Hac Sûresi 24. Ayet

وَهُدُٓوا اِلَى الطَّيِّبِ مِنَ الْقَوْلِۗ وَهُدُٓوا اِلٰى صِرَاطِ الْحَم۪يدِ  ...

Onlar hem sözün hoş olanına ulaştırılmışlar, hem de övgüye lâyık olan Allah’ın yoluna iletilmişlerdir.
 
Sıra Kelime Anlamı Kökü
1 وَهُدُوا ve iletilmişlerdir ه د ي
2 إِلَى
3 الطَّيِّبِ güzeline ط ي ب
4 مِنَ
5 الْقَوْلِ sözün ق و ل
6 وَهُدُوا ve iletilmişlerdir ه د ي
7 إِلَىٰ
8 صِرَاطِ yoluna ص ر ط
9 الْحَمِيدِ çok övülen(Allah)ın ح م د
 
Kur’an’ın birçok âyetinde olduğu gibi burada da, evrendeki zorunlu itaat yasaları uyarınca Allah’a boyun eğen varlıklara dikkat çekilmekte, insanların ise sınav ortamının icabı olarak hür iradeleriyle baş başa bırakılmaları neticesinde topyekün bir teslimiyet ve itaat içinde olmadıkları, dolayısıyla birçok insan Allah’a itaat edip kurtuluşa ererken nicelerinin de azabı hak etmiş olacağı uyarısı yapılmaktadır. Âyetlerde yer alan tasvirlerde açıkça görüldüğü üzere, dünyadakinden başka bir hayat tanımayıp inkârcılıkta direnen ve rableri hakkında çekişme içine girenlerin öteki dünyadaki âkıbetleri pek acı olacaktır. İman edip Allah’ın hoşnutluğuna uygun davranışlarda bulunanların mükâfatı ise dünyada en cazip görünen nimetlere eriştirilmekten ibaret değildir. Çünkü onlar her türlü övgüye lâyık olan Allah katında en itibarlı mevkiye, Allah’ın yoluna iletilmiş ve sözlerin en güzeline yöneltilmişlerdir ki bu da mutlulukların en büyüğüdür. 
 

وَهُدُٓوا اِلَى الطَّيِّبِ مِنَ الْقَوْلِۗ وَهُدُٓوا اِلٰى صِرَاطِ الْحَم۪يدِ

 

Fiil cümlesidir.  وَ  atıf harfidir.  هُدُٓوا  damme üzere mebni meçhul mazi fiildir. Zamir olan çoğul  و ’ı naib-i fail olup mahallen merfûdur.  اِلَى الطَّيِّبِ  car mecruru  هُدُٓوا  fiiline mütealliktir.

مِنَ الْقَوْلِ  car mecruru  الطَّيِّبِ ‘nin mahzuf haline mütealliktir. 

وَ  atıf harfidir.  هُدُٓوا  damme üzere mebni meçhul mazi fiildir.  Zamir olan çoğul  و ’ı naib-i fail olup mahallen merfûdur.  اِلٰى صِرَاطِ  car mecruru  هُدُٓوا  fiiline mütealliktir. الْحَم۪يدِ  muzâfun ileyh olup kesra ile mecrurdur.  

 

وَهُدُٓوا اِلَى الطَّيِّبِ مِنَ الْقَوْلِۗ وَهُدُٓوا اِلٰى صِرَاطِ الْحَم۪يدِ

 

Birbirine atfedilmiş iki cümleden oluşan bu ayet, önceki ayeteki …يُحَلَّوْنَ ف۪يهَا مِنْ اَسَاوِرَ  cümlesine atıf harfi  وَ ’la atfedilmiştir. Atıf sebebi hükümde ortaklıktır. Müspet mazi fiil sıygasında, faide-i haber ibtidaî kelamdır.

هُدُٓوا  meçhul bina edilmiştir. Meçhul bina edilen fiillerde mef’ûle dikkat çekme kastı vardır. Çünkü malum bina edildiğinde mef’ûl olan kelime meçhul binada naib-i fail olur.

Ayrıca bu bina naib-i failin bu fiilde bir dahli olmadığına da işaret eder. (Dr. Adil Ahmet Sâbir er-Ruveynî, Teemmülat fi Sûret-i İbrahim, s. 127)

Aynı üslupta gelen  وَهُدُٓوا اِلٰى صِرَاطِ الْحَم۪يدِ  cümlesi,  …هُدُٓوا اِلَى الطَّيِّبِ  cümlesine matuftur. Atıf sebebi hükümde ortaklıktır.

مِنَ الْقَوْلِ  ibaresindeki  مِنَ  harf-i ceri beyan veya teb'iziyye içindir. 

هُدُٓوا  kelimesinin tekrarında ıtnâb ve reddü’l-acüz ale’s-sadr sanatları vardır.

الطَّيِّبِ مِنَ الْقَوْلِ  ifadesinden kasıt,  الْحَمْدُ لِلّٰهِ الَّذ۪ي صَدَقَنَا وَعْدَهُ (Zümer Suresi, 74) sözleri veya kelime-i tevhittir.  صِرَاطِ الْحَم۪يدِ ; ifadesinden maksat kendisi yahut akıbeti övülenin ki o da cennettir ya da hakkın ya da zatı ile hamdi hak edenin yoluna ki o da kusurdan uzak Allah'tır. Onun yolu da İslâm'dır. (Beyzâvî) 

الطَّيِّبِ مِنَ الْقَوْلِ ’den kastın, Allah'tan onlara gelen güzel müjdeler olduğu da söylenmiştir.  صِرَاطِ الْحَم۪يدِ  sözü, ‘cennetin yoluna iletilirler’ demektir. (Kurtubî)