Meryem Sûresi 92. Ayet

وَمَا يَنْبَغ۪ي لِلرَّحْمٰنِ اَنْ يَتَّخِذَ وَلَداًۜ  ...

Hâlbuki Rahmân’a bir çocuk edinmek yakışmaz.
 
Sıra Kelime Anlamı Kökü
1 وَمَا ve
2 يَنْبَغِي yakışmaz ب غ ي
3 لِلرَّحْمَٰنِ Rahman’a ر ح م
4 أَنْ
5 يَتَّخِذَ edinmek ا خ ذ
6 وَلَدًا çocuk و ل د
 
Müşrikler, “Melekler Allah’ın kızlarıdır” diyerek Allah’a çocuk isnadında bulunurken yahudilerin bir kısmı “Üzeyir Allah’ın oğludur”, hıristiyanlar da “Mesîh Allah’ın oğludur” demek suretiyle O’na çocuk isnat ederek son derece çirkin bir iddiada bulunmuşlardır. Nitekim 90 ve 91. âyetlerde bu yakıştırmaların ne derece çirkin olduğu vurgulanmıştır.Oysa çocuk ihtiyaçtan dolayı istenir ve ana babasının cinsinden olur. Allah ise ihtiyaçtan da bir benzerinin bulunmasından da münezzehtir.
 
 Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 3 Sayfa: 619-620
 

وَمَا يَنْبَغ۪ي لِلرَّحْمٰنِ اَنْ يَتَّخِذَ وَلَداًۜ

 

Fiil cümlesidir. وَ  istînâfiyyedir.  مَا  nefy harfi olup olumsuzluk manasındadır.

يَنْبَغ۪ي  fiili,  ى  üzere mukadder damme ile merfû muzari fiildir.  لِلرَّحْمٰنِ  car  mecruru  يَنْبَغ۪ي  fiiline müteallıktır.

اَنْ  ve masdar-ı müevvel,  يَنْبَغ۪ي  fiilinin faili olarak mahallen merfûdur.

يَتَّخِذَ  mansub muzari fiildir. Faili müstetir olup takdiri  هو’dir.  وَلَداً  mef‘ûlun bih olup fetha ile mansubdur.

Kalp fiilleri (iki mef’ûl alan fiiller); bir mef’ûl ile manası tamamlanamayıp ikinci mef’ûle ihtiyaç duyan fiillerdir. Bu fiiller isim cümlesinin önüne gelirler, mübteda ve haberi iki mef’ûl yaparak nasb ederler. 3 gruba ayrılırlar:

1. Bilmek manasında olanlar.

2. Sanmak manası ifade edenler, kesine yakın bilgi ifade ederler. “Sanmak, zannetmek, saymak, kendisine öyle gelmek” gibi manalara gelir.

3. Değiştirme manası ifade edenler. Aynı anlama gelmedikleri halde görevleri itibarıyla onlara benzerliklerinden kalp fiilleri adı altına girmişlerdir.

Değiştirme manasına gelen fiiller “etti, yaptı, kıldı, edindi, dönüştürdü, değişik bir hale getirdi” gibi manalara gelir.

Bilgi ve zan fiillerinden sonra bazen  اَنَّ ’li ve  اَنْ ’li cümleler gelir, bu cümleler iki mef’ûl kabul edilir. Bilmek, sanmak ve değiştirme manasına gelen bu fiiller 3 şekilde gelebilir: 1) İki mef’ûl alanlar, 2) İki mef’ûlünü masdar-ı müevvel cümlesi olarak alanlar, 3) İki mef’ûlü hazif olanlar. Kalp fiilleri iki mamûlü arasında olduğunda amel etmeleri de etmemeleri de caizdir.

Bu ayette  اتَّخَذَ  fiili değiştirme manasına gelen fiillerdendir. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)

يَتَّخِذَ  fiili sülâsî mücerrede iki harf ilave edilerek mezid yapılan fiillerdendir. Fiil iftiâl babındadır. Sülâsîsi  أخذ ’dır.

İftiâl babı fiile, mutavaat (dönüşlülük), ittihaz (edinmek, bir şeyi kendisi için yapmak), müşareket (ortaklık), izhar (göstermek), ihtiyar (seçmek), talep ve çaba göstermek manaları katar. İfteale kalıbı hem soyut hem somut anlamlı fiiller için kullanılır.

يَنْبَغ۪ي  fiili, sülâsî mücerrede iki harf ilave edilerek mezid yapılan fiillerdendir. İnfiâl babındadır. Sülâsîsi  بغي ’dir.

Bu bab fiile mutavaat, mücerred yapıdaki asıl anlamıyla kullanılması gibi anlamlar katar.

 

وَمَا يَنْبَغ۪ي لِلرَّحْمٰنِ اَنْ يَتَّخِذَ وَلَداًۜ

 

وَ  istînâfiyyedir. İstînâfiyye  وَ ’ı (diğer adı ibtidaiyyedir) yalnızca mahalli olmayan cümleleri birbirine bağlar. Ve ardından gelen cümlenin öncekine îrab ve hükümde ortak olmadığını gösterir. Bu harfe kendisinden sonra gelen cümlenin öncekine bağlı olduğunun zannedilmemesi için istînâfiyye denilmiştir. (Rıfat Resul Sevinç, Belâğatta Fasıl-Vaslın Genel Kuralları Ve “Vâv”ın Kullanımı)

Menfi muzari fiil sıygasında faide-i haber ibtidaî kelamdır. Rûhu'l Meânî'de başına olumsuzluk ifade eden  مَا  harfi gelen muzari fiilin teceddüdî istimrara delalet ettiği yazılıdır. (Fâdıl Sâlih Sâmerrâî, Beyânî Tefsir Yolu, c. 2, s. 224)

Masdar harfi  اَنْ  ve akabindeki müspet muzari fiil sıygasındaki  يَتَّخِذَ وَلَداً  cümlesi, masdar teviliyle  مَا يَنْبَغ۪ي  fiilinin faili konumundadır. Masdar-ı müevvel, faide-i haber ibtidaî kelamdır. Muzari fiil teceddüt ve istimrar ifade etmiştir.

وَلَداً  kelimesindeki tenvin, cins ve tahkir içindir.

Allah Teâlâ inkârcılara karşı, “o kadar olmayacak birşey ki” der gibi sözlerini tekid etmeden bildirerek onları gayrı münkir yerine koymuştur.

Ayette mütekellim Allah Teâlâ olduğu halde  اَلرَّحْمٰنِ  isminin zikredilmesi tecrîd sanatıdır.

يَتَّخِذَ , لِلرَّحْمٰنِ  ve  وَلَداً  kelimeleri önceki ayetlerde de geçmişti. Bu tekrarlarda tekrir ve reddü’l-acüz ale’s-sadr sanatları vardır.

Bu ayetlerde  اَلرَّحْمٰنِ  kelimesi, Cenab-ı Allah'ın nimetlerin asıllarının ve fer'ilerinin ancak O'ndan olması cihetiyle yegâne Rahman olduğuna dikkatleri çekmek için defalarca tekrar edilmiştir. Burada mana kapsamlı ve umumi olsun ve Allah'a çocuk olarak nispet edilen her şeyi içine alsın diye ikinci mef’ûl ile yetinildi. (Fahreddin er-Râzî ve Nesefî, Medariku’t Tenzil ve Hakaiku’t Te’vîl)