قَالَ سَتَجِدُن۪ٓي اِنْ شَٓاءَ اللّٰهُ صَابِراً وَلَٓا اَعْص۪ي لَكَ اَمْراً
قَالَ سَتَجِدُن۪ٓي اِنْ شَٓاءَ اللّٰهُ صَابِراً وَلَٓا اَعْص۪ي لَكَ اَمْراً
Fiil cümlesidir. قَالَ fetha üzere mebni mazi fiildir. Faili müstetir olup takdiri هو ‘dir.
Mekulü’l-kavli, سَتَجِدُن۪ٓي ‘dir. قَالَ fiilinin mef’ûlun bihi olarak mahallen mansubdur.
سَتَجِدُن۪ٓي fiilinin başındaki سَ harfi tekid ifade eden istikbal harfidir.
سَتَجِدُن۪ٓي merfû muzari fiildir. Sonundaki نِ vikayedir. Mütekellim zamiri ي mef’ûlun bih olarak mahallen mansubdur.
اِنْ شَٓاءَ اللّٰهُ cümlesi itiraziyyedir. اِنْ iki muzari fiili cezm eden şart harfidir. شَٓاءَ şart fiili olup fetha üzere mebni mazi fiildir. Mahallen meczumdur. اللّٰهُ lafza-i celâli, fail olup lafzen merfûdur.
صَابِراً ikinci mef’ûlun bih olup fetha ile mansubdur. Şartın cevabı öncesinin delaletiyle mahzuftur.
وَ atıf harfidir. لَٓا nefy harfi olup olumsuzluk manasındadır. اَعْص۪ي fiili, ى üzere mukadder damme ile merfû muzari fiildir. Faili müstetir olup takdiri انا ‘dir.
لَكَ car mecruru اَعْص۪ي fiile müteallıktır. اَمْراً mef’ûlun bih olup fetha ile mansubdur.
صَابِراً kelimesi sülasisi mücerred olan صبر fiilin ism-i failidir.
İsm-i fail; eylemi yapan ve gerçekleştiren demektir. Geçici olarak o sıfatı yüklenen isimdir. İsm-i fail; hem varlığa (zata) hem de onun sıfatına delalet eden kelimelerdir. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)
قَالَ سَتَجِدُن۪ٓي اِنْ شَٓاءَ اللّٰهُ صَابِراً وَلَٓا اَعْص۪ي لَكَ اَمْراً
Beyanî istînâf olarak fasılla gelen ayetin fasıl sebebi, şibh-i kemâl-i ittisâldir. Allah Teâlâ, Hz. Musa’nın cevabını bildirmektedir.
Ayet, müspet mazi fiil sıygasında faide-i haber ibtidaî kelamdır. قَالَ fiilinin mekulü’l-kavli olan سَتَجِدُن۪ٓي اِنْ شَٓاءَ اللّٰهُ صَابِراً cümlesi, müspet muzari fiil sıygasında faide-i haber talebî kelamdır. سَ harfi, muzariye dahil olmuş ve gelecek zaman bildirerek manayı tekid etmiştir.
Musa (as) sözünü sadece muzari fiille ifade edebilirdi. Çünkü muzari fiil, gelecek zaman anlamını da içerir. Fakat o Hızır (as)’ı inandırabilmek için cümlesinin başına سَ ilave ederek onu ikna etmeyi çok istediğini belirtmiş oldu.
Mekulü’l-kavl içindeki şart cümlesi اِنْ شَٓاءَ اللّٰهُ صَابِراً itiraziyyedir.
Şart cümlesi müspet mazi fiil sıygasında gelerek sebat, temekkün ve istikrar ifade etmiştir. (Hâlidî, Vakafat, S.107) Müsnedün ileyhin bütün esma-i hüsnaya ve kemâl sıfatlara şamil olan lafza-i celâlle marife olması telezzüz, teberrük ve tazim içindir.
Ikinci mef’ûl olan صَابِراً ’deki tenvin nev ve kesret ifade eder.
Ayette îcâz-ı hazif sanatı vardır. سَتَجِدُن۪ٓي fiilinin delaletiyle şartın cevabı hazf edilmiştir.
İtiraz cümleleri ıtnâb babındandır. Çeşitli gayelere binaen araya girmiş saplama bir cümle olan itirâziyye cümlesinin, ana cümlenin anlamına tesiri yoktur. (Sevinç Resul, Belâgatta Fasıl-Vaslın Genel Kuralları Ve “Vâv”In Kullanımı)
Mef’ûl konumundaki وَلَٓا اَعْص۪ي لَكَ اَمْراً cümlesi صَابِراً ’a matuftur. İstînâf cümlesi olması da caizdir. Menfi mazi fiil sıygasında faide-i haber ibtidaî kelamdır.
Mef’ûl olan اَمْراً ’deki tenvin kıllet ve nev ifade eder. Menfi sıyakta nekre, umuma işarettir.
وَلَٓا اَعْص۪ي لَكَ اَمْراً [Hiçbir emrine de isyan etmeyeceğim] ibaresi de صَابِراً kavline atıftır yani beni sabırlı ve isyan etmeyen biri olarak bulacaksın, demektir, ya da سَتَجِدُن۪ٓي kavline matuftur. Vaadini inşallahla kayıtlaması ya teberrük içindir, unutarak karşı çıkması da onun masumiyetine halel getirmez ya da işin zor olduğunu bildiği içindir. Çünkü kötü bir şeyi görüp de alışılmadık şekilde ona sabretmek zordur, vaadinde durmamak değildir. Bunda kulların fiillerinin Allah Teâlâ’nın dilemesiyle olduğuna delil vardır. (Beyzâvî)
Ayet-i kerimedeki [Sana hiçbir işte karşı gelmeyeceğim] ifadesi, emrin zahirinin, vücûb ifade ettiğine delalet eder. Çünkü bu ayetin delaletine göre emredileni yapmayan isyankâr olur. İsyankâr ise Cenab-ı Hakk'ın, [Kim Allah'a ve peygamberine isyan ederse şüphesiz onun için cehennem ateşi vardır] (Cin / 23) beyanından dolayı, ilâhi cezaya müstehak olur ki bu da emrin zahirinin vücûb ifade ettiğini gösterir. (Fahreddin er-Râzî)
صَابِراً - اَعْص۪ي kelimeleri arasında tıbâk-ı hafî sanatı vardır.