فَمَا اسْطَاعُٓوا اَنْ يَظْهَرُوهُ وَمَا اسْتَطَاعُوا لَهُ نَقْباً
فَمَا اسْطَاعُٓوا اَنْ يَظْهَرُوهُ وَمَا اسْتَطَاعُوا لَهُ نَقْباً
فَ atıf harfidir. مَا اسْطَاعُٓوا cümlesi mahzuf istînâfa matuftur.Takdiri; فجاء القوم يقصدون ثقبه فما استطاعوا (İnsanlar onu delmek için geldiler ama yapamadılar.) şeklindedir.
مَا nefy harfi olup olumsuzluk manasındadır.
اسْطَاعُٓوا damme üzere mebni mazi fiildir. Zamir olan çoğul و ’ı fail olup mahallen merfûdur.
اَنْ ve masdar-ı müevvel mef’ûlun bih olarak mahallen mansubdur. يَظْهَرُوهُ fiili نْ ’u hazfıyla mansub muzari fildir. Zamir olan çoğul و ’ı fail olup mahallen merfûdur.
Muttasıl zamir هُ mef’ûlun bih olarak mahallen mansubdur.
مَا اسْتَطَاعُوا cümlesi atıf harfi وَ ’la makabline matuftur. مَا nefy harfi olup olumsuzluk manasındadır. اسْتَطَاعُوا damme üzere mebni mazi fiildir. Zamir olan çoğul و ’ı fail olup mahallen merfûdur.
لَهُ car mecruru نَقْباً ’e müteallıktır. نَقْباً mef’ûlun bih olup fetha ile mansubdur.
اسْطَاعُٓوا fiili, sülâsî mücerrede üç harf ilave edilerek mezid yapılan fiillerdendir. İstif’âl babındadır. Sülâsîsi طوع ’dir.
Bu bab fiile talep, tehavvül, vicdan, mutavaat, ittihaz ve itikat gibi anlamlar katar.
فَمَا اسْطَاعُٓوا اَنْ يَظْهَرُوهُ وَمَا اسْتَطَاعُوا لَهُ نَقْباً
فَ ile takdiri فجاء القوم يقصدون ثقبه (İnsanlar onu delmek için geldiler ama yapamadılar.) olan mahzuf istînafa atfedilmiş ayet, menfi mazi fiil sıygasında, faide-i haber, ibtidaî kelamdır.
Masdar harfi اَنْ ve akabindeki يَظْهَرُوهُ cümlesi, masdar tevilinde مَا اسْطَاعُٓوا fiilinin mef’ûlüdür.
Aynı üslupta gelen ikinci cümle olan وَمَا اسْتَطَاعُوا لَهُ نَقْباً birinciye matuftur.
Ayette birlikte kullanılan مَا اسْطَاعُٓوا ve مَا اسْتَطَاعُوا fiillerinden ilki salt olarak bir işi yapamamayı ifade ederken ikincisi elinden gelen gayreti gösterdikten sonra gücün yetmemesini ifade eder. (Hasan Uçar, Kur'an-ı Kerim’deki Anlamsal Bedî‘ Sanatları)
Bu ayette geçen اسْطَاعُٓوا - اسْتَطَاعُوا fiilleri, iki fiil sıygası arasındaki beyanî farklılık sebeplerini açıklamaktadır. Ordu için seddi aşmak, onu delip geçmekten daha kolay olması sebebiyle aşmanın önündeki fiilden bir harf hazf edilerek فَمَا اسْطَاعُٓوا اَنْ يَظْهَرُوهُ buyurulmuştur. Oysa benzer bir hazif, uzun ve meşakkatli fiilde gerçekleşmemiş; aksine delip geçmenin önündeki fiile daha uzun bir sıyga verilerek مَا اسْتَطَاعُوا لَهُ نَقْباً buyrulmuştur. (İzzet Marangozoğlu , Fâdıl Sâlih es-Sâmerrâî’nin Beyânî Tefsir Anlayışı)
اسْتَطَاعُوا fiili استفعال babındadır. Bu bâba giren fiiller taleb, tahavvül, itikat ve vicdan gibi anlamlar kazanır.
نَقْباً kelimesindeki tenvin azlık ifade eder.
اسْطَاعُٓوا - اسْتَطَاعُوا kelimeleri arasında cinas ve reddü’l-acüz ale’s sadr, مَا ’nın tekrarında reddü’l-acüz ale’s sadr sanatı vardır.