Hac Sûresi 69. Ayet

اَللّٰهُ يَحْكُمُ بَيْنَكُمْ يَوْمَ الْقِيٰمَةِ ف۪يمَا كُنْتُمْ ف۪يهِ تَخْتَلِفُونَ  ...

Hakkında ayrılığa düşüp durduğunuz şeyler konusunda, kıyamet günü Allah aranızda hüküm verecektir.
 
Sıra Kelime Anlamı Kökü
1 اللَّهُ Allah
2 يَحْكُمُ hükmedecektir ح ك م
3 بَيْنَكُمْ aranızda ب ي ن
4 يَوْمَ günü ي و م
5 الْقِيَامَةِ kıyamet ق و م
6 فِيمَا hususlarda
7 كُنْتُمْ olduğunuz ك و ن
8 فِيهِ onda
9 تَخْتَلِفُونَ ayrılığa düşüyor خ ل ف
 
Önceki âyette Hz. Peygamber’in haklı konumu aydınlığa kavuşturulduğu için burada karşıtlarının demagojilerine karşılık vermek yerine konuyu Allah’ın ilmine ve kıyamet günü O’nun vereceği yargıya havale etmesi istenmiştir. Çünkü Resûlullah çok iyi bilmektedir ki Cenâb-ı Allah evrende olup biten her şeyin ilmine tam olarak sahiptir ve bu bilgilerin bir ana kitapta kayıtlı olmasını murad etmiştir (“levh-i mahfûz” hakkında bilgi için bk. Bürûc 85/22). 70. âyette Allah için çok kolay olduğu bildirilen şeyi izah ederken bazı müfessirler –69. âyetle bağ kurularak– burada kıyamet gününde gerekli hükmü vermesinin kolay olduğunun kastedildiğini belirtirler. Fakat Allah Teâlâ’nın yaratılmışlar âlemiyle ilgili her şeyi içeren bir kitabı var etmesinin kolay olduğu yorumu daha kuvvetli görünmektedir (Taberî, XVII, 200-201).
 
 Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 3 Sayfa: 752
 

اَللّٰهُ يَحْكُمُ بَيْنَكُمْ يَوْمَ الْقِيٰمَةِ ف۪يمَا كُنْتُمْ ف۪يهِ تَخْتَلِفُونَ

 

İsim cümlesidir.  اَللّٰهُ  lafza-i celâli, mübteda olup lafzen merfûdur.  يَحْكُمُ  fiili haber olarak mahallen merfûdur.  يَحْكُمُ  merfû muzari fiildir. Faili müstetir olup takdiri هو’dir. 

بَيْنَكُمْ  mekân zarfı,  يَحْكُمُ  fiiline mütealliktir. Muttasıl zamir  كُمْ  muzâfun ileyh olarak mahallen mecrurdur.

يَوْمَ  zaman zarfı mef’ûlün fih olup  يَحْكُمُ  fiiline mütealliktir.  الْقِيٰمَةِ  muzâfun ileyh olarak kesra ile mecrurdur.

مَا  müşterek ism-i mevsûl,  ف۪ي  harf-i ceriyle birlikte  يَحْكُمُ  fiiline mütealliktir. İsm-i mevsûlun sılası  كُنْتُمْ ’un dahil olduğu isim cümlesidir.  كان  isim cümlesinin önüne geldiğinde, ismini ref haberini nasb eder.

تُمْ  muttasıl zamiri  كان ’nin ismi olarak mahallen merfûdur.  ف۪يهِ  car mecruru  تَخْتَلِفُونَ  fiiline mütealliktir. 

تَخْتَلِفُونَ  fiili  كُنْتُمْ ’un haberi olarak mahallen mansubdur.  تَخْتَلِفُونَ  fiili  نَ ’un sübutuyla merfû muzari fiildir. Zamir olan çoğul و ’ı fail olarak mahallen merfûdur.

تَخْتَلِفُونَ  fiili sülâsî mücerrede iki harf ilave edilerek mezid yapılan fiillerdendir. Fiil iftiâl babındadır. Sülâsîsi  خلف ’dır.

İftiâl babı fiile mutavaat (dönüşlülük), ittihaz (edinmek, bir şeyi kendisi için yapmak), müşareket (ortaklık), izhar (göstermek), ihtiyar (seçmek), talep ve çaba göstermek anlamları katar. İfteale kalıbı hem soyut hem somut anlamlı fiiller için kullanılır.

 

اَللّٰهُ يَحْكُمُ بَيْنَكُمْ يَوْمَ الْقِيٰمَةِ ف۪يمَا كُنْتُمْ ف۪يهِ تَخْتَلِفُونَ

 

Ayet müstenefe cümlesi olarak fasılla gelmiştir. Faide-i haber ibtidaî kelam olan bu isim cümlesi sübut ve istimrar ifade eder. Müsnedün ileyhin bütün esma-i hüsnayı ve kemâl sıfatları bünyesinde toplayan lafza-i celâlle marife olması, haşyet duyguları uyandırmak içindir.

Ayette mütekellim Allah Teâlâ olduğu halde  اللّٰهِ  isminin zikredilmesi tecrîd sanatıdır.

Cümlede müsnedin muzari fiil olarak gelmesi hükmü takviye ve teceddüt ifade eder. Muzari fiil muhatabın muhayyilesini harekete geçirerek olayı daha iyi anlamasını sağlar.

Mecrur mahaldeki müşterek ism-i mevsûl  مَا ’nın sılası  كاَن ’nin dahil olduğu isim cümlesi formunda faide-i haber ibtidaî kelamdır. 

Car mecrur  ف۪يهِ  önemine binaen amili olan  تَخْتَلِفُونَ ’ye takdim edilmiştir. Bu, takdim-tehir sanatıdır.

كان ’nin haberinin muzari fiille gelmesi hükmü takviye, hudûs ve teceddüt ifade eder. Muzari fiil tecessüm özelliği sayesinde muhatabın muhayyilesini harekete geçirerek olayı daha iyi anlamasını sağlar. Muzari fiilin geldiği hallerde çoğunlukla bu gaye mevcuttur. Muzari fiilin kullanımıyla sahne muhatabın gözünde sanki o anda canlanır. Bu da insanı etkiler. (Fatma Serap Karamollaoğlu, Kur'an Işığında Belâgat Dersleri Meânî İlmi)

كان ’nin haberinin muzari fiille gelmesi, geçmişte belirli bir süre devam edip biten eylemler ve geçmişte mûtat olarak yapılan, âdet haline gelmiş davranışlar olmak üzere iki manaya delalet eder. (Vecih Uzunoğlu, Arap Dilinde كَانَ ’nin Fiili ve Kur'an’da Kullanımı, DEÜ İlahiyat Fak. Dergisi Sayı 41)

تَخْتَلِفُونَ - يَحْكُمُ  kelimeleri arasında tıbâk-ı hafî sanatı vardır. 

Anlaşmazlığa düştükleri hususlardan kasıt Hz.Peygamber ile kavmi arasındaki ayrılıklardır. Anlaşmazlığa düşülen hususlar ise Allah'ın ayetleri ile ilgili muhalefetleridir. Yüce Allah hüküm verdiğinde, o vakit siz neyin hak, neyin batıl olduğunu bileceksiniz, demektir. (Kurtubî)