وَاِنَّ لَكُمْ فِي الْاَنْعَامِ لَعِبْرَةًۜ نُسْق۪يكُمْ مِمَّا ف۪ي بُطُونِهَا وَلَكُمْ ف۪يهَا مَنَافِعُ كَث۪يرَةٌ وَمِنْهَا تَأْكُلُونَۙ
Sıra | Kelime | Anlamı | Kökü |
---|---|---|---|
1 | وَإِنَّ | ve şüphesiz |
|
2 | لَكُمْ | sizin için vardır |
|
3 | فِي |
|
|
4 | الْأَنْعَامِ | hayvanlarda |
|
5 | لَعِبْرَةً | ibret |
|
6 | نُسْقِيكُمْ | size içiriyoruz |
|
7 | مِمَّا | -ndekinden |
|
8 | فِي | içi- |
|
9 | بُطُونِهَا | karınlarının |
|
10 | وَلَكُمْ | ve sizin için |
|
11 | فِيهَا | onlarda vardır |
|
12 | مَنَافِعُ | faydalar |
|
13 | كَثِيرَةٌ | daha birçok |
|
14 | وَمِنْهَا | ve onlardan |
|
15 | تَأْكُلُونَ | yersiniz |
|
وَاِنَّ لَكُمْ فِي الْاَنْعَامِ لَعِبْرَةًۜ نُسْق۪يكُمْ مِمَّا ف۪ي بُطُونِهَا
وَ atıf harfidir. Matuf ve matufun aleyhin hükümde ortak olduğunu belirtir. İkisi arasında tertip (sıra) olduğunu göstermez. Vav ile yapılan atıfta matuf ve matufun aleyh yer değiştirebilir. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)
İsim cümlesidir. اِنَّ tekid harfidir. İsim cümlesinin önüne gelir, ismini nasb haberini ref eder. لَكُمْ car mecruru اِنَّ ‘nin mahzuf mukaddem haberine mütealliktir.
فِي الْاَنْعَامِ car mecruru عِبْرَةً ‘nin mahzuf haline mütealliktir.
لَ harfi اِنَّ ’nin haberinin başına gelen lam-ı muzahlakadır. عِبْرَةً kelimesi اِنَّ ‘nin muahhar ismi olup lafzen merfûdur.
نُسْق۪يكُمْ fiili, ي üzere mukadder damme ile merfû muzari fiildir. Faili müstetir olup takdiri نحن ‘dur. Muttasıl zamir كُمْ mef’ûlun bih olarak mahallen mansubdur.
مَا müşterek ism-i mevsûl مِنْ harf-i ceriyle birlikte نُسْق۪يكُمْ fiiline mütealliktir. ف۪ي بُطُونِ car mecruru mahzuf sılaya mütealliktir. Muttasıl zamir هَا muzâfun ileyh olarak mahallen mecrurdur.
نُسْق۪يكُمْ fiili sülâsî mücerrede bir harf ilave edilerek mezid yapılan fiillerdendir. Fiil if’âl babındandır. Sülâsîsi سقي ’dır.
İf’al babı fiile, tadiye (geçişlilik) kesret, haynunet (zamanı gelmesi), sayruret, izale, zamana ve mekâna duhul, temkin (imkân sağlamak), vicdan (bir vasıf üzere bulmak) mutavaat (tef’il babının dönüşlülüğü), tariz (arz etmek, maruz bırakmak) manaları katar. Bazan da fiilin mücerret manasını ifade eder.
وَلَكُمْ ف۪يهَا مَنَافِعُ كَث۪يرَةٌ وَمِنْهَا تَأْكُلُونَۙ
لَكُمْ car mecruru atıf harfi وَ ‘la öncekinde geçen نُسْق۪يكُمْ ‘e matuftur.
ف۪يهَا car mecruru mahzuf mukaddem habere mütealliktir. مَنَافِعُ muahhar mübteda olup lafzen merfûdur.
كَث۪يرَةٌ kelimesi مَنَافِعُ ‘nun sıfatı olup merfûdur.
Varlıkları niteleyen kelimelere sıfat denir. Arapça’da sıfatın asıl adı na’t ( النَّعَتُ )dır. Sıfatın nitelediği isme de men’ut ( المَنْعُوتُ ) denir. Bir ismi doğrudan niteleyen sıfata hakiki sıfat, dolaylı olarak niteleyen sıfata da sebebi sıfat denir.
Sıfat ile mevsuftan oluşan tamlamaya sıfat tamlaması denir. Sıfat tek kelime (isim), cümle ve şibh-i cümle olabilir. Ve sıfat birden fazla gelebilir.
Sıfat iki kısma ayrılır:
1. Hakiki sıfat
2. Sebebi sıfat
HAKİKİ SIFAT
1. Müfred olan sıfatlar
2. Cümle olan sıfatlar olmak üzere ikiye ayrılır.
1. MÜFRED OLAN SIFATLAR
Müfred olan sıfatlar genellikle ism-i fail, ism-i mef’ûl, mübalağalı ism-i fail, sıfat-ı müşebbehe, ism-i tafdil, masdar, ism-i mensub ve sayı isimleri şeklinde gelir.
Sıfat mevsûfuna: cinsiyet, adet, marifelik - nekrelik ve îrab bakımından uyar.
Not: Gayri akil (akılsız çoğullar) mevsûf olarak geldiğinde sıfatını müfred müennes olarak da alır.
2. CÜMLE OLAN SIFATLAR: Üçe ayrılır: 1- İsim cümlesi olan sıfatlar, 2- Fiil cümlesi olan sıfatlar, 3- Şibh-i cümle olan sıfatlar. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)
وَ atıf harfidir. مِنْهَا car mecruru تَأْكُلُونَ fiiline mütealliktir.
تَأْكُلُونَ fiili نَ ‘un sübutuyla merfû muzari fiildir. Zamir olan çoğul و ‘ı fail olarak mahallen merfûdur.
وَاِنَّ لَكُمْ فِي الْاَنْعَامِ لَعِبْرَةًۜ
Ayet, mukadder kaseme matuftur. İlk cümle اِنَّ ve lam-ı muzahlaka ile tekid edilmiş sübut ifade eden isim cümlesi, faide-i haber inkârî kelamdır. İsim cümleleri zamandan bağımsız sübut ifade ederler.
Cümlede takdim-tehir ve îcâz-ı hazif sanatları vardır. لَكُمْ mahzuf mukaddem habere mütealliktir. Lam-ı muzahlakanın dahil olduğu لَعِبْرَةًۜ muahhar mübtedadır.
فِي الْاَنْعَامِ , muahhar mübteda olan لَعِبْرَةًۜ ’ in mahzuf haline mütealliktir.
اِنَّ ’nin isminin nekre gelişi, tazim ve teksir ifade eder.
نُسْق۪يكُمْ مِمَّا ف۪ي بُطُونِهَا وَلَكُمْ ف۪يهَا مَنَافِعُ كَث۪يرَةٌ وَمِنْهَا تَأْكُلُونَۙ
Beyânî istînâf olarak fasılla gelen cümlenin fasıl sebebi şibh-i kemâli ittisâldir. Müspet muzari fiil sıygasında faide-i haber ibtidaî kelamdır.
مِنْ harf-i ceriyle birlikte نُسْق۪يكُمْ fiiline müteallik olan ism-i mevsûl مَّا ’nın sılası, mahzuftur. ف۪ي بُطُونِه۪ , bu mahzuf sılaya mütealliktir. Sılanın hazfi îcâz-ı hazif sanatıdır.
Azamet zamirine isnad edilen نُسْق۪يكُمْ fiili tazim ifade eder. Bu fiilin ve تَأْكُلُونَ fiilinin muzari sıygada olması cümleye hudûs, teceddüt ve tecessüm anlamı katmıştır. Muzari fiil tecessüm özelliği sayesinde muhatabın muhayyilesini harekete geçirerek olayı daha iyi anlamasını sağlar.
Muzari fiilin geldiği hallerde çoğunlukla bu gaye mevcuttur. Muzari fiilin kullanımıyla sahne muhatabın gözünde sanki o anda canlanır. Bu da insanı etkiler.(Fatma Serap Karamollaoğlu, Kur'an Işığında Belâgat Dersleri Meânî İlmi)
وَلَكُمْ ف۪يهَا مَنَافِعُ كَث۪يرَةٌ cümlesi, …نُسْق۪يكُمْ cümlesine matuftur. İki cümle arasında lafzen değil manen uyum mevcuttur. İsim cümlesi fiil cümlesine atfedilmiştir.
Sübut ve istimrar ifade eden isim cümlesi, faide-i haber ibtidaî kelamdır. Cümlede îcâz-ı hazif ve takdim tehir sanatları vardır. لَكُمْ , mahzuf mukaddem habere mütealliktir. مَنَافِـعُ , muahhar mübtedadır. Cümlede müsnedün ileyh olan مَنَافِـعُ ‘nun nekre gelmesi nev, tazim ve kesret ifade etmiştir. Bu kelime, müntehel cumû’ olduğu için tenvin almamıştır.
كَث۪يرَةٌ kelimesi مَنَافِعُ için sıfattır. Sıfat, mevsûfunun sahip olduğu bir özelliğe işaret etmek için yapılan tetmim ıtnâbı sanatıdır.
وَ ’la …نُسْق۪يكُمْ cümlesine atfedilen مِنْهَا تَأْكُلُونَ cümlesi, müspet muzari fiil sıygasında faide-i haber ibtidaî kelamdır.
Car mecrur مِنْهَا ’nın amili olan تَأْكُلُونَ ’ye fasılayı gözetilerek yapılan takdimi, konudaki önemine binaendir.
İsim cümlesi fiil cümlesine atfedilmiştir. İsim cümlesinin anlamında sabitlik ve devamlılık, fiil cümlesinin anlamında ise yenilenme ve tekrarlanma vardır.
Şayet hem devamlılık hem fiilin tekrarı ve yenilenmesi kastediliyorsa, isim cümlesi fiil cümlesine atfedilebilir. Bunun aksi de mümkündür. Mesela, fiil cümlesinden fiilin zaman zaman yenilendiğini, isim cümlesinden ise başlayıp halen devam ettiği kast ediliyorsa aralarında atıf yapılabilir (Sevinç Resul, Arapçada Cümle Yapısı, 2010, S. 190-191)
Bu ayetteki وَلَكُمْ ف۪يهَا مَنَافِعُ كَث۪يرَةٌ وَمِنْهَا تَأْكُلُونَۙ cümlesiyle, 19 .ayetteki لَكُمْ ف۪يهَا فَوَاكِهُ۬ كَث۪يرَةٌ وَمِنْهَا تَأْكُلُونَۙ cümlesi, bir kelime hariç birebir aynıdır. İki ayet arasında tekrir ve reddü’l-acüz ale’s-sadr sanatları vardır.