belâgatta Fasıl-Vaslın Genel Kuralları Ve “Vâv”In Kullanımı)

سُبْحَانَ, takdiri  نسبح (tesbih ederiz) olan mahzuf fiilin mef’ûlu mutlakıdır. Aynı zamanda muzâftır.

Veciz anlatım kastıyla gelen  رَبِّنَٓا  izafetinde Rabb ismine muzâfun ileyh olan mütekellim zamiri dolayısıyla Hz. Peygamber şan ve şeref kazanmıştır. 

يَقُولُونَ  fiilinin mekulü’l-kavli,  اِنْ كَانَ وَعْدُ رَبِّنَا لَمَفْعُولاً  cümlesidir.  اِنْ , tahfif edilmiş  اِنّ ’dir. Amel etmemiştir. 

Nakıs fiil  كَانَ ’nin dahil olduğu sübut ve istimrar ifade eden isim cümlesi faide-i haber ibtidaî kelamdır. 

كَانَ ’nin haberi olan  لَمَفْعُولاً  cümlesine dahil olan lam,  اِنْ ’in muhaffefe olduğuna işaret eden lam-ı farikadır. 

Ayet, önceki ayetteki secde edenlerin sözlerini aktarmaktadır.

اِنْ  harfi fiillerin başına geldiğinde fiil çoğunlukla nevasıb fiillerinden mazi sıygasıyla gelir. Muzari geldiği de olur. (İtkan c. 1, s. 423)

رَبِّنَٓا  izafetinin tekrarı onların rablerine karşı olan bağlılık ve sevgilerinin göstergesidir. Ayrıca bu tekrarda ıtnâb ve reddü’l-acüz ale’s-sadr sanatları vardır.