وَعَلَيْهَا وَعَلَى الْفُلْكِ تُحْمَلُونَ۟
وَعَلَيْهَا وَعَلَى الْفُلْكِ تُحْمَلُونَ۟
وَ atıf harfidir. عَلَيْهَا car mecruru تُحْمَلُونَ۟ fiiline müealliktir. عَلَى الْفُلْكِ atıf harfi وَ ‘la عَلَيْهَا ‘ya matuftur.
تُحْمَلُونَ fiili نَ ‘un sübutuyla merfû, meçhul muzari fiildir. Zamir olan çoğul و ‘ı naib-i fail olarak mahallen merfûdur.
وَعَلَيْهَا وَعَلَى الْفُلْكِ تُحْمَلُونَ۟
Ayet, önceki ayetteki نُسْق۪يكُمْ cümlesine matuftur. Müspet muzari fiil sıygasında faide-i haber ibtidaî kelamdır. Cümlede takdim-tehir sanatı vardır. Siyaktaki önemine binaen amiline takdim edilen عَلَيْهَا ve ona matuf olan عَلَى الْفُلْكِ car mecrurları, تُحْمَلُونَ۟ fiiline mütealliktir.
عَلَى الْفُلْكِ ‘ye atfedilmesi idmâc ve Nuh (as) kıssasındaki kurtuluşa bir hazırlıktır. (Âşûr)
تُحْمَلُونَ۟ fiili meçhul bina edilmiştir.
Meçhul bina edilen fiillerde mef’ûle dikkat çekme kastı vardır. Çünkü malum bina edildiğinde mef’ûl olan kelime meçhul binada naib-i fail olur.
Ayrıca bu bina naib-i failin bu fiilde bir dahli olmadığına da işaret eder. (Dr. Adil Ahmet Sâbir er-Ruveynî, Teemmülat fi Sûret-i İbrahim, s. 127)
Fiilin muzari sıygada gelmesi cümleye hudûs, teceddüt ve tecessüm anlamları katmıştır.
Bu ayet önceki ayetin devamıdır. 17. ayetten itibaren, bu ayet de dahil olmak üzere bu kısımda, dünyanın da içinde yer aldığı mükemmel kozmik sistem ve beşer türüne bahşedilen nimetler gibi hususlar anlatılmıştır.
Onların üzerinde, hayvanların üzerinde demektir, çünkü onlardan bazısına binilir. Mesela deve ve sığır gibi. Bundan maksat devedir de denilmiştir, çünkü Araplara göre binilen odur, gemiye uygun düşen de odur. Çünkü onlar da karanın gemileridir. (Beyzâvî)