اِذْ نَادٰى رَبَّهُ نِدَٓاءً خَفِياًّ
اِذْ نَادٰى رَبَّهُ نِدَٓاءً خَفِياًّ
اِذْ zaman zarfı رَحْمَتِ ‘ye müteallıktır.
(إِذْ) : Yalnız Cümleye muzâf olan zaman zarfıdır.
a) (إِذْ) mef’ûlun fih, mef’ûlun bih, mef’ûlun leh olur.
b) (إِذْ) den sonra muzâri fiil veya isim cümlesi gelirse gelecek zaman ifade eder.
c) (بَيْنَا) ve (بَيْنَمَا) dan sonra gelirse mufâcee (sürpriz) harfi olur. Bu durumda zarf (zaman bildiren isim) değil harf olur.
d) Sükun üzere mebnîdir. Burda mef’ûlun fih konumunda gelmiştir. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)
نَادٰى ile başlayan fiil cümlesi muzâfun ileyh olarak mahallen mecrurdur. نَادٰى elif üzere mukadder fetha ile mebni mazi fiildir. Faili müstetir olup takdiri هو ‘dir.
رَبَّهُ mef’ûlun bih olup fetha ile mansubdur. Muttasıl zamir هُ muzâfun ileyh olarak mahallen mecrurdur.
نِدَٓاءً mef’ûlu mutlak olup fetha ile mansubdur.
Mef’ûlu mutlak: Fiil ile aynı kökten gelen masdardır. Mef’ûlu mutlak harf-i cer almaz. Harf-i cer alırsa hal olur. Mef’ûlu mutlak cümle olmaz. Mef’ûlu mutlak üçe ayrılır:
1. Tekid (Kuvvetlendirmek) İçin: Fiilin manasını kuvvetlendirir. Masdar olur. Daima müfreddir. Fiilinden sonra gelir. Türkçeye “muhakkak, şüphesiz, gerçekten, çok, iyice, öyle ki” diye tercüme edilir.
2. Nev’ini (Çeşidini) Belirtmek İçin: Fiilin nasıl meydana geldiğini ve nev’ini bildirir. Nev’ini bildiren mef’ûlu mutlak umumiyetle sıfat veya izafet terkibi halinde gelir. Tesniye ve cemi de olabilir. Fiilinin önüne geçebilir. Türkçeye “gibi, şeklinde, aynen, tıpkı, tam” diye tercüme edilir.
3. Adedini (Sayısını) Belirtmek İçin: Failin yaptığı işin sayısını belirtir. Adedini belirten mef’ûlu mutlak فَعْلَةً vezninden gelen bina-ı (masdar-ı) merreden yapılır.
مَرَّةً kelimesi de mef’ûlu mutlak olur. Fiilinin önüne geçebilir. Türkçeye “kere, defa” diye tercüme edilir. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)
خَفِياًّ kelimesi نِدَٓاءً ‘in sıfatı olup fetha ile mansubdur.
Nekre isimden sonra gelen cümle veya şibh-i cümle sıfat olur. Marife isimden sonra gelen cümle veya şibhi cümle hal olur. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)
نَادٰى sülâsî mücerrede bir harf ilave edilerek mezid yapılan fiillerdendir. Mufâale babındandır. babındadır. Sülâsîsi ندى ’dir.
Mufâale babı fiile, müşareket (ortaklık), bir işi peşpeşe yapmak, teksir (çokluk, bir işi çok yapmak) gibi anlamlar katar.
خَفِياًّ kelimesi sıfat-ı müşebbehe kalıbındandır.
Sıfat-ı müşebbehe; “Benzeyen sıfat” demektir. İsm-i faile benzediği için bu adı almıştır. İsm-i failin ifade ettiği anlam geçici olduğu halde, sıfatı müşebbehenin ifade ettiği anlam kalıcıdır. İsm-i fail değişen ve yenilenen vasfa delalet eder. Sıfat-ı müşebbehe sürekli ve sabit vasfa delalet eder. Bu süreklilik ve sabitlik az veya çok, bazen de sonsuza kadar devam eder. Geniş zamana delalet eder. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)
اِذْ نَادٰى رَبَّهُ نِدَٓاءً خَفِياًّ
Mazi manalı zaman zarfı اِذْ , önceki ayetteki رَحْمَتِ ’ye müteallıktır.
Müspet mazi fiil cümlesi faide-i haber talebî kelam olan نَادٰى cümlesi اِذْ ’in muzâfun ileyhidir. نِدَٓاءً mef’ûlü mutlaktır. Tekid ifade eder.
Zekeriya (as)’a ait olan هُ zamirinin, رَبَّ lafzına izafeti, ona şeref ve tazim içindir.
خَفِياًّ , kelimesi نِدَٓاءً için sıfattır. Sıfat, mevsûfunun sahip olduğu bir özelliğe işaret etmek için yapılan ıtnâb sanatıdır.
خَفِياًّ kelimesi sıfat-ı müşebbehe kalıbında gelerek mübalağa ifade etmiştir.
نَادٰى - نِدَٓاءً kelimeleri arasında iştikak cinası ve reddü’l-acüz ale’s-sadr sanatları vardır.
Meryem Suresinin …اِذْ نَادٰى رَبَّهُ نِدَٓاءً خَفِياًّ …قَالَ رَبِّ ayetlerinde, nida (نَادٰى ) ile söz (قَالَ) ile birarada zikredilirken, Enbiya ayetinde nidayla yetinilmiştir. Dolayısıyla …اِذْ نَادٰى رَبَّهُ نِدَٓاءً خَفِياًّ …قَالَ رَبِّ şeklindeki bir ifadeye yer verilmemiştir. Meryem Suresinde dua ve nidada tafsile, Enbiya Suresinde ise îcâza gidilmiştir. Böylece tafsil, tafsili; îcâz da îcâzı gerekli kılmıştır. (İzzet Marangozoğlu , Fâdıl Sâlih Es-Sâmerrâî’nin Beyânî Tefsir Anlayışı)