وَلَقَدْ اَرَيْنَاهُ اٰيَاتِنَا كُلَّهَا فَكَذَّبَ وَاَبٰى
وَلَقَدْ اَرَيْنَاهُ اٰيَاتِنَا كُلَّهَا فَكَذَّبَ وَاَبٰى
وَ istînâfiyyedir. لَ harfi, mahzuf kasemin cevabının başına gelen muvattie harfidir.
قَدْ tahkik harfidir. Tekid ifade eder.
اَرَيْنَاهُ sükun üzere mebni mazi fiildir. Mütekellim zamir نَا fail olarak mahallen merfûdur. Muttasıl zamir هُ mef’ûlun bih olarak mahallen mansubdur.
اٰيَاتِنَا ikinci mef’ûlun bih olup kesra ile mansubdur. Cemi müennes salim kelimeler fetha yerine kesra alırlar. Mütekellim zamiri olan نَا muzafun ileyh olarak mahallen mecrurdur.
كُلَّهَا kelimesi اٰيَاتِنَا için manevi tekid harfidir. Muttasıl zamir هَا muzâfun ileyh olarak mahallen mecrurdur.
فَ atıf harfidir. Matuf ve matufun aleyh arasında hiç zaman geçmediğini, işin hemen yapıldığını ifade eder. فَ ile yapılan atıfta matuf ve matufun aleyh yer değiştiremez. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)
كَذَّبَ fetha üzere mebni mazi fiildir. Faili müstetir olup takdiri هو ‘dir.
اَبٰى atıf harfi و ‘la makabline matuftur. اَبٰى fiili, ى üzere mukadder fetha ile mebni mazi fiildir. Faili müstetir olup takdiri هو ‘dir.
اَرَيْنَاهُ fiili, sülâsî mücerrede bir harf ilave edilerek mezid yapılan fiillerdendir. İf’al babındadır. Sülâsîsi رأي ’dir.
İf’al babı fiille, tadiye (geçişlilik) kesret, haynunet (zamanı gelmesi), sayruret, izale, zamana ve mekâna duhul, temkin (imkân sağlamak), vicdan (bir vasıf üzere bulmak) mutavaat (tef’il babının dönüşlülüğü), tariz (arz etmek, maruz bırakmak) manaları katar.
كَذَّبَ fiili, sülâsî mücerrede bir harf ilave edilerek mezid yapılan fiillerdendir. Tef’il babındandır. Sülâsîsi كذب ‘dir.
Bu bab, fiile çokluk (fiilin, failin veya mef‘ûlun çokluğu), bir tarafa yönelme, mef'ûlü herhangi bir vasfa nispet etmek, gidermek, bir terkibi kısaltmak, eylemin belli bir zaman diliminde meydana gelmesi, özneyi fiilin türediği şeye benzetmek, sayruret, isimden fiil türetmek, hazır olmak, bir şeyin aralıklarla tekrarlanması manalarını katar.
وَلَقَدْ اَرَيْنَاهُ اٰيَاتِنَا كُلَّهَا فَكَذَّبَ وَاَبٰى
Ayette mütekellim Allah Teâlâ’dır. لَ mahzuf kasemin cevabının başına gelen muvattiedir. وَلَقَدْ اَرَيْنَاهُ اٰيَاتِنَا كُلَّهَا cümlesi, mahzuf kasemin cevabıdır. Müspet mazi fiil sıygasında faide-i haber inkârî kelamdır. Kasem fiilinin hazfi îcâz-ı hazif sanatıdır. Mahzufla birlikte cümle kasem üslubunda gayrı talebî inşâî isnaddır.
اَرَيْنَاهُ fiili, azamet zamirine isnad edilerek tazim edilmiştir.
فَكَذَّبَ ve اَبٰى cümleleri de bu cümleye matuftur. Müspet mazi fiil sıygasında faide-i haber ibtidaî kelam olan cümlelerin atıf sebebi, lafzen ve manen müttefik olmalarıdır.
Mazi fiil sebata, temekkün ve istikrara işaret eder. (Hâlidî, Vakafat, S.107)
Veciz anlatım kastıyla gelen اٰيَاتِنَا izafetinde اٰيَاتِ ‘nin, azamet zamirine izafesi şeref ve itibarının yüksekliğini gösterir.
كُلَّهَا , ayetler için tekid ifade eder.
كَذَّبَ ve اَبٰى kelimeleri arasında mürâât-ı nazîr sanatı vardır.
Ayetteki كُلَّهَا lafzı, umumiliği ifade eder. Halbuki Allah Teâlâ Firavun'a bütün mucizeleri göstermemiştir. Bunun sebebi, كُلَّ lafzı her ne kadar umumilik ifade etse de, bazan karine bulunduğunda hususi manada da kullanılabilir. Bu, "Pazara girdim, her şeyi aldım" denmesine benzer. (Fahreddin er-Râzî)
Başında yemin edilmesi, içeriğine son derece önem verildiğini göstermek içindir. (Ebüssuûd)
Zikredilen mucizeler, iki tane olduğu halde ayette çoğul kipinin kullanılması, iki mucizenin her birinin içerdiği ve her biri gerçek akıl sahipleri için birer açık mucize olan pek garip şeyler itibarıyladır. (Ebüssuûd)
Kelamın kasem lâm’ı ve قَدْ ile tekid edilmesi; Firavun’un kullar üzerindeki zorbalağına taaccübü, küfründeki ve Allah'ın vahyettiği ve Firavun’a gösterdiği pek çok ayeti olduğu halde iman etmeyerek Musa'yı inkârındaki şiddeti göstermek içindir. (Âşûr)