وَالْخَامِسَةُ اَنَّ لَعْنَتَ اللّٰهِ عَلَيْهِ اِنْ كَانَ مِنَ الْكَاذِب۪ينَ
وَالْخَامِسَةُ اَنَّ لَعْنَتَ اللّٰهِ عَلَيْهِ اِنْ كَانَ مِنَ الْكَاذِب۪ينَ
İsim cümlesidir. وَ atıf harfidir. Matuf ve matufun aleyhin hükümde ortak olduğunu belirtir. İkisi arasında tertip (sıra) olduğunu göstermez. Vav ile yapılan atıfta matuf ve matufun aleyh yer değiştirebilir. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)
الْخَامِسَةُ mübteda olup lafzen merfûdur.
اَنَّ ve masdar-ı müevvel, mübtedanın haberi olarak mahallen merfûdur. اَنَّ masdar harfidir. İsim cümlesine dahil olur. İsmini nasb haberini ref yapar, cümleye masdar anlamı verir.
لَعْنَتَ kelimesi اَنَّ ’nin ismi olarak mahallen mansubdur. اللّٰهِ lafza-i celâli muzâfun ileyh olup kesra ile mecrurdur. عَلَيْهِ car mecruru اَنَّ ’nin mahzuf haberine mütealliktir.
اِنْ şart harfi iki muzari fiili cezm eder. كَانَ ’nin dahil olduğu isim cümlesi şart cümlesidir. كَانَ nakıs fiildir. İsim cümlesinin önüne geldiğinde ismini ref haberini nasb eder. كَانَ ’nin ismi, müstetir olup takdiri هو ’dir.
مِنَ الْكَاذِب۪ينَ car mecruru كَانَ ’nin mahzuf haberine mütealliktir. الْكَاذِب۪ينَ ’nin cer alameti ى ’dır. Cemi müzekker salim kelimeler harfle irablanırlar.
Şartın cevabı öncesinin delaletiyle mahzuftur. Takdiri; إن كان من الكاذبين فاللعنة عليه (Yalancılardan ise lanet onadır.) şeklindedir.
الْكَاذِب۪ينَ kelimesi sülâsî mücerred olan كذب fiilinin ism-i failidir.
İsm-i fail; eylemi yapan ve gerçekleştiren demektir. Geçici olarak o sıfatı yüklenen isimdir. İsm-i fail; hem varlığa (zata) hem de onun sıfatına delalet eden kelimedir. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)
وَالْخَامِسَةُ اَنَّ لَعْنَتَ اللّٰهِ عَلَيْهِ
Ayet و ’la önceki ayete atfedilmiştir. Mübteda ve haberden müteşekkil isim cümlesi formunda gelerek sübut ve istimrara işaret etmiştir. Faide-i haber ibtidaî kelamdır.
Masdar ve tekid harfi اَنَّ ’nin dahil olduğu اَنَّ لَعْنَتَ اللّٰهِ عَلَيْهِ cümlesi, masdar teviliyle الْخَامِسَةُ kelimesinin haberidir.
Masdar-ı müevvel cümlesinde îcâz-ı hazif sanatı vardır. اَنَّ ’nin haberi mahzuftur. Car mecrur عَلَيْهِ bu mahzuf habere mütealliktir.
لَعْنَتَ اللّٰهِ izafeti, muzâfa tazim ifade eder.
Haber, Allah'ın laneti üzerine olsun buyruğundadır. Yani beşinci şehadet, adamın söyleyeceği: [Allah'ın laneti üzerine olsun] sözleridir, şeklindedir. (Kurtubi)
اِنْ كَانَ مِنَ الْكَاذِب۪ينَ
İstînâfiyye olarak gelen, اِنْ كَانَ مِنَ الْكَاذِب۪ينَ cümlesi, cevabı mahzuf, şart cümlesidir.
كَان ’nin dahil olduğu sübut ve istimrar ifade eden isim cümlesi, faide-i haber inkârî kelamdır. Cümlede îcâz-ı hazif sanatı vardır. Car mecrur مِنَ الْكَاذِب۪ينَ , nakıs fiil كَان ’nin mahzuf haberine mütealliktir.
Öncesinin delaletiyle cevap cümlesinin hazfi, îcâz-ı hazif sanatıdır. Takdiri; إن كان من الكاذبين فاللعنة عليه (Yalancılardan ise lanet onadır.) şeklindedir.
Bu takdire göre mezkûr şart ve mukadder cevap cümlesinden müteşekkil terkip, şart üslubunda gelmiş, faide-i haber ibtidaî kelamdır.