Meryem Sûresi 57. Ayet

وَرَفَعْنَاهُ مَكَاناً عَلِياًّ  ...

Onu yüce bir makama yükselttik.
 
Sıra Kelime Anlamı Kökü
1 وَرَفَعْنَاهُ onu yükseltmiştik ر ف ع
2 مَكَانًا bir yere ك و ن
3 عَلِيًّا yüce ع ل و
 
Tefsircilerin belirttiğine göre, İdrîs asıl adı Uhnûh olup Hz. Nûh’un üçüncü batından dedesidir. Hz. Şît’ten sonra kendisine otuz sayfa vahiy indirilerek peygamberlik görevi verilmiştir. Kitaplı dinlerde ortak rivayet ve inanışa göre İdrîs ilmin, medeniyetin ve aklî sistemlerin ilk kurucusudur. “Remil ilmi, hey’et, nücûm, hesap, tıp, nebatların sırları, garip sanatlar, yazı yazmak, dikiş dikmek, terazi kullanmak gibi meslek ve sanatları İdrîs icat etmiştir. Sahifelerinde semavî sırlar, ruhanîlere hükmetmenin yöntemleri, varlıkların özellikleri gibi konulara dair bilgiler vardı. Çok sayıda talebesi olan İdrîs demiri keşfedip ondan aletler yapmış, ziraatı geliştirmiş, deri ve kumaşlardan elbise dikmiştir” (ÖmerFaruk Harman, “İdrîs”, DİA, XXI, 480). 
 
İdrîs’in “üstün bir konuma getirilmesi” ile muhtemelen onun yukarıda açıklanan özellikleri kastedilmiştir. Bu ifadeyi, onun mânevî âlemde (göklerde) müstesna yerlerde bulunduğu şeklinde anlamak da mümkün-dür; bu mânayı destekleyen rivayetler vardır.
 
  Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 3 Sayfa: 606-607
 

وَرَفَعْنَاهُ مَكَاناً عَلِياًّ

 

Fiil cümlesidir.  وَ  atıf harfidir.  رَفَعْنَا  fetha üzere mebni mazi fiildir. Mütekellim zamir  نَا  fail olarak mahallen merfûdur.

Muttasıl zamir  هُ  mef’ûlun bih olarak mahallen mansubdur.  مَكَاناً  mef’ûlun bih olup fetha ile mansubdur. 

عَلِياًّ  kelimesi  مَكَاناً nin sıfatı olarak mansubdur.

Varlıkları niteleyen kelimelere sıfat denir. Arapça’da sıfatın asıl adı na’t ( النَّعَتُ )dır. Sıfatın nitelediği isme de men’ut ( المَنْعُوتُ ) denir. Bir ismi doğrudan niteleyen sıfata hakiki sıfat, dolaylı olarak niteleyen sıfata da sebebi sıfat denir.

Sıfat ile mevsuftan oluşan tamlamaya sıfat tamlaması denir. Sıfat tek kelime (isim), cümle ve şibh-i cümle olabilir. Ve sıfat birden fazla gelebilir. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi) 

 

وَرَفَعْنَاهُ مَكَاناً عَلِياًّ

 

Önceki ayette ki …إنّه كان  cümlesine matuf olan bu ayet, İdris’in (as) sıfatlarının devamıdır. Fiil cümlesi isim cümlesine atfedilmiştir. Aralarında haberî olmak bakımından mutabakat bulunan cümlelerin anlam bakımından da mutabık oldukları barizdir.

Müspet mazi fiil sıygasında faide-i haber ibtidaî kelamdır.

Mazi sıygada gelen fiil, azamet zamirine isnad edilerek tazim edilmiştir.

Mazi fiil sebata, temekkün ve istikrara işaret eder. (Hâlidî, Vakafat, s. 107) 

Bu, menzil ve rütbe bakımından yükseklik anlamındadır veya bundan murad, mekân bakımından onu, yüce bir mevkiye yükseltmektir. Bu görüş, daha uygundur. Çünkü  مَكَاناً  kelimesiyle birlikte zikredilen “yükseltme” işi, derece bakımından değil de mekân bakımından yükseltme olur. (Fahreddin er-Râzî)

وَرَفَعْنَاهُ مَكَاناً عَلِياًّ  (Onu yüce bir makama yükselttik) ibaresinde peygamberlik makamı   istiare yoluyla yüksek yere benzetilmiştir. (Safvetü’t Tefasir)

Bu yüksek makam, peygamberlik şerefi ve Allah katındaki yakınlığıdır. Diğer bu yüksek makam, güzel anılmakla olan yüksek rütbedir. Nitekim [“Senin zikrini (ününü) yüceltmedik mi?”] (İnşirah Suresi, 4) ayeti de bu kabildendir. Bir diğer görüşe göre ise bu yüksek makam cennettir. (Ebüssuûd) 

عَلِياًّ ’le sıfatlanan  مَكَاناً ’daki tenvin tazim ifade eder. 

Sıfat, mevsûfunun sahip olduğu bir özelliğe işaret etmek için yapılan tetmim ıtnâbı  sanatıdır.