Bakara Sûresi 66. Ayet

فَجَعَلْنَاهَا نَكَالاً لِمَا بَيْنَ يَدَيْهَا وَمَا خَلْفَهَا وَمَوْعِظَةً لِلْمُتَّق۪ينَ  ...

Biz bunu, hem onu görenlere, hem de sonra geleceklere bir ibret ve Allah’a karşı gelmekten sakınanlara da bir öğüt kıldık.
 
Sıra Kelime Anlamı Kökü
1 فَجَعَلْنَاهَا ve bunu yaptık ج ع ل
2 نَكَالًا ibretlik bir ceza ن ك ل
3 لِمَا şey için
4 بَيْنَ arasındaki (önündeki) ب ي ن
5 يَدَيْهَا onların iki eli ي د ي
6 وَمَا ve şey (için)
7 خَلْفَهَا ardından gelen خ ل ف
8 وَمَوْعِظَةً ve bir öğüt و ع ظ
9 لِلْمُتَّقِينَ müttakiler için و ق ي
 

Nekâlen ibret olması için verilen cezaya denir.

 

 فَجَعَلْنَاهَا نَكَالاً لِمَا بَيْنَ يَدَيْهَا وَمَا خَلْفَهَا وَمَوْعِظَةً لِلْمُتَّق۪ينَ

Fiil cümlesidir. فَ  istînâfiyyedir.  جَعَلْنَا  sükun üzere mebni mazi fiildir. Mütekellim zamiri  نَا fail olarak mahallen merfûdur. Muttasıl zamir  هَا  fiilin mef‘ûlün bih olarak mahallen mansubdur. 

نَكَالاَ  ikinci mef‘ûl olup fetha ile mansubdur. مَا  müşterek ism-i mevsûl  لِ  harf-i ceriyle  نَكَالًا ‘e  mütealliktir. Mekân zarfı  بَيْنَ , ism-i mevsûlun mahzuf sılasına mütealliktir. 

يَدَيْهَا  muzâfun ileyh olup tesniye olduğundan cer alameti يْ ‘dir. İzafetten dolayı  نَ  harfi hazfedilmiştir. Muttasıl zamir  هَا  muzâfun ileyh olarak mahallen mecrurdur.

Müşterek ism-i mevsûl olan  مَا , atıf harfi  وَ  ile birinci  مَا ‘ ya matuftur. Mekân zarfı  خَلْفَهَا ikinci ism-i mevsûlun mahzuf sılasına mütealliktir. Muttasıl zamir  هَا  muzâfun ileyh olarak mahallen mecrurdur.

مَوْعِظَةً  atıf harfi  وَ  ile  نَكَالًا ‘e matuftur. لِلْمُتَّقِينَ  car mecruru  مَوْعِظَةً ‘nin mahzuf sıfatına müteallik olup cer alameti  ي ‘dir. Cemi müzekker salim kelimeler harfle îrablanır.  

جَعَلَ  değiştirme anlamında kalp fiillerindendir. جَعَلَ  kelimesi 3 şekilde gelir:

1. Bir şeyden başka bir şey meydana getirmek  

2. Bir halden başka bir hale geçmek 

3. Bir şeyle başka bir şeye hükmetmek. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)

مُتَّق۪ينَ  sülâsi mücerrede iki harf ilave edilerek mezid yapılan iftiâl babının ism-i failidir.

İsmi fail; eylemi yapan ve gerçekleştiren demektir. Geçici olarak o sıfatı yüklenen isimdir. İsmi fail; hem varlığa (zata) hem de onun sıfatına delalet eden kelimelerdir. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)

 

Ayet istînâfiyye olarak fasılla gelmiştir. Müsbet fiil cümlesi mazi fiil üslubunda haberi isnaddır. Faide-i haber ibtidaî kelamdır. Mazi fiil hudûs ifade eder.

جَعَلْنَا fiilindeki نَا zamiri azamet zamiridir.

لِمَا  ve  لِلْمُتَّق۪ينَ  kelimeleri sıfat olup anlamı zenginleştirmek için yapılan ıtnâb sanatıdır.

مَوْعِظَةً  kelimesi ise matuf olduğundan ıtnâb sanatıdır.

مَٓا  ism-i mevsûllerinde tevcih sanatı vardır.

Sıla cümlelerinin hazfi dolayısıyla ayette icâz-ı hazif sanatı, نَكَالًا - مَوْعِظَةً kelimeleri arasında ise murâât-ı nazîr sanatı vardır.

İki farklı şeyi temsil eden مَا ’larda tam cinas ve reddü’l-acüz ale’s-sadr sanatları vardır.

خَلْفَ - بَيْنَ kelimeleri arasında murâât-ı nazir sanatı vardır.

لِمَا بَيْنَ يَدَيْهَا وَمَا خَلْفَهَا [Öncekilere ve sonrakilere] ifadesi, bu olaydan önce ve sonra gelen milletler ve mahlukattan kinayedir. Veya bu olayın öncekilere ve sonrakilere bir ibret olduğunu ifade eder. (Sâbûnî, Safvetü't Tefâsir)

Başka bir varlığa dönüşmek domuza benzemek gibidir. Domuz, her türlü pisliği iğrenmeden yer. Dolayısıyla haram yiyen bir insanın kalbi de bu anlamda domuza dönüşmüş demektir. Kalbin değişmesinin üç işareti vardır:

a) Kalbi bozuk olan kimse, ibadet ve taatın tadına eremez.

b) Bozuk bir kalp günahtan ve isyandan korkmaz.

c) Bozuk bir kalp hiçbir kişinin ölümünden ders ve ibret almaz. Aksine böyle bir kalbin sahibi gün geçtikçe dünyaya daha çok bağlanır. (Ruhul Beyan)