Bakara Sûresi 65. Ayet

وَلَقَدْ عَلِمْتُمُ الَّذ۪ينَ اعْتَدَوْا مِنْكُمْ فِي السَّبْتِ فَقُلْنَا لَهُمْ كُونُوا قِرَدَةً خَاسِـ۪ٔينَۚ  ...

Şüphesiz siz, içinizden Cumartesi yasağını çiğneyenleri bilirsiniz. Biz onlara, “Aşağılık maymunlar olun” demiştik.
 
Sıra Kelime Anlamı Kökü
1 وَلَقَدْ ve elbette
2 عَلِمْتُمُ bilmişsinizdir ع ل م
3 الَّذِينَ
4 اعْتَدَوْا haddi aşanları ع د و
5 مِنْكُمْ içinizden
6 فِي -nde
7 السَّبْتِ cumartesi günü- س ب ت
8 فَقُلْنَا işte dedik ki ق و ل
9 لَهُمْ onlara
10 كُونُوا olun ك و ن
11 قِرَدَةً maymunlar ق ر د
12 خَاسِئِينَ aşağılık خ س ا
 
Müfessirlerin büyük çoğunluğuna göre cumartesi yasağını çiğneyen halk gerçekten maymuna çevrilmiştir. Peygamber Efendimize “ maymunların ve domuzların, maymuna ve domuza çevrilmiş insanlardan türeyip türemediği” sorulmuş; Resûl-i Ekrem de, kendilerini Allah Teâlâ’nın böyle cezalandırdığı kimselerin soylarının devam etmediğini, maymun ve domuz neslinin bu tür cezalandırmadan önce de var olduğunu söylemiştir.
(Müslim, Kader 32; Ahmed b Hanbel, Müsned ,I, 413,445,466).
 

وَلَقَدْ عَلِمْتُمُ الَّذ۪ينَ اعْتَدَوْا مِنْكُمْ فِي السَّبْتِ

وَ  atıf harfidir. Matuf ile matufun aleyhin hükümde ortak olduğunu belirtir. İkisi arasında tertip (sıra) olduğunu göstermez. Vav ile yapılan atıfta matuf ile matufun aleyh yer değiştirebilir. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)

ل  harfi, mahzuf kasemin cevabının başına gelen muvattiedir. قَدْ  tahkik harfidir. Tekid ifade eder. 

Fiil cümlesidir. عَلِمْتُمُ  sükun üzere mebni mazi fiildir. Muttasıl zamir  تُمُ  fail olarak mahallen merfûdur. Cemi müzekker has ism-i mevsûl olan  اَلَّذِينَ  mef‘ûlun bih olarak mahallen mansubdur. İsm-i mevsûlun sılası  اعْتَدَوْا ’dir. Îrabtan mahalli yoktur. 

اعْتَدَوْا  mahzuf elif üzere mukadder damme ile mebni mazi fiildir. Zamir olan çoğul و ’ı fail olup mahallen merfûdur. 

مِنْكُمْ  car mecruru  اعْتَدَوْا  ‘deki failin mahzuf hâline mütealliktir. فِي السَّبْتِ  car mecruru  اعْتَدَوْا fiiline mütealliktir. Muzaf mahzuftur. Takdiri, في يوم السبت  şeklindedir.

فَقُلْنَا لَهُمْ كُونُوا قِرَدَةً خَاسِـ۪ٔينَۚ

Fiil cümlesidir. Cümle atıf harfi  فَ  ile  عَلِمْتُمُ ‘e matuftur. Matuf ile matufun aleyh arasında hiç zaman geçmediğini, işin hemen yapıldığını ifade eder. فَ  ile yapılan atıfta matuf ile matufun aleyh yer değiştiremez. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)

قُلْنَا  sükun üzere mebni mazi fiildir. Mütekellim zamiri  نَا  fail olarak mahallen merfûdur. لَهُمْ  car mecruru  قُلْنَا  fiiline mütealliktir.

Mekulü’l kavli, كُونُوا قِرَدَةً ‘dir. قُلْنَا  fiilinin mef’ûlun bihi olarak mahallen mansubdur. 

كَانَ  nakıs, mebni mazi fiildir. İsim cümlesinin önüne geldiğinde, ismini ref haberini nasb eder.

كُونُوا  fiili نَ ‘un hazfıyla mebni nakıs, emir fiildir. كُونُوا  ’nun ismi, cemi müzekker olan  و  muttasıl zamirdir, mahallen merfûdur.  قِرَدَة  kelimesi  كُونُوا ’nun haberi olup fetha ile mansubdur. خَاسِئِينَ  kelimesi  قِرَدَة ‘nin sıfatı olup nasb alameti  ي ‘dir. Cemi müzekker salim kelimeler harfle îrablanır. 

Varlıkları niteleyen kelimelere “sıfat” denir. Arapça’da sıfatın asıl adı “na’t” (النَّعَت) dır. Sıfatın nitelediği isme de “men’ut” (المَنْعُوتُ) denir. Sıfat ile mevsuftan oluşan tamlamaya “sıfat tamlaması” denir. Sıfat tek kelime (isim), cümle ve şibh-i cümle olabilir.Ve sıfat birden fazla gelebilir.

Sıfat mevsufuna dört açıdan uyar: Cinsiyet, Adet, Marifelik - nekirelik, İrab.

Sıfat iki kısma ayrılır:1. Hakiki sıfat  2. Sebebi sıfat. Bir ismi doğrudan niteleyen sıfata “hakiki sıfat”, dolaylı olarak niteleyen sıfata da “sebebi sıfat” denir.

1- Hakiki sıfat ; 1. Müfred olan sıfatlar  2. Cümle olan sıfatlar olmak üzere ikiye ayrılır.

1- Müfred olan sıfatlar : Müfred olan sıfatlar genellikle ismi fail, ismi meful, mübalağalı ismi fail, sıfatı müşebbehe, ismi tafdil, masdar, ismi mensub ve sayı isimleri şeklinde gelir.Gayrı akil (akılsız çoğullar) mevsuf olarak geldiğinde sıfatını müfred müennes olarak da alır.

2- Cümle olan sıfatlar: Üçe ayrılır: 1- İsim cümlesi olan sıfatlar, 2- Fiil cümlesi olan sıfatlar, 3- Şibhi cümle olan sıfatlar. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)

خَاسِـ۪ٔينَ  kelimesi, sülâsi mücerredi  خسأ  olan fiilin ism-i failidir. 

İsmi fail; eylemi yapan ve gerçekleştiren demektir. Geçici olarak o sıfatı yüklenen isimdir. İsmi fail; hem varlığa (zata) hem de onun sıfatına delalet eden kelimelerdir. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)

 

 وَلَقَدْ عَلِمْتُمُ الَّذ۪ينَ اعْتَدَوْا مِنْكُمْ فِي السَّبْتِ

Vav istînâfiyyedir. Kasem üslubunda gayrı talebî inşâî isnaddır. Kasemin cevap cümlesi  mazi fiil cümlesi olarak gelmiştir. Bu cümle haberî isnaddır. Faide-i haber talebî kelamdır. Mazi fiil hudûs ifade eder.

Kasem cümlesinin mahzuf oluşundan dolayı ayette îcâz-ı hazif sanatı vardır.

الَّذ۪ينَ ism-i mevsûlünde tevcih sanatı vardır.

مِنْكُمْ ve فِي السَّبْتِ car mecrurları cümleye açıklık getirmek için yapılmış ıtnâb sanatıdır.

Mülk suresinde geçen سُبَاتِ kelimesi dinlenmek, ara vermek, mola manasındadır.

سَبتْ  cumartesi günü, dinlenme günüdür.

فَقُلْنَا لَهُمْ كُونُوا قِرَدَةً خَاسِـ۪ٔينَۚ

فَقُلْنَا لَهُمْ cümlesi mazi fiil sıygasında haberî isnaddır. Müsbet fiil cümlesi, faide-i haber ibtidaî kelamdır. Mazi fiil hudûs ifade eder.

قُلْنَا  fiilinde azamet zamirine iltifat edilmiştir.

Mekulü’l kavl olan  كُونُوا قِرَدَةً خَاسِـ۪ٔينَ  cümlesi emir üslubunda talebî inşâî isnaddır.

Emir üslubunda gelen cümle, vaz edildiği anlam dışında teshîr, alay etme ve küçümseme ifade eder. Bu yüzden mecâz-ı mürsel mürekkeptir.

Allah Teâlâ'nın: كُونُوا قِرَدَةً خَاسِـ۪ٔينَۚ sözü, emir değildir. Çünkü onlar kendilerini maymun şekline sokmaya kadir değillerdi. Bu sözden maksat, maymuna dönüşmenin süratli oluşudur. (Fahreddin Razi, Tefsir-i Kebir)