Şuarâ Sûresi 102. Ayet

فَلَوْ اَنَّ لَنَا كَرَّةً فَنَكُونَ مِنَ الْمُؤْمِن۪ينَ  ...

“Keşke (dünyaya) bir dönüşümüz olsa da inananlardan olsak.”
 
Sıra Kelime Anlamı Kökü
1 فَلَوْ ah keşke
2 أَنَّ
3 لَنَا bizim için olsa
4 كَرَّةً bir (dönüş) daha ك ر ر
5 فَنَكُونَ ve olsak ك و ن
6 مِنَ -dan
7 الْمُؤْمِنِينَ inananlar- ا م ن
 

Dünyada bâtıl tanrılara tapanlar âhirette o tanrıların kendileri için hiçbir işe yaramadığını görünce dünyada yaptıklarına pişmanlık duyarak kendilerinin yanlış yola saptıklarını itiraf ederler; uydurma tanrıları âlemlerin rabbi olan Allah’a denk tuttukları için hem kendilerini hem de sapmalarına sebep olan önderleri kınarlar, fakat pişmanlık fayda vermez. Zira orada onları kurtaracak dost veya şefaatçi olmadığı gibi dünyaya geri dönüp kurtuluşa erdirecek iman ve amel etme talepleri de kabul edilmez (şefaat ve şefaatçiler hakkında bilgi için bk. Bakara 2/48, 255).

Râzî’ye göre putperestlerin âhirette tanrılarını görmeleri ve onlara hitap etmeleri mümkün değildir. Onların ancak suretlerini görecekler ve dünyada yaptıklarına pişman olarak putlara tapmakla büyük hata ettiklerini itiraf edeceklerdir (XXIV, 152).

 


Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 4 Sayfa: 159
 

فَلَوْ اَنَّ لَنَا كَرَّةً 

 

فَ  istînâfiyyedir. لَوْ  gayr-ı cazim şart harfidir.

اَنَّ  masdar harfidir. İsim cümlesine dahil olur. İsmini nasb haberini ref yapar, cümleye masdar anlamı verir.

اَنَّ  ve masdar-ı müevvel mübteda olarak mahallen merfûdur. Haberi mahzuftur. Takdiri, لو رجوعنا حاصل  (eğer geri dönersek) ‘dir.  

لَنَا  car mecruru  اَنَّ ‘nin mahzuf mukaddem haberine müteallıktır.  كَرَّةً  kelimesi  اَنَّ ‘nin muahhar ismi olup lafzen mansubdur.


فَنَكُونَ مِنَ الْمُؤْمِن۪ينَ

 

فَ  sebebiyyedir. Muzariyi gizli  اَنْ ’le nasb ederek anlamını masdara çevirmiştir. Fâ-i sebebiyyeden önce nefy ,talep bulunması gerekir.

نَكُونَ  nakıs, mansub muzari fiildir. İsim cümlesinin önüne geldiğinde, ismini ref haberini nasb eder.

اَنْ  ve masdar-ı müevvel,  كَرَّةً  kaynaklanan masdara matuftur. Takdiri;  ليت لنا رجوعا فكوننا مؤمنين (Keşke bizim için geri dönüş olsa da müminlerden olsak) şeklindedir.

نَكُونَ ‘nin ismi müstetir olup takdiri  نحن ‘dur.  مِنَ الْمُؤْمِن۪ينَ  car mecruru  نَكُونَ ‘nin mahzuf haberine mütealliktir. 

الْمُؤْمِن۪ينَ  kelimesi; sülâsî mücerrede bir harf ilave edilerek mezid yapılan if’al babının ism-i failidir.

İsm-i fail; eylemi yapan ve gerçekleştiren demektir. Geçici olarak o sıfatı yüklenen isimdir. İsm-i fail; hem varlığa (zata) hem de onun sıfatına delalet eden kelimelerdir. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)

 

فَلَوْ اَنَّ لَنَا كَرَّةً فَنَكُونَ مِنَ الْمُؤْمِن۪ينَ

 

فَ , istînâfiyyedir.  لَوْ , keşke manasında temenni harfidir. Cevabı mahzuf şart harfi olduğu da söylenmiştir. Temenni cümleleri gayr-ı talebi inşai isnaddır.

اَنَّ  masdar ve tekid harfidir.  اَنَّ  ve akabindeki isim cümlesi faide-i haber inkârî kelamdır. Masdar-ı müevvel olan cümlede takdim-tehir ve îcâz-ı hazif sanatları vardır.  لَنَا  car mecruruاَنَّ ’nin mahzuf mukaddem haberine mütealliktir.  كَرَّةً , muahhar ismidir.

كَرَّةࣰ ’deki tenvin, taklîl ifade eder.

Bu ayet-i kerîmelerde gelen  لَوْ , kendinden sonra gelen  فَ  harfindeki gizli  اَنْ  ile mansub olan muzari fiilin delaletiyle temenni ifade etmiştir. Bu harfin  ليت ’den farkı; bu harfle ifade edilen temenninin daha da imkânsız oluşudur. Yani daha mübalağalı olarak temenni ifadesi için kullanılır. (Fatma Serap Karamollaoğlu, Kur'an Işığında Belâgat Dersleri Meânî İlmi)

لَوۡ 'deki edebî maksat, temenni edilen şeyi arzulandığı halde nadir ve elde edilmesi güç suretinde göstermektir. لَوۡ 'in kullanım sebebi, temenni edilen şeyin -ki o da tabi olan müşriklerin pişman olmaları sebebiyle dünyaya dönmek için tekrar bir fırsat istemeleridir- elde edilmesinin zor ve imkânsız olduğunu ifade etmektir. (Belâgat İlminde Haber Ve İnşâ (Bakara Suresi Örneği) Yüksek Lisans Tezi Elif Yavuz)

كَرَّتُ  tekrar dünyaya gelmektir. لَوْ , bu gibi yerlerde temenni anlamında olup adeta şöyle denmektedir: Keşke dünyaya bir kez daha gelsek! Bu, لَوْ  ve  ليت ‘nin takdiri olarak aynı manada buluşmasından dolayıdır. Asıl yani şart anlamında olması da mümkündür ki o zaman, (gelsek şöyle şöyle yapardık) şeklindeki cevabı hazf edilmiş olur. (Keşşâf) 

فَنَكُونَ مِنَ ٱلۡمُؤۡمِنِینَ  cümlesine dahil olan  فَ , fa-i sebebiyyedir. Fiili gizli  أن ’le masdara çevirmiştir.  كَان ’nin dahil olduğu sübut ifade eden isim cümlesi, faide-i haber ibtidaî kelamdır. Cümlede îcâz-ı hazif sanatı vardır. Car mecrur,  نَكُونَ ‘nin mahzuf haberine mütealliktir.

Masdar-ı müevvel önceki cümledeki masdar-ı müevvele matuftur. Atıf sebebi tezâyüftür.

(Keşke bizim için bir dönüş olsa) dünyaya dönmek için temennidir. Burada لَوْ  harfi  لَيْتَ yerine kullanılmıştır, çünkü ikisi de yoku var saymada eşittirler ya da şarttır, cevabı hazf edilmiştir. (Biz de iman edenlerden olsaydık) temenninin cevabıdır ya da  كَرَّةً 'in üzerine atıftır yani: لو أن لنا أن نكر فنكون من المؤمنين (bizim için bir dönüş olsaydı da müminlerden olsaydık) demektir. (Beyzâvî)