وَيَدْرَؤُ۬ا عَنْهَا الْعَذَابَ اَنْ تَشْهَدَ اَرْبَعَ شَهَادَاتٍ بِاللّٰهِۙ اِنَّهُ لَمِنَ الْكَاذِب۪ينَۙ
Sıra | Kelime | Anlamı | Kökü |
---|---|---|---|
1 | وَيَدْرَأُ | ve kaldırır |
|
2 | عَنْهَا | kendisinden |
|
3 | الْعَذَابَ | azabı |
|
4 | أَنْ |
|
|
5 | تَشْهَدَ | kadının şahidlik etmesi |
|
6 | أَرْبَعَ | dört defa |
|
7 | شَهَادَاتٍ | şahid tutup |
|
8 | بِاللَّهِ | Allah’ı |
|
9 | إِنَّهُ | onun (kocasının) |
|
10 | لَمِنَ | -den olduğuna |
|
11 | الْكَاذِبِينَ | yalan söyleyenler- |
|
وَيَدْرَؤُ۬ا عَنْهَا الْعَذَابَ اَنْ تَشْهَدَ اَرْبَعَ شَهَادَاتٍ بِاللّٰهِۙ
Fiil cümlesidir. وَ atıf harfidir. Matuf ve matufun aleyhin hükümde ortak olduğunu belirtir. İkisi arasında tertip (sıra) olduğunu göstermez. Vav ile yapılan atıfta matuf ve matufun aleyh yer değiştirebilir. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)
يَدْرَؤُ۬ا damme ile merfu muzari fiildir. عَنْهَا car mecruru يَدْرَؤُ۬ا fiiline mütealliktir. الْعَذَابَ mukaddem mef’ûlun bih olup fetha ile mansubdur.
اَنْ ve masdar-ı müevvel, يَدْرَؤُ۬ا fiilinin faili olarak mahallen merfûdur.
تَشْهَدَ mansub muzari fiildir. اَرْبَعَ kelimesi mef’ûlun mutlaktan naibdir. شَهَادَاتٍ muzâfun ileyh olup kesra ile mecrurdur.
بِاللّٰهِ car mecruru تَشْهَدَ fiiline mütealliktir.
اِنَّهُ لَمِنَ الْكَاذِب۪ينَۙ
İsim cümlesidir. اِنَّ tekid harfidir. İsim cümlesinin önüne gelir. İsmini nasb haberini ref eder. هُ muttasıl zamiri اِنَّ ’nin ismi olarak mahallen mansubdur.
ل harfi اِنَّ ’nin haberinin başına gelen lam-ı muzahlakadır.
مِنَ الْكَاذِب۪ينَۙ car mecruru اِنَّ ’nin mahzuf haberine mütealliktir. الْكَاذِب۪ينَ ’nin cer alameti ى ’dır. Cemi müzekker salim kelimeler harfle îrablanırlar.
الْكَاذِب۪ينَ kelimesi sülâsî mücerred olan كذب fiilinin ism-i failidir.
İsm-i fail; eylemi yapan ve gerçekleştiren demektir. Geçici olarak o sıfatı yüklenen isimdir. İsm-i fail; hem varlığa (zata) hem de onun sıfatına delalet eden kelimedir. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)
وَيَدْرَؤُ۬ا عَنْهَا الْعَذَابَ اَنْ تَشْهَدَ اَرْبَعَ شَهَادَاتٍ بِاللّٰهِۙ
Önceki ayeteki …فَشَهَادَةُ اَحَدِهِمْ cümlesine atfedilen bu ayet, müspet muzari fiil sıygasında faide-i haber ibtidaî kelamdır.
اَنْ ve akabindeki اَنْ تَشْهَدَ اَرْبَعَ شَهَادَاتٍ بِاللّٰهِ cümlesi, masdar teviliyle يَدْرَؤُ۬ا fiilinin faili olarak mahallen merfûdur.
Masdar-ı müevvel müspet muzari fiil sıygasında gelerek hudûs, teceddüt, istimrar ve tecessüm ifade etmiştir.
Muzari fiilin geldiği hallerde çoğunlukla bu gaye mevcuttur. Muzari fiilin kullanımıyla sahne muhatabın gözünde sanki o anda canlanır. Bu da insanı etkiler. (Fatma Serap Karamollaoğlu, Kur'an Işığında Belâgat Dersleri Meânî İlmi)
Ayette mütekellimin Allah Teâlâ olması sebebiyle cümledeki lafza-i celâlde tecrîd sanatı vardır.
تَشْهَدَ - شَهَادَاتٍ kelimeleri arasında iştikak cinası ve reddü’l-acüz ale’s-sadr sanatları vardır.
اِنَّهُ لَمِنَ الْكَاذِب۪ينَۙ
Masdar vezninde gelen شَهَادَاتٍ için mef’ûl konumundaki cümle, اِنَّ ’nin dahil olduğu sübut ve istikrar ifade eden isim cümlesidir.
اِنَّ ve lam-ı muzahlaka ile tekid edilmiş isim cümlesi, faide-i haber inkârî kelamdır. Cümlede îcâz-ı hazif sanatı vardır. Car mecrur مِنَ الْكَاذِب۪ينَ ’in müteallakı olan haber mahzuftur.
Yalnızca bir isim cümlesi bile devam ve sübut ifade ettiğinden bu ve benzeri cümleler, اِنّ , isim cümlesi ve lam-ı muzahlaka sebebiyle üç katlı tekid ifade eden çok muhkem cümlelerdir.
İsim cümleleri sübut ifade eder. İsim cümlelerinin asıl kuruluş sebebi; müsnedin, müsnedün ileyh için sabit olduğunu ifade etmektir. İsim cümlesinin haberi müfred ya da isim cümlesi olursa asıl konulduğu mana olan sübutu veya bazı karinelerle istimrarı (devamlılığı) ifade eder. İstimrar ifadesi daha çok medh ve zem durumlarında olur. (Fatma Serap Karamollaoğlu, Kur'an Işığında Belâgat Dersleri Meânî İlmi)
الْكَاذِب۪ينَۙ kelimesi ism-i fail olarak gelmiştir.
İsim cümlesinde yer alan ism-i fail, çoğunlukla sübut ve süreklilik anlamı ifade eder. Fiil cümlesinde yer alan ism-i fail ise hudûs ve yenilenme anlamı ifade eder. İsm-i fail, isim cümlesi bağlamında kullanılıp başında tekid lâmı (lâm-ı muzahlaka) bulunursa bu durum sübut manasını artırır. (Muhammed Rızk, Dr. Öğr. Üyesi, Hitit Üniversitesi, İlahiyat Fakültesi, Arap Dili ve Belâgatı Anabilim Dalı, Kur’an-ı Kerim’de İsm-i Failin İfade Göstergesi (Manaya Delâleti, Hitit Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, Haziran/June 2020, 19/1: 405-426)