اَفَحَسِبْتُمْ اَنَّمَا خَلَقْنَاكُمْ عَبَثاً وَاَنَّكُمْ اِلَيْنَا لَا تُرْجَعُونَ
Abese عبث : عَبَثٌ kişinin işine oyun karıştırmasıdır. Ayrıca sahih, hakiki ve uygun bir amacı olmayan şeye (oyuna) da عَبَثٌ denmiştir. (Müfredat)
Kuran’ı Kerim’de sülasi fiil formunda yalnızca 2 ayette geçmiştir. (Mucemul Müfehres) Türkçede kullanılan şekli abestir. (Kuranı Anlayarak Okuma Rehberi)
اَفَحَسِبْتُمْ اَنَّمَا خَلَقْنَاكُمْ عَبَثاً
Cümle mukadder istînâfa matuftur. Takdiri; غفلتم فحسبتم.. أو أتجاهلتم فحسبتم (Gafil oldunuz ve… mı sandınız? Ya da bilmediniz ve… mı sandınız?) şeklindedir.
Hemze istifham harfidir. فَ atıf harfidir.
حَسِبْتُمْ sükun üzere mebni mazi fiildir. Muttasıl zamir تُمْ fail olarak mahallen merfûdur.
مَا ve masdar-ı müevvel, حَسِبْتُمْ fiilinin mef’ûlü bihi olarak mahallen mansubdur.
اَنَّمَا kâffe ve mekfufedir. Kâffe; men eden, alıkoyan anlamında olup buradaki ma-i kâffeden kasıt ise اِنَّ harfinden sonra gelen ve onun amel etmesine mani olan مَا demektir.
خَلَقْنَا sükun üzere mebni mazi fiildir.Mütekellim zamir نَا fail olarak mahallen merfûdur. Muttasıl zamir كُمْ mef’ûlun bih olarak mahallen mansubdur.
عَبَثاً hal konumunda masdar olup fetha ile mansubdur.
وَاَنَّكُمْ اِلَيْنَا لَا تُرْجَعُونَ
Cümle atıf harfi وَ ’la makablindeki masdar-ı müevvele matuftur.
İsim cümlesidir. اَنَّ masdar harfidir. İsim cümlesine dahil olur. İsmini nasb haberini ref yapar, cümleye masdar anlamı verir.
كُمْ muttasıl zamir اَنَّ ’nin ismi olarak mahallen mansubdur. اِلَيْنَا car mecruru تُرْجَعُونَ fiiline mütealliktir.
لَا تُرْجَعُونَ fiili, اَنَّ ’nin haberi olarak mahallen merfûdur.
لَا nefy harfi olup olumsuzluk manasındadır.
تُرْجَعُونَ fiili نَ ’un sübutuyla merfû, meçhul muzari fiildir. Zamir olan çoğul و ’ı naib-i fail olarak mahallen merfûdur.
اَفَحَسِبْتُمْ اَنَّمَا خَلَقْنَاكُمْ عَبَثاً وَاَنَّكُمْ اِلَيْنَا لَا تُرْجَعُونَ
Ayet takdiri أغفلتم (Gaflet mi ettiniz) olan, mukadder istînâfa matuftur. İstifham üslubunda talebî inşâî isnaddır. Müspet muzari fiil sıygasında gelerek hûdus, teceddüt ve tecessüm ifade etmiştir. Hemze, inkâri istifham harfidir.
Cümle istifham üslubunda gelmiş olmasına rağmen inkâr, taaccüp ve tevbih manasında olduğu için mecaz-ı mürsel mürekkebdir.
İstifham takrir ve tevbih içindir. (Âşûr)
İstifhamda tecâhül-i ârif sanatı vardır.
Tekid ve masdar harfi اَنَّ ’in dahil olduğu اَنَّمَا خَلَقْنَاكُمْ عَبَثاً cümlesi, faide-i haber inkârî kelamdır. Masdar teviliyle حَسِبْتُمْ fiilinin mef’ûlü yerindedir.
خَلَقْنَاكُمْ fiili azamet zamirine isnadla tazim edilmiştir.
عَبَثاً , nekre gelerek tahkir ifade etmiştir.
عَبَثاً ifadesi hal olup, “abesle iştigal ederek, boşu boşuna” anlamındadır. Tıpkı لاعبين [oyun oynarcasına] (Enbiya Suresi, 16) ifadesi gibidir. Ya da mef‘ûlun lehtir; anlam şöyledir: Sizi oyun olsun diye yaratmadık, bizi sizi yaratmaya sevk eden tek şey, bunu gerektiren bir hikmettir ki o da sizleri kul edinmemiz ve sizi zor itaatleri yerine getirmekle ve günahlardan kaçınmakla mükellef kılıp, sizi mükellefiyet diyarından mükâfat ve ceza diyarına döndürmek ve iyilik edenlere ödülünü, kötülük edenlere de cezasını vermektir. (Keşşâf)
Masdar ve tekid harfi اَنَّ ’nin dahil olduğu وَاَنَّكُمْ اِلَيْنَا لَا تُرْجَعُونَ cümlesi sübut ve istimrar ifade eden isim cümlesidir. Faide-i haber inkârî kelamdır. Masdar-ı müevvel, önceki masdar-ı müevvele atfedilmiştir.
Cümlede takdim-tehir sanatı vardır. اِلَيْنَا , amili olan لَا تُرْجَعُونَ ’ye ihtimam için takdim edilmiştir. Müsned لَا تُرْجَعُونَ şeklinde menfi muzari fiil sıygasında gelerek hükmü takviye, hudûs, teceddüt ve istimrar ifade etmiştir.
تُرْجَعُونَ fiili meçhul bina edilmiştir.
Meçhul bina edilen fiillerde mef’ûle dikkat çekme kastı vardır. Çünkü malum bina edildiğinde mef’ûl olan kelime meçhul binada naib-i fail olur.
Meçhul bina, naib-i failin bu fiilde bir dahli olmadığına da işaret eder. (Dr. Adil Ahmet Sâbir er-Ruveynî, Teemmülat fi Sûret-i İbrahim, s. 127)
Kur'an-ı Kerim’de tehdit, uyarı ve korkutma manası olan fiiller genellikle meçhul sıyga ile gelir.
لَا تُرْجَعُونَ fiilinde de bir tehdit ve uyarı olduğu düşünülebilir. Cümle, “Bize döndürülmeyeceğinizi mi sandınız?” anlamının yanında, “Gereken cezayı görmeyeceğinizi mi sandınız?” manası da taşımaktadır. Lâzım zikredilmiş, melzûm kastedilmiştir. Mecaz-ı mürsel mürekkepdir.
تُرْجَعُونَ ibaresini cumhur ulema ت harfi dammeli, ج harfi fethalı olacak şekilde okumuş ve mana olarak Allah Teâlâ’nın onları öldükten sonra istemeseler de dirilterek zorla huzuruna getireceği yorumu yapılmıştır. Hamza ve el-Kisâî ise ت harfini fetha, ج harfini ise kesra ile يَرْجِعُونَ şeklinde okumuş ve bunun da isteseler de istemeseler de yani ya itaat ederek ya da zorla huzura getirilecekleri manasına geldiğini söylemiştir. (Âşûr)
Yalnızca bir isim cümlesi bile devam ve subût ifade ettiğinden bu ve benzeri cümleler, اِنَّ , isim cümlesi ve isnadın tekrar etmesi sebebiyle üç katlı bir tekid ve yerine göre de tahsis ifade eden çok muhkem/sağlam cümlelerdir. (Elmalılı, Kadir Suresi 1)
İsim cümleleri sübut ifade eder. İsim cümlelerinin asıl kuruluş sebebi; müsnedin, müsnedün ileyh için sabit olduğunu ifade etmektir. İsim cümlesinin haberi müfred ya da isim cümlesi olursa asıl konulduğu mana olan sübutu veya bazı karinelerle istimrarı (devamlılığı) ifade eder. İstimrar ifadesi daha çok medh ve zem durumlarında olur. (Fatma Serap Karamollaoğlu, Kur'an Işığında Belâgat Dersleri Meânî İlmi)
Cümlede müsnedin muzari fiil cümlesi olarak gelmesi hükmü takviye, hudûs ve teceddüt ifade eder. Muzari fiil tecessüm özelliği sayesinde, muhatabın muhayyilesini harekete geçirerek olayı daha iyi anlamasını sağlar.
Muzari fiilin geldiği hallerde çoğunlukla bu gaye mevcuttur. Muzari fiilin kullanımıyla sahne muhatabın gözünde sanki o anda canlanır. Bu da insanı etkiler. (Fatma Serap Karamollaoğlu, Kur'an Işığında Belâgat Dersleri Meânî İlmi)