هَيْهَاتَ هَيْهَاتَ لِمَا تُوعَدُونَۖ
Sıra | Kelime | Anlamı | Kökü |
---|---|---|---|
1 | هَيْهَاتَ | heyhat (ne kadar uzak) |
|
2 | هَيْهَاتَ | heyhat (ne kadar uzak) |
|
3 | لِمَا | şey |
|
4 | تُوعَدُونَ | size va’dedilen |
|
Heyhate هيهات : هَيْهاتَ sözcüğü bir şeyin çok uzak olduğunu bildirmek için kullanılır. (Müfredat)
Kuran’ı Kerim’de isim formunda ve aynı ayette olmak üzere sadece 2 defa geçmiştir. (Mucemul Müfehres) Türkçede kullanılan şekli heyhâttır. (Kuranı Anlayarak Okuma Rehberi)
هَيْهَاتَ هَيْهَاتَ لِمَا تُوعَدُونَۖ
هَيْهَاتَ kelimesi بعد manasında mazi, isim fiildir. Manayı Fiil (İsim Fiil): Yapı itibariyle isim olan, mana itibariyle fiil kabul edilen kelimelerdir. Çekimleri yoktur. Fiil gibi amel ederler. (Fail ve mef’ûl alırlar.) Mazi, muzari ve emir manalı olarak gelebilirler.
NOT: Manayı fiillerin gelme sebebi; fiilden daha kuvvetli, daha şiddetli oldukları içindir. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)
هَيْهَاتَ birinciyi tekid eder. لِ zaiddir.
Tekid: Tabi olduğu kelimenin veya cümlenin manasını kuvvetlendiren, pekiştiren, manasındaki kapalılığı gideren ve aynı irabı alan sözdür. Tekide “tevkid” de denilir. Tekid eden kelimeye veya cümleye “tekid (müekkid- ٌمُؤَكِّد)”, tekid edilen kelime veya cümleye de “müekked (مَؤَكَّدٌ)” denir. Tekid, çoğunlukla muhatabın zihninde iyice yerleşmesi veya onun tereddütünü gidermek için yapılan vurguya denir. Tekid, lafzî ve manevi olmak üzere ikiye ayrılır.
Lafzî Tedid: Harfin, fiilin, ismin hatta cümlenin tekrarı ile olur. Zamirler zamir ile tekid edilebilirler. Bu durumda sayı ve cinsiyet yönünden tekid müekkede uyar. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)
مَا ve masdar-ı müevvel, لِ harfi ile birlikte هَيْهَاتَ ‘nin faili olarak mahallen merfûdur. İsm-i mevsûlun sılası تُوعَدُونَۖ ‘dir. Îrabdan mahalli yoktur.
تُوعَدُونَۖ fiili نَ ‘un sübutuyla meçhul, merfû muzari fiildir. Zamir olan çoğul و ‘ı naib-i fail olarak mahallen merfûdur.
هَيْهَاتَ هَيْهَاتَ لِمَا تُوعَدُونَۖ
İnkârcıların sözlerinin devamı olan bu ayet, fasılla gelmiş istînafiyyedir. Mazi fiil sıygasında faide-i haber inkârî kelamdır.
هَيْهَاتَ cümlesi önceki ayetteki يَعِدُكُمْ cümlesi için beyandır (açıklamadır), bunun için aralarında atıf harfi yoktur. (Âşûr)
هَيْهَاتَ mazi isim fiildir. Masdar manasındadır. Yani uzak oldu, uzak oldu (uzak, uzak manasındadır). (Celâleyn Tefsiri)
İkinci هَيْهَاتَ tekid içindir. لِ harfi zaid olup beyan içindir. Masdar harfi مَا ve sılası olan تُوعَدُونَۖ cümlesi, müspet muzari fiil sıygasında faide-i haber ibtidaî kelamdır. Muzari fiil hudûs, tecessüm ve teceddüt ifade eder.
Masdar-ı müevvel, هَيْهَاتَ fiilinin failidir. هَيْهَاتَ ’nin tekrarında ıtnâb ve reddü’l- acüz ale’s-sadr sanatları vardır.
لِمَا تُوعَدُونَۖ ’daki لِ beyaniyedir, tıpkı هَيتَ لَكَ (Yûsuf: 23) ayetinde olduğu gibi. Sanki onlar bu uzaklık ünlemini seslenince onlara: Bu uzak olan nedir, denildi. Onlar da: Size vadolunan şey, dediler. هَيْهَاتَ ’ın uzaklık manasına olduğu da söylenmiştir. O mübtedadır, haberi de لِمَا تُوعَدُونَۖ 'dur. (Beyzâvî)
تُوعَدُونَۖ kelimesinde müennesin müzekkere katılması yoluyla tağlîb sanatı vardır.
“Ey iman edenler!” şeklindeki hitapların çoğunda kadınların erkeklere katılması yoluyla tağlîb vardır. (Prof. Dr. Ali Bulut, Belâgat)