قَالَ كَمْ لَبِثْتُمْ فِي الْاَرْضِ عَدَدَ سِن۪ينَ
قَالَ كَمْ لَبِثْتُمْ فِي الْاَرْضِ عَدَدَ سِن۪ينَ
Fiil cümlesidir. قَالَ fetha üzere mebni mazi fiildir. Faili müstetir olup takdiri هو’dir.
Mekulü’l-kavli لَبِثْتُمْ فِي الْاَرْضِ ’dir. قَالَ fiilinin mef’ûlun bihi olarak mahallen mansubdur.
كَمْ istifham ismidir. Zaman zarfı لَبِثْتُمْ fiiline müteallik olup mahallen mansubdur.
كَمْ ’i istifhamiyye (Soru için olan كَمْ): Soru edatı olarak kullanılan كَمْ ’dir. “Kaç, ne kadar, kaç adet” gibi anlamlara gelir. كَمْ ’i istifhamiyye ile temyizinin arasına kelime girebilir. كَمْ ’i istifhamiyye cümlede mübteda, haber, mef’ûlü mutlak, mef’ulün bih, mef’ûlun fih, muzâfun ileyh, harf-i cerle mecrur olarak gelebilir. Îrabı cümledeki konumuna göre mahallen olur. كَمْ ’i istifhamiyyenin temyizi 2 şekilde gelebilir:
1. Umumiyetle müfred, mansub, nekre olarak gelir.
2. مِنْ harf-i ceri ile gelebilir. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)
لَبِثْتُمْ sükun üzere mebni mazi fiildir. Muttasıl zamir تُمْ fail olarak mahallen merfûdur.
فِي الْاَرْضِ car mecruru لَبِثْتُمْ fiiline mütealliktir.
عَدَدَ temyiz olup fetha ile mansubdur. Aynı zamanda muzâftır. سِن۪ينَ muzâfun ileyh olarak cer alameti ي ’dir. Cemi müzekker salim kelimelere mülhak olduğu için harfle îrablanırlar.
Temyiz; kendisinden önce geçen mübhem (manası açık olmayan) bir ismin manasına açıklık getiren camid, nekre bir isimdir. Yani çeşitli manalar kastedilmeye elverişli önceki isim veya cümleden asıl maksadın ne olduğunu açıklamak üzere zikredilen camid (türememiş), mansub ve nekre isme temyiz denir. Temyizin manasını açıkladığı önceki isme veya cümleye de mümeyyez denir. Temyiz harf-i cerli ve izafetle gelmediği müddetçe mansubdur. Mümeyyezin îrabı ise cümledeki yerine göredir. Temyiz Türkçeye “bakımından, …yönünden” şeklinde tercüme edilebilir. Temyizi bulmak için “ne bakımdan, hangi açıdan?” soruları sorulur. Temyiz ikiye ayrılır:
1. Melfûz mümeyyez: Söylenmiş, cümlede görülen mümeyyez.
2. Melhûz mümeyyez: Düşünülen, cümlede açık olarak görülmeyen mümeyyez.
(Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)
قَالَ كَمْ لَبِثْتُمْ فِي الْاَرْضِ عَدَدَ سِن۪ينَ
Ayet istînâfiyye olarak fasılla gelmiştir. Müspet mazi fiil sıygasında faide-i haber ibtidaî kelamdır.
قَالَ fiilinin mekulü’l-kavli olan كَمْ لَبِثْتُمْ فِي الْاَرْضِ cümlesi, istifham üslubunda talebî inşâî isnaddır. İstifham üslubunda gelmiş olmasına rağmen taaccüp ve kınama amacı taşıyan cümle mecaz-ı mürsel mürekkebdir. Ayrıca soruda tecâhül-i ârif sanatı vardır.
Soru harfi كَمْ , zarfiyye ve mümeyyiz olmak üzere لَبِثْتُمْ fiiline mütealliktir.
عَدَدَ kelimesi, كَمْ ’in temyizidir. Muzâfun ileyh olan سِن۪ينَ , cemi müzekker salim kelimelere mülhak olduğu için ي ile mecrur olmuştur.
فِي الْاَرْضِ ibaresindeki فِي harfinde istiare-i tebeiyye vardır. ف۪ي harfindeki zarfiyet manası dolayısıyla yeryüzü içine girilebilen bir şeye benzetilmiştir. Burada ف۪ي harfi kendi manasında kullanılmamıştır. Çünkü الْاَرْضِ , hakiki manada zarfiyeye yani içine girilmeye müsait değildir. Yeryüzünde bulunmayı tekid etmek üzere bu harf kullanılmıştır. Câmi’, her iki durumdaki mutlak irtibattır.
قلْ ifadesi Kûfelilerin mushaflarında قَالَ (buyurdu) şeklinde, Haremeyn, Basra ve Suriye mushaflarında ise قلْ (söyle) şeklinde yer almaktadır. قَالَ (buyurdu) ifadesinde sözü söyleyen ya Allah’tır ya da onları sorgulamakla memur olan meleklerdir. قلْ (söyle) ifadesinde ise zamir meleğe ya da cehennemliklerin liderlerinden birine râcidir. (Keşşâf)
Siz yeryüzünde yani kabirlerinizde... Bir görüşe göre bu, onlara dünya hayatında yaşadıkları süreye dair sorulacak bir sorudur. “Kaç yıl..” ayetinde نَ harfi, salim cemi olmak üzere üstündür. Araplardan bunu esreli ve tenvinli okuyanlar da vardır. (Kurtubî)