يَفْقَهُوا قَوْل۪يۖ
يَفْقَهُوا قَوْل۪يۖ
فَ karînesi olmadan gelen يَفْقَهُوا cümlesi şartın cevabıdır. Takdiri; إن تحلل عقدة لساني يفقهوا قولي.. (Dilimdeki düğümü çözersen ne dediğimi anlarlar) şeklindedir.
يَفْقَهُوا fiili نَ ‘un hazfıyla meczum muzari fiildir. Zamir olan çoğul و ’ı fail olup mahallen merfûdur.
قَوْل۪ي mef’ûlun bih olup mukadder fetha ile mansubdur. Aynı zamanda muzâftır. Mütekellim zamiri ي muzâfun ileyh olarak mahallen mecrurdur.يَفْقَهُوا قَوْل۪يۖ
Hz. Musa’nın duasının devamıdır. يَفْقَهُوا قَوْل۪يۖ cümlesi, mahzuf şartın ف karinesi olmadan gelen cevabıdır.
Meczum muzari fiil sıygasında gelen cümle, hudûs ve teceddüt ifade etmiştir. Muzari fiil tecessüm özelliği sayesinde, muhatabın muhayyilesini harekete geçirerek olayı daha iyi anlamasını sağlar.
Muzari fiilin geldiği hallerde çoğunlukla bu gaye mevcuttur. Muzari fiilin kullanımıyla sahne muhatabın gözünde sanki o anda canlanır. Bu da insanı etkiler. (Fatma Serap Karamollaoğlu, Kur'an Işığında Belâgat Dersleri Meânî İlmi)
Takdiri إن تحلل عقدة لساني (Dilimdeki düğümü çözersen) olan mahzuf şart ve mezkûr cevabından oluşan terkip, şart üslubunda lâzım-ı faide-i haber ibtidaî kelamdır. Şart cümlesinin hazfi, îcâz-ı hazif sanatıdır.