فَخَرَجَ عَلٰى قَوْمِه۪ مِنَ الْمِحْرَابِ فَاَوْحٰٓى اِلَيْهِمْ اَنْ سَبِّحُوا بُكْرَةً وَعَشِياًّ
Bekera بكر :Kelimenin aslı günün ilk saatleri demek olan بُكْرَة dır. Sülasi fiil olarak kullanıldığında manası günün başlarında çıkmak demektir. Kur'an-ı Kerim'de de geçen بِكْر sözcüğü hiç doğum yapmamış demektir. Yine kadınlar arasında tercih yapılacağında dul olana önceliği olmasından dolayı bekareti bozulmamış kıza da بِكْر denmiştir. بِكْر kelimesinin çoğulu أبْكار şeklinde gelir. (Müfredat)
Kuran’ı Kerim’de türevleriyle birlikte 12 ayette geçmiştir. (Mucemul Müfehres) Türkçede kullanılan şekilleri bekâr, bâkir, bekâret, makara ve Bekir'dir. (Kuranı Anlayarak Okuma Rehberi)
فَخَرَجَ عَلٰى قَوْمِه۪ مِنَ الْمِحْرَابِ فَاَوْحٰٓى اِلَيْهِمْ اَنْ سَبِّحُوا بُكْرَةً وَعَشِياًّ
Fiil cümlesidir. فَ atıf harfidir. Matuf ve matufun aleyh arasında hiç zaman geçmediğini, işin hemen yapıldığını ifade eder. فَ ile yapılan atıfta matuf ve matufun aleyh yer değiştiremez. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)
خَرَجَ fetha üzere mebni mazi fiildir. Faili müstetir olup takdiri هو’ dir.
عَلٰى قَوْمِه۪ car mecruru خَرَجَ fiiline müteallıktır. مِنَ الْمِحْرَابِ car mecruru خَرَجَ fiiline müteallıktır.
فَ atıf harfidir. اَوْحٰٓى elif üzere mukadder fetha ile mebni mazi fiildir. Faili müstetir olup takdiri هو ‘dir. اِلَيْهِمْ car mecruru اَوْحٰٓى fiiline müteallıktır.
اَنْ tefsiriyyedir. سَبِّحُوا damme üzere mebni emir fiildir. Zamir olan çoğul و ‘ı fail olarak mahallen merfûdur. بُكْرَةً zaman zarfı, سَبِّحُوا fiiline müteallıktır. عَشِياًّ atıf harfi و ‘la makabline matuftur.
سَبِّحُوا fiili, sülâsî mücerrede bir harf ilave edilerek mezid yapılan fiillerdendir. Tef’il babındandır. Sülâsîsi سبح ‘dir.
Bu bab, fiile çokluk (fiilin, failin veya mef‘ûlun çokluğu), bir tarafa yönelme, mef'ûlü herhangi bir vasfa nispet etmek, gidermek, bir terkibi kısaltmak, eylemin belli bir zaman diliminde meydana gelmesi, özneyi fiilin türediği şeye benzetmek, sayruret, isimden fiil türetmek, hazır olmak, bir şeyin aralıklarla tekrarlanması manalarını katar.
فَخَرَجَ عَلٰى قَوْمِه۪ مِنَ الْمِحْرَابِ فَاَوْحٰٓى اِلَيْهِمْ اَنْ سَبِّحُوا بُكْرَةً وَعَشِياًّ
Ayet önceki ayetteki ikinci قَالَ fiiline matuftur. Atıf sebebi hükümde ortaklıktır.
Müspet mazi fiil sıygasında faide-i haber ibtidaî kelamdır. Mazi fiil sıygasında gelmesi sebat, temekkün ve istikrar ifade etmiştir. (Hâlidî, Vakafat, S.107)
Aynı üslupta gelen فَاَوْحٰٓى اِلَيْهِمْ اَنْ سَبِّحُوا بُكْرَةً وَعَشِياًّ cümlesi, …فَخَرَجَ عَلٰى cümlesine فَ ile atfedilmiştir. Atıf sebebi hükümde ortaklıktır.
أنْ masdar harfi ve akabindeki سَبِّحُوا بُكْرَةً وَعَشِياًّ cümlesi, masdar teviliyle اَوْحٰٓى fiilinin mef’ûlü olarak nasb mahallindedir.
Masdar-ı müevvel, emir üslubunda talebî inşâî isnaddır.
Car mecrur اِلَيْهِمْ , ihtimam için mef’ûle takdim edilmiştir.
بُكْرَةً - عَشِياًّ kelimeleri arasında mürâât-ı nazîr ve tıbâk-ı îcab sanatları vardır.
الْمِحْرَابِ ‘den murad namaz kıldığı yer veya oda olabilir. Başka bir ayette ancak remzen konuşabilirsin (Al-i imran, 41) denilmesinden anlaşıldığı üzere, burada ayetin metninde geçen فَاَوْحٰٓى kelimesi "işaret etmek" anlamındadır. (Fahreddin er-Râzî)
Müfessirler, Hz. Zekeriya (as)’ın سَبِّحُوا [tesbih edin] ifadesiyle, namazı kastettiği hususunda müttefiktirler ki bu, dil bakımından da caizdir. Ebu’l-Aliye’den بُكْرَةً ’nin, sabah namazı; عَشِياًّ ’nın da ikindi namaz olduğu rivayet edilmiştir. (Fahreddin er-Râzî)
خَرَجَ fiili طَلَعَ manası taşımaktadır, bunun için عَلى harfiyle gelmiştir. (Âşûr)