اِنَّ لَكَ اَلَّا تَجُوعَ ف۪يهَا وَلَا تَعْرٰىۙ
Araye عري :Fiil olarak عَرِيَ elbisesini çıkardı, soyunup çıplak hale geldi anlamında kullanılır. عَراء kelimesi içinde örtü ya da perde olacak hiçbir şeyin bulunmadığı yerdir. Kasırlı olarak yazılan عَرا sözcüğü yön, semt ve yan anlamına gelir. İfti'al babı kullanımı da إعْتَرَى yanına/semtine yönelmek demek olur. Son olarak عُرْوَةٌ lafzı ise bir şeye kenarından/yanından bağlı olan nesne (kulp)dir. (Müfredat)
Kuran’ı Kerim’de türevleriyle birlikte 3 ayette geçmiştir. (Mucemul Müfehres) Türkçede kullanılan şekilleri âri ve uryandır. (Kuranı Anlayarak Okuma Rehberi)
اِنَّ لَكَ اَلَّا تَجُوعَ ف۪يهَا وَلَا تَعْرٰىۙ
İsim cümlesidir. اِنَّ tekid harfidir. İsim cümlesinin önüne gelir, ismini nasb haberini ref eder. لَكَ car mecruru اِنَّ ’nin mahzuf haberine mütealliktir.
أَنْ ve masdar-ı müevvel, اِنَّ ’nin muahhar ismi olarak mahallen mansubdur.
لاَ nefy harfi olup olumsuzluk manasındadır. تَجُوعَ mansub muzari fiildir. Faili müstetir olup takdiri أنت ’dir.
ف۪يهَا car mecruru تَجُوعَ fiiline müteallıktır. لَا تَعْرٰى atıf harfi و ’la makabline matuftur.
لَا nefy harfi olup olumsuzluk manasındadır. تَعْرٰى elif üzere mukadder fetha ile mansub muzari fiildir.اِنَّ لَكَ اَلَّا تَجُوعَ ف۪يهَا وَلَا تَعْرٰىۙ
Önceki ayetle ilgili olan bu ayet, fasılla gelmiştir. Mütekellim Allah Teâlâ’dır. اِنَّ ile tekid edilmiş isim cümlesi faide-i haber inkârî kelamdır.
Yalnızca bir isim cümlesi bile devam ve sübut ifade ettiğinden, اِنَّ ve isim cümlesi olmak üzere iki tekid içeren bu ve benzeri cümleler çok muhkem/sağlam cümlelerdir.
İsim cümleleri sübut ifade eder. İsim cümlelerinin asıl kuruluş sebebi; müsnedin, müsnedün ileyh için sabit olduğunu ifade etmektir. İsim cümlesinin haberi müfred ya da isim cümlesi olursa asıl konulduğu mana olan sübutu veya bazı karinelerle istimrarı (devamlılığı) ifade eder. İstimrar ifadesi daha çok medh ve zem durumlarında olur. (Fatma Serap Karamollaoğlu, Kur'an Işığında Belâgat Dersleri Meânî İlmi)
Cümlede, takdim-tehir ve îcâz-ı hazif sanatları vardır. لَكَ car mecruru, اِنَّ ’nin mahzuf mukaddem haberine müteallıktır. Masdar harfi اَنْ ve akabindeki cümle, masdar teviliyle اِنَّ ’nin muahhar ismidir.
Masdar-ı müevvel cümlesi menfi muzari fiil sıygasında faide-i haber ibtidaî kelamdır.
Ayetteki اَلَّا edatı, masdar harfi أَنْ ve nefy harfi لاَ ’dan müteşekkildir.
Aynı üslupta gelen وَلَا تَعْرٰىۙ cümlesi, masdar-ı müevvel olan لَّا تَجُوعَ ف۪يهَا cümlesine matuftur. لَا nefy harfinin tekrarı tekid ifade eder.
Allah Teâlâ bu ayette açlıkla çıplaklığı atfederek birleştirmiştir. Bu birliktelikte asıl neden, bunlara sebebiyet veren etkenin gözetilmesidir. İkisinin ortak noktası mahrumiyettir. Birinde yiyeceğin, diğerinde giyeceğin olmamasıdır. Bu incelik bedî’ sanatlardan, teşâbüh-i etrâf sanatıdır. (Fatma Serap Karamollaoğlu, Kuran Işığında Belagat Dersleri Bedî’ İlmi)
Ayette cennetin iki özelliği taksim sanatı üslubuyla belirtilmiştir.