Tâ-Hâ Sûresi 101. Ayet

خَالِد۪ينَ ف۪يهِۜ وَسَٓاءَ لَهُمْ يَوْمَ الْقِيٰمَةِ حِمْلاًۙ  ...

Onlar o günahın cezası içinde ebediyen kalacaklardır. Sûra üfürüleceği gün, bu ağır yük onlar için ne kötü bir yüktür!
 
Sıra Kelime Anlamı Kökü
1 خَالِدِينَ sürekli olarak kalacaklardır خ ل د
2 فِيهِ orada
3 وَسَاءَ ve ne kötü س و ا
4 لَهُمْ onlar için
5 يَوْمَ gününde ي و م
6 الْقِيَامَةِ kıyamet ق و م
7 حِمْلًا bir yüktür ح م ل
 

خَالِد۪ينَ ف۪يهِۜ وَسَٓاءَ لَهُمْ يَوْمَ الْقِيٰمَةِ حِمْلاًۙ

 

خَالِد۪ينَ  kelimesi,  يَحْمِلُ ’deki failin hali olup nasb alameti  ي ’dir.  Cemi müzekker kelimeler harfle îrablanır.  ف۪يهِ  car mecruru  خَالِد۪ينَ ’ye müteallıktır. 

وَ  atıf harfidir. Matuf ve matufun aleyhin hükümde ortak olduğunu belirtir. İkisi arasında tertip (sıra) olduğunu göstermez. Vav ile yapılan atıfta matuf ve matufun aleyh yer değiştirebilir. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)  

سَٓاءَ  zem anlamı taşıyan camid fiildir. Faili müstetir olup takdiri  هُو ’dir. سَٓاءَ  fiilinin mahsusu mahzuftur. Takdiri,  وزرهم (Onların yükü) şeklindedir.  

لَهُمْ  car mecruru  حِمْلاً ’nin haline müteallıktır. 

يَوْمَ  zaman zarfı, mahzuf hale müteallıktır.  Aynı zamanda muzâftır.  الْقِيٰمَةِ  muzâfun ileyh olup kesra ile mecrurdur.  حِمْلاً  temyiz olup fetha ile mansubdur.

Temyiz; kendisinden önce geçen mübhem (manası açık olmayan) bir ismin manasına açıklık getiren camid, nekre bir isimdir. Yani çeşitli manalar kastedilmeye elverişli önceki isim veya cümleden asıl maksadın ne olduğunu açıklamak üzere zikredilen camid (türememiş), mansub ve nekre isme temyiz denir. Temyizin manasını açıkladığı önceki isme veya cümleye de mümeyyez denir. Temyiz harf-i cerli ve izafetle gelmediği müddetçe mansubdur. Mümeyyezin irabı ise cümledeki yerine göredir. Temyiz Türkçeye “bakımından, …yönünden” şeklinde tercüme edilebilir. Temyizi bulmak için “ne bakımdan, hangi açıdan?” soruları sorulur.

Temyiz ikiye ayrılır:

1. Melfûz mümeyyez: Söylenmiş, cümlede görülen mümeyyez.

2. Melhûz mümeyyez: Düşünülen, cümlede açık olarak görülmeyen mümeyyez.

(Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi) 

خَالِد۪ينَ, sülasi mücerredi  خلد  olan fiilin ism-i failidir. 

İsm-i fail; eylemi yapan ve gerçekleştiren demektir. Geçici olarak o sıfatı yüklenen isimdir. İsm-i fail; hem varlığa (zata) hem de onun sıfatına delalet eden kelimelerdir. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)

 

خَالِد۪ينَ ف۪يهِۜ وَسَٓاءَ لَهُمْ يَوْمَ الْقِيٰمَةِ حِمْلاًۙ

 

Öncekinin devamı olan ayette  خَالِد۪ينَ  kelimesi  يَحْمِلُ deki failin halidir. Hal, anlamı zenginleştiren ıtnâb sanatıdır.  ف۪يهِۜ ’deki zamir,  وِزْراًۙ ’ın azabına aittir. Car-mecrur,   خَالِد۪ينَ’ye müteallıktır. Bu ifade sebebiyyet alakası ile mecaz-ı mürseldir. Kıyamet gününde insanda yük yoktur, fakat yüklendiklerinin sebep olduğu azap vardır.

خلد  yetmiş yıl kaldı demektir. Çokluktan kinaye olarak ebedî anlamında kullanılır.

وَسَٓاءَ لَهُمْ يَوْمَ الْقِيٰمَةِ حِمْلاً  cümlesi  خَالِد۪ينَ ’ye matuftur. 

وَسَٓاءَ لَهُمْ يَوْمَ الْقِيٰمَةِ حِمْلاً  cümlesi, gayr-ı talebî inşâî isnaddır. Zem fiili  سَٓاءَ ’nin faili, temyiz olan  حِمْلاً  ile açıklanmıştır. Cümlede îcâz-ı hazif sanatı vardır. Zem fiilinin takdiri  وزرهم  (Onların yükü) olan mahsusu, mahzuftur.

سَٓاءَ  fiili zem fiillerindendir. Tekid ifade eder.

وَسَٓاءَ لَهُمْ يَوْمَ الْقِيٰمَةِ حِمْلاًۙ  [Kıyamet gününde günah, onlar için ne kötü bir yüktür] cümlesinde istiare vardır. Burada günah, istiâre-i tasrîhiyye yo­luyla ağır yüke benzetilmiştir. (Safvetu’t Tefasir)

Kıyamet gününün ve taşıdıkları şeyin, zamir yerine zahir isim olarak gelişi, dikkat çekerek korkutma amaçlı ıtnabdır. 

حِمْلاً ’in nekre oluşu tahkir içindir. حِمْلاً  ve  وِزْراً  kelimeleri arasında muvazene ve seci sanatları vardır.