Meryem Sûresi 2. Ayet

ذِكْرُ رَحْمَتِ رَبِّكَ عَبْدَهُ زَكَرِيَّاۚ  ...

Bu, Rabbinin, Zekeriya kuluna olan merhametinin anılmasıdır.
 
Sıra Kelime Anlamı Kökü
1 ذِكْرُ bu, anmasıdır ذ ك ر
2 رَحْمَتِ rahmetini ر ح م
3 رَبِّكَ Rabbinin ر ب ب
4 عَبْدَهُ kulu ع ب د
5 زَكَرِيَّا Zekeriyya’ya
 
Zekeriyyâ aleyhisselâm, İsrâiloğulları’na gönderilmiş son peygamberlerden biridir. Ancak kendisine müstakil bir kitap verilmemiş, Hz. Mûsâ’nın şeriatıyla amel etmiştir. Kaynaklarda, Hz. Meryem’in teyzesinin kocası ve Beyt-i Makdis’in reisi olduğu, Tevrat nüshalarını yazarak çoğalttığı bildirilmektedir (bilgi için bk. Âl-i İmrân 3/37-41).
 
 Duanın, emreder gibi ve yüksek sesle değil, mütevazı bir şekilde alçak sesle ve yalvarıp yakararak yapılması onun âdâbına daha uygun olduğu için alçak sesle dua ettiği belirtilen Hz. Zekeriyyâ, kendisinden sonra akrabalarının toplum önderi olma ve Allah’ın dinini yayma hususunda zaaf göstereceklerinden endişe etmiş; bu sebeple de duasında kendisine ve Ya‘kub (İsrâil) soyuna halef ve mirasçı olmak ve davetini sürdürmek üzere iyi ahlâklı, yetenekli ve âdil insan olacak bir halef lutfetmesini Allah’tan niyaz etmiştir. Zira o, bütün olumsuz şartlara rağmen Allah’tan ümit kesilmemesi gerektiğini biliyordu.
 
  Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 3 Sayfa: 588-589
 

ذِكْرُ رَحْمَتِ رَبِّكَ عَبْدَهُ زَكَرِيَّاۚ

 

İsim cümlesidir.  ذِكْرُ  mahzuf mübtedanın haberi olup lafzen merfûdur. Takdiri, هو veya  هذه  şeklindedir.  رَحْمَتِ  muzâfun ileyh olup kesra ile mecrurdur.

رَبِّكَ  muzâfun ileyh olup kesra ile mecrurdur. Muttasıl zamir  كَ  muzâfun ileyh olarak mahallen mecrurdur.

عَبْدَهُ  kelimesi  رَحْمَتِ ‘nin mastarından mef’ûlun bih olup fetha ile mansubdur. Muttasıl zamir  هُ  muzâfun ileyh olarak mahallen mecrurdur.  زَكَرِيَّا  kelimesi  عَبْدَهُ ‘dan bedel veya atfı beyan olup elif üzere mukadder fetha ile mansubdur. 

Atfı beyan konusuna giren kelime grupları ve cümleler şunlardır:

1. İsm-i işaretten sonra gelen camid ismin (muşârun ileyhin) atf-ı beyan olarak gelmesi

2. اَيُّهَا  ve  اَيَّتُهَا ’dan sonra gelen camid ismin atf-ı beyan olarak gelmesi

3. Sıfattan sonra gelen mevsufun atf-ı beyan olarak gelmesi

4. Tefsir harfi  اَنْ ’den sonra gelen kelime veya cümleler

(Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)

 

ذِكْرُ رَحْمَتِ رَبِّكَ عَبْدَهُ زَكَرِيَّاۚ

 

Surenin ilk ayeti ibtidaiyyedir. Cümlede îcâz-ı hazif sanatı vardır. ذِكْرُ  kelimesi takdiri  هو veya  هذا  olan mahzuf mübteda için haberdir. Bu takdire göre cümle, zamandan bağımsız, sübut ifade eden isim cümlesi, faide-i haber ibtidaî kelamdır.

Müsned olan  ذِكْرُ رَحْمَتِ رَبِّكَ , veciz ifade yollarından olan izafet formunda gelerek, az sözle çok anlam ifade etmiştir. 

عَبْدَهُ , masdar vezninde gelen ve fiil gibi amel eden  رَحْمَتِ ’nin mef’ûlüdür.

زَكَرِيَّاۚ , mef’ûl olan  عَبْدَهُ ’dan bedeldir. Bedel, kapalı bir ifadeyi açmak, açık olanı kuvvetlendirmek için yapılan ıtnâb sanatıdır.

عَبْدَهُ - رَبِّكَ  kelimeleri arasında tıbâk-ı îcab sanatı vardır.

رَحْمَتِ - رَبِّ  kelimeleri arasında mürâât-ı nazîr sanatı vardır.

Peygamber (sav)’e ait  كَ  zamirinin,  ذِكْرُ رَحْمَتِ رَبِّكَ  izafetinde yer alması ona tazim ve tekrimdir. Rabb ismine muzâf olmaları  ذِكْرُ ’ya  ve  رَحْمَتِ ’ye de tazim ifade eder. 

عَبْدَهُ  izafeti, Allah Teâlâ’ya ait  هُ  zamirine muzâf olan  عَبْدَ ‘yi şereflendirmek yüceltmek içindir.

ذِكْرُ - زَكَرِيَّاۚ  kelimeleri arasında iştikak cinası ve reddü’l-acüz ale’s-sadr sanatları vardır.

Sâmerrâî, surenin başı ve sonuyla genel psikolojik siyakı arasındaki uyumu da Kur’ânî siyakın anlatım özelliklerinden saymaktadır. (Sâmerrâî, et-Tabîru’l-Kur’ânî)

Buna da Yüce Allah'ın  ذِكْرُ رَحْمَتِ رَبِّكَ عَبْدَهُ زَكَرِيَّاۚ [Bu, senin Rabbinin Zekeriya  kuluna olan rahmetinin anlatımıdır] (Meryem/2.) ayetiyle başlayıp Meryem Suresi.96:

اِنَّ الَّذٖينَ اٰمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ سَيَجْعَلُ لَهُمُ الرَّحْمٰنُ وُدًّا [İman edip iyi işler yapmış  olanları ise Rahman sevimli kılacaktır] [Meryem/ 96.] ayetiyle sona eren Meryem Suresini örnek vermektedir. Surenin rahmetle başlayıp, rahmetle bittiğini ve açılışta zikredilen bu rahmetin sure ortamının tamamına yayıldığını belirtmektedir. (Fâdıl Sâlih Sâmerrâî, et-Ta‘bîru’l-Kur'anî, s. 223)

Kelamın aslı şöyledir:  ذِكْرُ عَبْدِنا زَكَرِيّاءَ إذْ نادى رَبَّهُ . Ayette haber önemi dolayısıyla takdim edilmiştir. (Âşûr)