فَتَوَلّٰى فِرْعَوْنُ فَجَمَعَ كَيْدَهُ ثُمَّ اَتٰى
فَتَوَلّٰى فِرْعَوْنُ فَجَمَعَ كَيْدَهُ ثُمَّ اَتٰى
Fiil cümlesidir. فَ istînâfiyyedir. تَوَلّٰى elif üzere mukadder fetha ile mebni mazi fiildir. فِرْعَوْنُ fail olup lafzen merfûdur.
فَ atıf harfidir. Matuf ve matufun aleyh arasında hiç zaman geçmediğini, işin hemen yapıldığını ifade eder. فَ ile yapılan atıfta matuf ve matufun aleyh yer değiştiremez. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)
جَمَعَ fetha üzere mebni mazi fiildir. Faili müstetir olup takdiri هو ‘dir.
كَيْدَ mef’ûlun bih olup fetha ile mansubdur. Muttasıl zamir هُ muzâfun ileyh olarak mahallen mecrurdur.
ثُمَّ atıf harfidir, hem zaman açısından hem de rütbe (bir mertebeden bir mertebeye geçiş) açısından terahi ifade eder. (Âşûr)
ثُمَّ : Matuf ve matufun aleyh arasında hem sıra olduğunu hem de fiillerin meydana gelişi arasında uzun bir sürenin bulunduğunu gösterir. Süre bakımından فَ harfinin zıttıdır. ثُمَّ ile yapılan atıfta matuf ve matufun aleyh yer değiştiremez. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)
اَتٰى elif üzere mukadder fetha ile mebni mazi fiildir. Faili müstetir olup takdiri هو ‘dir.
تَوَلّٰى fiili sülâsî mücerrede iki harf ilave edilerek mezid yapılan fiillerdendir. تَفَعَّلَ babındadır. Sülâsîsi ولى ’dir.
Bu bab fiile mutavaat, tekellüf, ittihaz, sayruret, tecennüp (sakınma) ve talep anlamları katar.
فَتَوَلّٰى فِرْعَوْنُ فَجَمَعَ كَيْدَهُ ثُمَّ اَتٰى
فَ , istînâfiyyedir. Ayet müstenefe olarak fasılla gelmiştir. فَتَوَلّٰى فِرْعَوْنُ cümlesi, müspet mazi fiil sıygasında faide-i haber ibtidaî kelamdır.
İstînâf cümlesine matuf olan ikinci cümle فَجَمَعَ كَيْدَهُ ve ona ثُمَّ ile atfedilen son cümle ثُمَّ اَتٰى da aynı üslupta gelmiş mazi fiil cümleleridir ve faide-i haber ibtidaî kelamdır.
Mazi fiil sebata, temekkün ve istikrara işaret eder. (Hâlidî, Vakafat, S.107)
تَوَلّٰى - اَتٰى kelimeleri arasında tıbâk-ı îcab sanatı vardır.
تَوَلّٰى , yüz çevirme, dönme, bazan kabul etmeme, bazan da dönüp savuşma manasında olur. Burada, zahir olan bu kelimenin, dönüp gitme manasında olmasıdır ki bu, Firavun'un Hz. Musa’yı bir araya gelmek üzere randevulaştığı o yerde bırakıp gitmesidir. Mukâtil buna, ‘’O (Firavun) yüz çevirdi ve haktan yüz çevirişini sürdürdü manasını vermiştir. Ayetteki فَجَمَعَ كَيْدَهُ [Bütün hilesini topladı] ifadesinin içine, sihirbazlar, bu hadise için toplanan insanlar, sihirbazların alet ve edevatı ile sihirbazların getirip yaptıkları her şey girer. (Fahreddin er-Râzî)
ثُمَّ kelimesi hakiki mühlet ve rütbeten terahi içindir. Çünkü randevu için hazır bulunması, hazırlık süresi geçtikten ve komplo için en önemli hazırlığını yaptıktan sonraydı. Zira hazırladıklarının etkisi görülecektir. (Âşûr)