فَلَمَّٓا اَتٰيهَا نُودِيَ يَا مُوسٰى
فَلَمَّٓا اَتٰيهَا نُودِيَ يَا مُوسٰى
فَ istînâfiyyedir. لَمَّٓا kelimesi حين (...dığı zaman) manasında şart anlamı taşıyan zaman zarfıdır. Cümleye muzâf olur.
اَتٰيهَا ile başlayan fiil cümlesi muzâfun ileyh olarak mahallen mecrurdur.
اَتٰيهَا elif üzere mukadder fetha ile mebni mazi fiildir. Faili müstetir olup takdiri هو ‘dir.
Muttasıl zamir ها mef’ûlun bih olarak mahallen mansubdur. نُودِيَ fetha üzere mebni meçhul mazi fiildir. Naib-i faili müstetir olup takdiri هو ‘dir.
يَا nida harfi, مُوسٰى münadadır. Müfred alem olup damme üzere mebni olup mahallen mansubdur.
Münada; kendisine seslenilen ve seslenen kişiye yönelmesi istenilen kişidir. Münada, fiili hazf edilmiş mef’ûlün bihtir. Münadaya “ey, hey!” anlamlarına gelen nida harfleri ile seslenilir. En yaygın kullanılan nida edatı يَا ’dır.
Münada îrab yönünden mureb münada ve mebni münada olmak üzere 2 kısma ayrılır. Mebni münada merfû üzere mebni, mahallen mansub olur ve 3 şekilde gelir: 1) Müfred alem, 2) Nekre-i maksude, 3) Harf-i tarifli isim. Burada münada müfred alem olarak geldiği için mebni münadaya girer ve merfû üzere mebni, mahallen mansubdur. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)
فَلَمَّٓا اَتٰيهَا نُودِيَ يَا مُوسٰى
فَ istînâfiyyedir. Ayet, şart üslubunda haberî isnaddır. Şart cümlesi aynı zamanda muzâfun ileyh olan اَتٰيهَا نُودِيَ cümlesidir. Müspet mazi fiil sıygasında fiil cümlesidir.
اَتٰيهَا kelimesindeki ها zamiri ateşe aittir.
Cevap cümlesi olan نُودِيَ , faide-i haber ibtidaî kelam olan mazi fiil cümlesidir.
Şart ve cevap cümlelerinden müteşekkil terkip, şart üslubunda faide-i haber ibtidaî kelamdır.
نُودِيَ fiili meçhul bina edilmiştir. Meçhul bina edilen fiillerde mef’ûle dikkat çekme kastı vardır. Çünkü malum bina edildiğinde mef’ûl olan kelime meçhul binada naib-i fail olur.
Ayrıca bu bina naib-i failin bu fiilide bir dahli olmadığına da işaret eder. (Dr. Adil Ahmet Sâbir er-Ruveynî, Teemmülat fi Sûret-i İbrahim, s. 127)
يَا مُوسٰى ile başlayan cümle beyanî istînâf olarak fasılla gelen cümlenin fasıl sebebi şibh-i kemâl-i ittisâldir.
Cümle nidâ üslubunda talebi inşai isnaddır. Nidanın cevabı sonraki ayettedir.
"işte ona gidince" Yani, "ateşin yanına gelince" demektir. İbn Abbas bu ifadeyi şu şekilde tefsir eder. "O, tepeden tırnağa bembeyaz bir ateş gibi olan yeşil bir ağaç görünce hem o ateşin ışığının hem de o ağacın yeşilliğinin şiddetinden dolayı şaşakaldı. Çünkü ne ateş o ağacın yeşilliğini ne de o ağaçtaki suyun çokluğu ateşin ışığını değiştirememişti... derken o, meleklerin tesbihatını duydu ve büyük bir nur gördü."(Ebüssuûd)