وَحَرَامٌ عَلٰى قَرْيَةٍ اَهْلَكْنَاهَٓا اَنَّهُمْ لَا يَرْجِعُونَ
وَحَرَامٌ عَلٰى قَرْيَةٍ اَهْلَكْنَاهَٓا اَنَّهُمْ لَا يَرْجِعُونَ
İsim cümlesidir. وَ istînâfiyyedir. حَرَامٌ mukaddem haber olup lafzen merfûdur.
عَلٰى قَرْيَةٍ car mecruru حَرَامٌ ’e müteallıktır.
اَهْلَكْنَاهَٓا fiili, قَرْيَةٍ ’in sıfatı olup mahallen mecrurdur.
Nekre isimden sonra gelen cümle veya şibhi cümle sıfat olur. Marife isimden sonra gelen cümle veya şibh-i cümle hal olur. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)
اَهْلَكْنَاهَٓا sükun üzere mebni mazi fiildir. Mütekellim zamir نَا fail olarak mahallen merfûdur. Muttasıl zamir هَٓا mef’ûlun bih olarak mahallen mansubdur.
اَنَّ ve masdar-ı müevvel, muahhar mübteda olarak mahallen merfûdur.
اِنَّ masdar harfidir. İsim cümlesine dahil olur. İsmini nasb haberini ref yapar, cümleye masdar anlamı verir.
Muttasıl zamir هُمْ (onlar) اِنَّ ’nin ismi olarak mahallen mansubdur.
لَا يَرْجِعُونَ fiili اِنَّ ’nin haberi olarak mahallen merfûdur. لَا nefy harfi olup olumsuzluk manasındadır.
يَرْجِعُونَ fiili, نَ ’un sübutuyla merfû muzari fiildir. Zamir olan çoğul و ’ı fail olup mahallen merfûdur.
اَهْلَكْنَا fiili, sülâsî mücerrede bir harf ilave edilerek mezid yapılan fiillerdendir. İf’al babındadır. Sülâsîsi هلك ’dir.
İf’al babı fiille tadiye (geçişlilik) kesret, haynunet (zamanı gelmesi), sayruret, izale, zamana ve mekâna duhul, temkin (imkân sağlamak), vicdan (bir vasıf üzere bulmak) mutavaat (tef’il babının dönüşlülüğü), tariz (arz etmek, maruz bırakmak) manaları katar.
وَحَرَامٌ عَلٰى قَرْيَةٍ اَهْلَكْنَاهَٓا اَنَّهُمْ لَا يَرْجِعُونَ
وَ istînâfiyyedir. Faide-i haber ibtidaî kelam olan isim cümlesinde takdim-tehir sanatı vardır. حَرَامٌ, mukaddem haberdir.
اَهْلَكْنَاهَٓا cümlesi, قَرْيَةٍ için sıfatır. Sıfat, mevsûfunun sahip olduğu bir özelliğe işaret etmek için yapılan tetmim ıtnâbı sanatıdır. Fiilin mazi sıygada gelmesi hudûs, temekkün ve istikrar, azamet zamirine isnad edilmesi tazim ifade etmiştir.
قَرْيَةٍ ’in muzâfı olan أهل kelimesi mahzuftur. Muzâfın hazfi îcâz-ı hazif sanatıdır.
قَرْيَةٍ ’deki tenvin kesret ifade eder.
Masdar ve tekid harfi اَنَّ ’nin dahil olduğu اَنَّهُمْ لَا يَرْجِعُونَ cümlesi, faide-i haber inkârî kelamdır. Masdar-ı müevvel, muahhar mübteda konumundadır. Nefy harfi لَا, tekid ifade eden zaid harftir.
اَنَّ ’nin haberi olan لَا يَرْجِعُونَ cümlesinin muzari fiil sıygasında faide-i haber ibtidaî kelam formunda gelmesi, cümleye hükmü takviye, hudûs ve teceddüt anlamları katmıştır. Ayrıca muzari fiilde muhatabın muhayyilesini (hayal gücünü) harekete geçirerek dikkatini artıran tecessüm özelliği vardır.
قَرْيَةٍ اَهْلَكْنَاهَٓا ifadesinde mahalliyet alakasıyla mecaz-ı mürsel sanatı vardır. Helak edilen قَرْيَةٍ değil, oradaki halktır.
Dönmemeleri cümlesindeki (olumsuzluk anlamı veren); لَا hakkında ihtilaf edilmiştir. Bunun sıla olduğu söylenmiştir. Bu görüş İbni Abbas'tan rivayet edilmiş, Ebu Ubeyd de bunu tercih etmiştir. Helak ettiğimiz bir ülke halkının helak edilmelerinden sonra geri dönmeleri imkânsızdır, demek olur. Bunun sıla olmadığı, aksine sabit olduğu da söylenmiştir. O takdirde haram kelimesi “vacip” anlamındadır. “Helak ettiğimiz bir ahali halkının dönmemeleri vacip olmuştur.” demek olur.
لا يَرْجِعُونَ cümlesindeki لا tekid için gelmiş zaid bir harftir. Çünkü حَرامٌ kelimesi olumsuzluk manasındadır. لا nefiy harfidir ve nefyin nefyin olumlu mana demektir. أهْلَكْناها cümlesi de ahiret azabından önce dünya azabıyla tehdit şeklinde bir idmacdır.