Kehf Sûresi 84. Ayet

اِنَّا مَكَّنَّا لَهُ فِي الْاَرْضِ وَاٰتَيْنَاهُ مِنْ كُلِّ شَيْءٍ سَبَباًۙ  ...

Biz onu yeryüzünde kudret sahibi kıldık ve kendisine her konuda (amacına ulaşabileceği) bir yol verdik.
 
Sıra Kelime Anlamı Kökü
1 إِنَّا elbette biz
2 مَكَّنَّا güçlü kıldık م ك ن
3 لَهُ onu
4 فِي
5 الْأَرْضِ yeryüzünde ا ر ض
6 وَاتَيْنَاهُ ve ona verdik ا ت ي
7 مِنْ
8 كُلِّ her ك ل ل
9 شَيْءٍ şeyden ش ي ا
10 سَبَبًا bir sebep س ب ب
 

اِنَّا مَكَّنَّا لَهُ فِي الْاَرْضِ

 

İsim cümlesidir.  اِنَّ  tekid harfidir. İsim cümlesinin önüne gelir, ismini nasb haberini ref eder.  نَا  mütekellim zamiri  اِنَّ ’nin ismi olarak mahallen mansubdur. 

مَكَّنَّا لَهُ  cümlesi  اِنَّ ’nin haberi olarak mahallen merfûdur. 

مَكَّنَّا  sükun üzere mebni mazi fiildir. Mütekellim zamir  نَا  fail olarak mahallen merfûdur.

لَهُ  car mecruru  مَكَّنَّا  fiiline müteallıktır.  فِي الْاَرْضِ  car mecruru  مَكَّنَّا  fiiline müteallıktır. 


 وَاٰتَيْنَاهُ مِنْ كُلِّ شَيْءٍ سَبَباًۙ

 

Fiil cümlesidir. وَ  atıf harfidir.  اٰتَيْنَا  sükun üzere mebni mazi fiildir. Mütekellim zamir  نَا  fail olarak mahallen merfûdur. Muttasıl zamir  هُ  mef’ûlun bih olarak mahallen mansubdur. 

مِنْ كُلِّ  car mecruru  اٰتَيْنَاهُ  fiiline müteallıktır. Aynı zamanda muzâftır.  شَيْءٍ  muzâfun ileyh olup kesra ile mecrurdur.

سَبَباً  mef'ûlun bihi olarak fetha ile mansubdur. 

اٰتَيْنَا  fiili sülâsî mücerrede bir harf ilave edilerek mezid yapılan fiillerdendir. Fiil if’âl babındandır. Sülâsîsi  أتي ’dir.

İf’al babı fiile, tadiye (geçişlilik) kesret, haynunet (zamanı gelmesi), sayruret, izale, zamana ve mekâna duhul, temkin (imkân sağlamak), vicdan (bir vasıf üzere bulmak) mutavaat (tef’il babının dönüşlülüğü), tariz (arz etmek, maruz bırakmak) manaları katar. Bazan da fiilin mücerret manasını ifade eder.

 

اِنَّا مَكَّنَّا لَهُ فِي الْاَرْضِ وَاٰتَيْنَاهُ مِنْ كُلِّ شَيْءٍ سَبَباًۙ

 

Mütekellim Allah Teâlâ, muhatap, Hz. Peygamber nezdinde, Zülkarneyn hakkında  soru soranlardır. İstînâfiye olarak fasılla gelen ayetin ilk cümlesi,  اِنَّ  ile tekid edilmiş sübut ifade eden isim cümlesi, faide-i haber inkârî kelamdır.

اِنَّ ’nin haberi olan  مَكَّنَّا nın, azamet zamirine isnadı, tazim ifade eder. Müsnedin mazi fiil sıygasında cümle olarak gelmesi hükmü takviye, sebat, hudûs ve temekkün ifade etmiştir. (Hâlidî, Vakafat, s. 107) 

فِي الْاَرْضِ  ibaresindeki  فِي  harfinde istiare vardır. Car ve mecrurun ilişkisi, zarf ve mazruf ilişkisine benzetilmiştir.  الْاَرْضِ  içine girilecek bir şeye benzetilmiştir.

Beyzâvî, bu ayeti tereddütle soru soran kimseye verilen cevap bağlamında değerlendirmiştir.

Bu surenin başında Yahudilerin müşriklere, Hz. Peygamberden (sav) Ashab-ı Kehf, Zülkarneyn kıssaları ile ruhu sormalarını tavsiye etmişlerdir. İşte “Sana Zülkarneyn'i sorarlar.” ifadesi ile bu sorma kastedilmiştir. (Fahreddin er-Râzî)

Yahudiler veya onların yönlendirmesiyle hareket eden müşrikler Hz. Peygamberi denemek için ona Zülkarneyn’den sorunca Cenab-ı Hak, tekidli bir ifadeyle “De ki: Size ondan haber vereceğim. Gerçekten Biz ona yeryüzünde imkân verdik.” buyurmuştur. Burada hitap soru soranlaradır. Muhatap hükmü öğrenmek için tereddütle soru soran kimse yerinde olduğundan mütekellimin hükmü tekidli olarak bildirmesi güzel olmuştur. (Süleyman Gür, Kâzî Beyzâvî Tefsîrinde Belâgat İlmi ve Uygulanışı)

Ayetin ikinci cümlesi  وَاٰتَيْنَاهُ مِنْ كُلِّ شَيْءٍ سَبَباًۙ , öncesine hükümde ortaklık nedeniyle atfedilmiştir. Faide-i haber ibtidaî kelamdır. Fiilin, azamet zamirine isnad edilmiş mazi sıygada gelişi tazim, hudûs, temekkün ve istikrar ifade etmiştir. (Hâlidî, Vakafat, S.107)

سَبَباًۙ  kelimesi, asıl lügat manası itibarı ile ip demektir. Sonra bu kelime, maksada erişmekte tutulan, vesile edilen herşey için mecazî olarak kullanılmıştır. Bu manası ile o (سَبَباًۙ), ilmi, kudreti ve aletleri için alır. Binaenaleyh ayetteki, ona herşeyin sebebini bahşettik ifadesi, “Ona, sayesinde-vasıtası ile bu şeylerin elde edildiği işlerin her birinden ona verdik.” demektir. (Fahreddin er-Râzî, Âşûr)

سَبَباًۙ  kelimesindeki tenvin; kesret, nev ve tazim,  شَيْءٍ ’deki tenvin ise kesret içindir.