Bakara Sûresi 138. Ayet

صِبْغَةَ اللّٰهِۚ وَمَنْ اَحْسَنُ مِنَ اللّٰهِ صِبْغَةًۘ وَنَحْنُ لَهُ عَابِدُونَ  ...

“Biz, Allah’ın boyasıyla boyanmışızdır. Boyası Allah’ınkinden daha güzel olan kimdir? Biz ona ibadet edenleriz” (deyin).
 
Sıra Kelime Anlamı Kökü
1 صِبْغَةَ boyası (ile boyan) ص ب غ
2 اللَّهِ Allah’ın
3 وَمَنْ ve kimdir
4 أَحْسَنُ daha güzeli ح س ن
5 مِنَ -’tan
6 اللَّهِ Allah-
7 صِبْغَةً boyası ص ب غ
8 وَنَحْنُ ve biz ancak
9 لَهُ O’na
10 عَابِدُونَ kulluk ederiz ع ب د
 

صِبْغَةَ اللّٰهِۚ وَمَنْ اَحْسَنُ مِنَ اللّٰهِ صِبْغَةًۘ 


صِبْغَةَ اللّٰهِ mahzuf fiilin mef’ûlu mutlakıdır. Takdiri صبغنا الله صبغة (Allah bizi bir boyayla boyadı) şeklindedir. Veya mahzuf fiilin mef’ûludür. Takdiri نتبع صبغة الله (Allah’ın boyasına tabi oluruz) şeklindedir. الله lafza-i celâli muzâfun ileyhtir. Cer alameti kesradır. 

وَ itiraziyyedir. Atıf olması da caizdir. مَنْ istifham ismidir. Mübteda olarak mahallen merfûdur. اَحْسَنُ haberdir. İsm-i tafdil kalıbındandır. مِنَ اللّٰهِ car mecrurunun müteallakı  اَحْسَنُ ’dur. صِبْغَةًۘ  temyizdir. 

وَنَحْنُ لَهُ عَابِدُونَ

 

وَ  atıf harfidir. Munfasıl zamir نَحْنُ  mübteda olarak mahallen merfûdur. لَهُ  car mecrurunun müteallakı  عَابِدُونَ ’dir. عَابِدُونَ  haberdir. Merfû alameti وَ ’dır. Cemi müzekker kelimeler harfle îrablanır. 

Âbid, kulluğun gereğine göre hareket ederek Allah’ın rızası için çalışandır. (Ömer Nesefî / Et-Teysîr Fi’t-Tefsîr)

 

صِبْغَةَ اللّٰهِۚ 


Fasılla gelen ayette îcâz-ı hazif sanatı vardır. صِبْغَةَ mahzuf fiilin mef’ûlü mutlakı veya mahzuf fiilin mef’ûlüdür.

صِبْغَةَ اللّٰهِۚ izafetinde lafza-i celâle muzâf olan صِبْغَةَ şan ve şeref kazanmıştır.

Ayette mütekellim Allah Teâlâ’dır. Dolayısıyla اللّٰهِۚ isminde tecrîd sanatı vardır.

Ayette tasrîhî istiare vardır. صِبْغَةَ اللّٰهِۚ [Allah'ın boyası] müşebbehu bihtir (müstearun minh). Din ise müşebbehtir (müstearun leh). Câmi’; eserin gözükmesidir. Ayetin devamında müşebbehu bihle ilgili ifadeler vardır. Dolayısıyla istiare-i muraşşahadır. 

İman demek olan boyanın Allah'a izafe edilmesi imana şeref kazandırmak içindir. (Ebüssuûd Tefsiri)

Burada صِبْغَةَ اللّٰهِۚ [Allah’ın boyası] tabiri 136. ayetteki اٰمَنَّا بِاللّٰهِ [Allah’a iman ettik] sözüne mukabil olarak müşâkele olmuştur. “Allah’ın temizlemesi” manasındadır. Çünkü iman, iman edenlerin nefsini temizler. Hristiyanlar doğan çocuklarını sarı bir suyla yıkayıp böylece hakiki Hristiyan olduklarını söylüyorlardı. Bu ayette Allahu Teâlâ Müslümanlara “Bizi Allah iman boyasıyla boyadı, biz sizin boyanızla boyanmayız” demelerini buyurmuştur. Boya kelimesi, refâkatinde lâfzen değil, takdîren geçmiştir. (Kur’an Işığında Belâgat Dersleri Bedii İlmi)

Hristiyanlar çocuğun günahkar doğduğuna inanıyorlar ve onu vaftiz ederek temizliyorlar. Biz Müslümanlara göre ise insan günahsız doğuyor. Burada bu inanca bir îma vardır. Allah’ın insana verdiği fıtrat asıl ruhani renktir. Müslüman olmak başka bir boya ile boyanmak değil, başka boyaları atıp öze dönmektir.

Boya bezi, kumaşı kirden lekeden temizleyip güzel renklerle süslediği ve beğeni kazandırdığı gibi, vasıflı bir iman da müminleri küfrün kirlerinden temizler, güzellikleri ile süsler ve kalplerini nurlandırır. (Kitap: Fıtrat Pedagojisi)

 

وَمَنْ اَحْسَنُ مِنَ اللّٰهِ صِبْغَةًۘ 

 

و itiraziyyedir. İtiraz, kelamın ortasında veya bir manada birleşen iki kelamın arasında, îrabtan mahalli olmayan bir veya birkaç cümlenin - herhangi bir vehmi defetme gayesi gütmeden- bir nükteden ve faydadan ötürü zikredilmesidir. İtiraz cümleleri  tenzih, tazim, dua, tenbîh, teberrük, takrir, tasrih gibi  çeşitli gayelere binaen yapılan ıtnâb sanatıdır.

Cümle istifham üslubunda talebî inşâî isnaddır. İstifham üslubunda gelmiş olmasına karşın cümle soru kastı taşımamaktadır. Cümlenin asıl anlamı meydan okuma ve takrirdir. Bu nedenle terkip, mecâz-ı mürsel mürekkeptir.

Cümlede mütekellimin Allah Teâlâ olması hasebiyle soruda tecâhül-i ârif sanatı, lafza-i celâlin zikrinde tecrîd sanatı vardır. 

صِبْغَةَ - اللّٰهِۚ  kelimelerinin tekrarında reddü’l-acüz ale’s-sadr sanatı vardır.

صِبْغَةًۘ  temyiz olarak ıtnâbtır. Ayrıca bu kelimede irsâd sanatı vardır.

وَلَّنَحْنُ لَهُ عَابِدُونَ


Ayetin son cümlesi و ’la gelmiş hal cümlesidir. İsim cümlesi formunda faide-i haber talebî kelamdır. 136. ayetin fasılasıyla aynı üsluptadır. İki cümle arasında reddü’l-acüz ale’s-sadr sanatı vardır.

Zamirinin Allah Teâlâ’ya ait olduğu لَهُ car mecruru, amiline takdim edilmiştir. Bu takdim tahsis ifade eder. “Biz sadece ve sadece Allah’a kulluk ederiz, başka hiçbir kimseye değil” anlamındadır.