Meryem Sûresi 10. Ayet

قَالَ رَبِّ اجْعَلْ ل۪ٓي اٰيَةًۜ قَالَ اٰيَتُكَ اَلَّا تُكَلِّمَ النَّاسَ ثَلٰثَ لَيَالٍ سَوِياًّ  ...

Zekeriyya, “Rabbim, öyleyse bana (çocuğumun olacağına) bir işaret ver”, dedi. Allah da, “Senin işaretin, sapasağlam olduğun hâlde insanlarla (üç gün) üç gece konuşamamandır” dedi.
 
Sıra Kelime Anlamı Kökü
1 قَالَ dedi ق و ل
2 رَبِّ Rabbim ر ب ب
3 اجْعَلْ (öyle ise) ver ج ع ل
4 لِي bana
5 ايَةً bir işaret ا ي ي
6 قَالَ dedi ق و ل
7 ايَتُكَ senin işaretin ا ي ي
8 أَلَّا
9 تُكَلِّمَ konuşamamandır ك ل م
10 النَّاسَ insanlarla ن و س
11 ثَلَاثَ üç ث ل ث
12 لَيَالٍ gece ل ي ل
13 سَوِيًّا sapasağlam olduğun halde س و ي
 
Hz. Zekeriyyâ özellikle çocuk değil, kendisine mânen vâris olacak bir halef istemişti, Allah çocuk vereceğini müjdeleyince sevinmiş ve şaşkınlığını ifade etmiştir. Alâmet olarak sapasağlam olmasına rağmen, üç gece insanlarla konuşamayacağı hususu, Âl-i İmrân sûresinde ise insanlarla üç gün, işaretten başka bir şekilde konuşamayacağı şeklindedir. Şu halde burada geceler gündüzleriyle birlikte, Âl-i İmrân’da ise günler geceleriyle birlikte kastedilmektedir. Aynı zamanda işaretle konuşabileceği de bildirilmiş ve sabah akşam Allah’ı çokça zikretmesi emredilmiştir (bu konuda ayrıca bk. Âl-i İmrân 3/41).
 
 Şüphesiz ki kâinatı yoktan var eden, Âdem’i topraktan yaratan o yüce kudret için ihtiyar ana babadan bir çocuk dünyaya getirmek zor bir şey değildir. Zira o, bir şeyi yaratmak istediği zaman “ol” der, hemen oluverir (bk. Yâsîn 36/82).
 
  Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 3 Sayfa: 590
 

قَالَ رَبِّ اجْعَلْ ل۪ٓي اٰيَةًۜ 

 

Fiil cümlesidir.  قَالَ  fetha üzere mebni mazi fiildir. Faili müstetir olup takdiri هو ’dir. Mekulü’l-kavli  رَبِّ ’dir.  قَالَ  fiilinin mef’ûlun bihi olarak mahallen mansubdur.

Nida harfi ve muzâfun ileyh mahzuftur.  رَبِّ  kelimesinin sonundaki esre, mütekellim zamirinden ivazdır. Nidanın cevabı  اجْعَلْ ل۪ٓي اٰيَةًۜ ’dir.

اجْعَلْ  sükun üzere mebni emir fiildir. Faili müstetir olup takdiri  أنت ‘dir. 

ل۪ٓي  car mecruru mahzuf ikinci mef’ûlun bihe müteallıktır.  اٰيَةً  birinci mef’ûlun bih olup fetha ile mansubdur. 


قَالَ اٰيَتُكَ اَلَّا تُكَلِّمَ النَّاسَ ثَلٰثَ لَيَالٍ سَوِياًّ

 

Fiil cümlesidir. قَالَ  fetha üzere mebni mazi fiildir. Faili müstetir olup takdiri هو ’dir. Mekulü’l-kavli  اٰيَتُكَ اَلَّا تُكَلِّمَ النَّاسَ ’dir.  قَالَ  fiilinin mef’ûlun bihi olarak mahallen mansubdur.

اٰيَتُكَ  mübteda olup lafzen merfûdur. Muttasıl zamir  كَ  muzâfun ileyh olarak mahallen mecrurdur.

اَنْ  ve masdar-ı müevvel, mübtedanın haberi olarak mahallen merfûdur.

اَنْ  masdar harfidir.  لاَ  nefy harfi olup olumsuzluk manasındadır.  تُكَلِّمَ  mansub muzari fiildir. Faili müstetir olup takdiri  أنت ‘dir.

النَّاسَ  mef’ûlun bih olup fetha ile mansubdur

ثَلٰثَةَ  zaman zarfı,  تُكَلِّمَ  fiiline müteallıktır.  لَيَالٍ  muzâfun ileyh olup kesra ile mecrurdur.

سَوِياًّ  kelimesi  تُكَلِّمَ ‘deki failin hali olup fetha ile mansubdur. 

تُكَلِّمَ  fiili, sülâsî mücerrede bir harf ilave edilerek mezid yapılan fiillerdendir. Tef’il babındandır. Sülâsîsi  كلم ’dir.

Bu bab, fiile çokluk (fiilin, failin veya mef‘ûlun çokluğu), bir tarafa yönelme, mef'ûlü herhangi bir vasfa nispet etmek, gidermek, bir terkibi kısaltmak, eylemin belli bir zaman diliminde meydana gelmesi, özneyi fiilin türediği şeye benzetmek, sayruret, isimden fiil türetmek, hazır olmak, bir şeyin aralıklarla tekrarlanması manalarını katar

 

قَالَ رَبِّ اجْعَلْ ل۪ٓي اٰيَةًۜ 

 

Ayet istînâfiyye olarak fasılla gelmiştir. Müspet mazi fiil sıygasında faide-i haber ibtidaî kelamdır.

قَالَ  fiilinin mekulü’l-kavli nida üslubunda talebî inşâî isnaddır. Cümlede îcâz-ı hazif vardır. Nida harfi mahzuftur. Bu hazif mütekellimin münadaya yakın olma isteğine işarettir. 

Mütekellim zamirinin mahzuf olduğu  رَبِّ  izafeti, muzâfun ileyhe şan ve şeref kazandırmasının yanında, mütekellimin, Allah'ın rububiyet vasfına sığınma isteğine işarettir.

Nidanın cevabı olan  اجْعَلْ ل۪ٓي اٰيَةًۜ  cümlesi ise emir üslubunda talebî inşâî isnaddır. Emir üslubunda gelmiş olmasına rağmen dua manasında olduğu için mecaz-ı mürsel mürekkebdir.

اٰيَةًۜ ’deki tenvin tazim ve nev ifade eder.


  قَالَ اٰيَتُكَ اَلَّا تُكَلِّمَ النَّاسَ ثَلٰثَ لَيَالٍ سَوِياًّ

 

Beyanî istînâf olarak fasılla gelen cümlenin fasıl sebebi şibh-i kemâl-i ittisâldir.

Müspet mazi fiil sıygasında faide-i haber ibtidaî kelamdır.

قَالَ  fiilinin mekulü’l-kavli olan …اٰيَتُكَ اَلَّا تُكَلِّمَ النَّاسَ  cümlesi, isim cümlesi formunda gelmiştir. Faide-i haber ibtidaî kelamdır.

Müsnedün ileyh  اٰيَتُكَ , veciz ifade kastına matuf olarak izafetle gelmiştir. 

Cümlenin haberi konumunda olan masdar-ı müevvel  اَلَّا تُكَلِّمَ النَّاسَ ثَلٰثَ لَيَالٍ سَوِياًّ , menfi muzari fiil cümlesi, faide-i haber ibtidaî  kelamdır. 

Cümlenin müsnedi muzari fiil cümlesi olarak gelmiş ve hükmü takviye, teceddüt ve tecessüm ifade etmiştir.

سَوِياًّ  kelimesi  تُكَلِّمَ ‘deki failin halidir. Hal anlamı zenginleştiren ıtnâb sanatıdır. Bu kelimenin sıfat olduğu da söylenmiştir.

تُكَلِّمَ  fiili,  تفعيل  babındadır. Bu babın fiile kattığı anlamlar; kesret, mef’ûlu bir vasfa nispet etmek, izale, sayruret ve fiilin muayyen zamanda meydana gelişi, tevcih, huzur, isimden fiil türetmedir. Bunlardan en fazla öne çıkanı fiilde veya failde olan kesrettir. 

Alimler,  سَوِياًّ  kelimesinin kime ait bir sıfat olduğu hususunda ihtilaf etmişlerdir. Bu cümleden olarak bazıları bunun, “üç gece”nin sıfatı olduğunu ileri sürerlerken, müfessirlerin ekserisi bunun, Zekeriya (as)’a ait bir sfat olduğu kanaatindedirler. Buna göre mana “Senin alâmetin, sende bir hastalık olmayıp sapasağlam olduğun halde, bu müddet içinde insanlarla konuşamamandır’’ şeklinde olur. 

Ayet kelimesinin tekrarı, önemi dolayısıyladır. 

قَالَ  ve  اٰيَةًۜ  kelimelerinin tekrarında cinas ve reddü’l-acüz ale’s-sadr sanatları vardır.