Mü'minûn Sûresi 113. Ayet

قَالُوا لَبِثْنَا يَوْماً اَوْ بَعْضَ يَوْمٍ فَسْـَٔلِ الْعَٓادّ۪ينَ  ...

Onlar, “Bir gün, ya da bir günden daha az bir süre kaldık. Hesap tutanlara sor” derler.
 
Sıra Kelime Anlamı Kökü
1 قَالُوا dediler ق و ل
2 لَبِثْنَا kaldık ل ب ث
3 يَوْمًا bir gün ي و م
4 أَوْ yahut
5 بَعْضَ bir kısmı kadar ب ع ض
6 يَوْمٍ günün ي و م
7 فَاسْأَلِ sor س ا ل
8 الْعَادِّينَ sayanlara ع د د
 
Âhirette Allah ile kulları arasında geçeceği bildirilen bu diyalog, zamanın göreceliğine işaret eden temsilî bir anlatımdır. Dünyadaki zaman kavramı dünyanın şartlarına bağlı bir algılama, zihnimizin oluşturduğu bir tasavvurdur. Burada, bu fâni âlem bitip de ebedî âleme geçince zaman tasavvurunun da değişeceği anlatılmaktadır.
 
 Tefsirlerde, “saymakla görevli olanlar”la meleklerin veya hesap ehli insanların kastedildiği belirtilir (Taberî, XVIII, 63; Kurtubî, XII, 162).
 
Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 4 Sayfa: 46
 

قَالُوا لَبِثْنَا يَوْماً اَوْ بَعْضَ يَوْمٍ فَسْـَٔلِ الْعَٓادّ۪ينَ

 

Fiil cümlesidir.  قَالُوا  damme üzere mebni mazi fiildir. Zamir olan çoğul و ’ı fail olup mahallen merfûdur. 

Mekulü’l-kavli  لَبِثْنَا يَوْماً ’dir.  قَالُوا  fiilinin mef’ûlun bihi olarak mahallen mansubdur. 

لَبِثْنَا  sükun üzere mebni mazi fiildir. Mütekellim zamir  نَا  fail olarak mahallen merfûdur. يَوْماً  zaman zarfı olup  لَبِثْنَا  fiiline mütealliktir. 

اَوْ  atıf harfi tahyir/tercih ifade eder. Türkçedeki karşılığı “veya, yahut, yoksa” olan bu edat, iki unsur arasında (matuf-matufun aleyh) tahyir yani tercih (iki şeyden birini seçme) söz konusu olması durumlarında kullanılır. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)

بَعْضَ  atıf harfi  اَوْ  ile  يَوْماً ’e matuftur. Aynı zamanda muzâftır.  يَوْمٍ  muzâfun ileyh olup kesra ile mecrurdur.

فَ  mukadder şartın cevabının başına gelen rabıta veya fasiha harfidir. Takdiri;  إن شئت فاسأل (Dilersen sor) şeklindedir. 

فَسْـَٔلِ  sükun üzere mebni emir fiildir. Faili müstetir olup takdiri  أنت dir.  الْعَٓادّ۪ينَ  mef’ûlun bih olup nasb alameti  ي ’dir. Cemi müzekker salim kelimeler harfle îrablanır. 

الْعَٓادّ۪ينَ  kelimesi, sülâsi mücerredi  عدد olan fiilin ism-i failidir.

İsm-i fail; eylemi yapan ve gerçekleştiren demektir. Geçici olarak o sıfatı yüklenen isimdir. İsm-i fail; hem varlığa (zata) hem de onun sıfatına delalet eden kelimelerdir. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)

 

قَالُوا لَبِثْنَا يَوْماً اَوْ بَعْضَ يَوْمٍ 

 

Beyanî istînâf olarak fasılla gelen ayetin fasıl sebebi, şibh-i kemâl-i ittisâldir. Müspet mazi fiil sıygasında faide-i haber ibtidaî kelamdır. 

قَالُوا  fiilinin mekulü’l-kavli olan  لَبِثْنَا يَوْماً  cümlesi, müspet mazi fiil sıygasında faide-i haber ibtidaî kelamdır. 

بَعْضَ يَوْمٍ  izafeti  يَوْماً ’e temâsül nedeniyle atfedilmiştir.

يَوْماً  ve  يَوْمٍ  kelimelerindeki tenvin bir manasında adet içindir.  يَوْماً , kelimesinin tekrarında reddü’l-acüz ale’s-sadr sanatları vardır.


 فَسْـَٔلِ الْعَٓادّ۪ينَ

 

فَ , mahzuf şartın cevabına dahil olan rabıta harfidir. Takdiri;  إن شئت (dilerseniz) olan şart cümlesinin hazfi, îcâz-ı hazif sanatıdır. 

Cevap cümlesi  سْـَٔلِ الْعَٓادّ۪ينَ , emir üslubunda talebî inşaî isnaddır.

Emir ve Nehiylerin Aciliyet İfade Edip Etmeme Durumları: 

- Emirler aciliyet veya tehir ifade etmezler. Sadece bir şeyin yapılmasını isterler.

- Nehiyler aciliyet ifade ederler. Yasaklanan şeyden hemen uzaklaşılmasını isterler. (Hasan Karakaya, Fıkıh Usulü, s. 558-559)

Mukadder şart ve mezkur cevap cümlelerinden müteşekkil terkip, şart üslubunda, talebî inşaî isnaddır.

فَسْـَٔلِ الْعَٓادّ۪ينَ  “Sayabilenlere sor” ifadesi  فَسَل العادين  şeklinde de okunmuştur. Anlam, “Bu senelerin sayısını bilmiyoruz, ancak çok az olduğunu düşünüyoruz; sanki bir gün hatta günün bir kısmı kadar olduğunu sanıyoruz. Çünkü bir azabın içerisindeyiz; aramızda o yılları olduğu gibi sayabilecek biri yok, bu yüzden sen bunu sayması mümkün olanlara, bunun üzerinde düşünmeye güç yetirebilecek olanlara sor!” şeklindedir. Anlamın “Kulların ömürlerini ve amellerini sayan meleklere sor.” şeklinde olduğu da söylenmiştir. الْعَٓادّ۪ينَ  (sayanlar) ifadesi  ألعادين (hadsiz saldırganlara) şeklinde şeddesiz de okunmuştur ki bu durumda anlam, “Zalimlere sor, onlar da bizim dediğimiz gibi diyeceklerdir.” şeklindedir. Yine,  ألعَدِيِّن  şeklinde de okunmuştur ki bu durumda da mana, “O uzun ömürlü kadim insanlara sor, onlar bile dünya hayatını az buluyorlar; diğerleri nasıldır, var düşün!” anlamındadır. İbni Abbas’ın “İki nefha arasında çektikleri azap onlara unutturmuştur” dediği nakledilmiştir. (Keşşâf) 

فاسْألِ العادِّينَ  sözü, kalma sürelerini belirleyemediklerinin itirafıdır. (Âşûr)