قَالُٓوا اَنُؤْمِنُ لَكَ وَاتَّبَعَكَ الْاَرْذَلُونَۜ
قَالُٓوا اَنُؤْمِنُ لَكَ وَاتَّبَعَكَ الْاَرْذَلُونَۜ
Fiil cümlesidir. قَالُٓوا damme üzere mebni mazi fiildir. Zamir olan çoğul و ’ı fail olup mahallen merfûdur.
Mekulü’l-kavli اَنُؤْمِنُ لَكَ ‘dir. قَالُٓوا fiilinin mef’ûlun bihi olarak mahallen mansubdur.
Hemze istifhâm harfidir. نُؤْمِنُ damme ile merfû muzari fiildir. Faili müstetir olup takdiri نحن ‘dur. لَكَ car mecruru نُؤْمِنُ fiiline mütealliktir.
وَ haliyyedir. اتَّبَعَ fetha üzere mebni mazi fiildir. Muttasıl zamir كَ mef’ûlun bih olarak mahallen mansubdur.
الْاَرْذَلُونَ fail olup ref alameti و ‘dır. Cemi müzekker salim kelimeler harfle îrablanır.قَالُٓوا اَنُؤْمِنُ لَكَ وَاتَّبَعَكَ الْاَرْذَلُونَۜ
İstînâfiyye olarak fasılla gelen ayet, Nuh (as)’a kavminin cevabını bildiriyor. Müspet mazi fiil sıygasında faide-i haber ibtidaî kelamdır. Fasıl sebebi şibh-i kemâl-i ittisâldir.
Mazi fiil sebata, temekkün ve istikrara işaret eder. (Hâlidî, Vakafat, s. 107)
قَالُٓوا fiilinin mekulü’l-kavli olan اَنُؤْمِنُ لَكَ cümlesi istifham üslubunda gelmiş, talebî inşâî isnaddır. Müspet muzari fiil sıygasında gelen cümle hudûs, teceddüt ve istimrar ifade etmiştir.
İstifham üslubunda gelmiş olmasına rağmen inkari anlamdadır. Yani “sana inanmamız olacak şey değil” demek istemişlerdir. Cümle, inşâ manasından çıkıp haber manasına geldiği için mecaz-ı mürsel mürekkebdir. Ayrıca ayette tecâhül-i ârif sanatı vardır.
اَنُؤْمِنُ ifadesindeki istifham, istifham-ı inkâridir. (Âşûr)
وَٱتَّبَعَكَ ٱلۡأَرۡذَلُونَ cümlesi قد takdiriyle, haldir. Mekulü’l-kavle dahil olan cümledeki وَ , haliyyedir. Hal cümleleri, manayı tamamlamak ve pekiştirmek için yapılan tetmim ıtnâbıdır.
Müspet mazi fiil sıygasında gelen cümle istikrar ve temekkün ifade etmiştir.
أرْذَلَ ‘nin çoğulu hem cemi müzekker salim ile اَرْذَلُونَۜ [hem de “…en aşağı olanlarımız…”] (Hûd 11/27) ayetinde olduğu gibi cemi teksir ile أراذل yapılmıştır. Rezalet ve nezalet, aşağılık, alçaklık demektir. Neseplerinin zayıflığı ve dünyevî nasiplerinin azlığı ve sebebiyle onları hakir görmektedirler. (Keşşâf, Ruhu’l Beyan)
وَاتَّبَعَ (sana tabi oldu) ifadesi ve أتْبَعُكَ (sana uyanlar) şeklinde de okunmuştur. شَاهِدٍ kelimesinin çoğulunun أشْهَاد olması gibi bu da تَابِعٌ kelimesinin cem’idir. Ya da بَطَالٌ kelimesinin cemi şeklinin أبْطَالٌ olması gibi تَبِعٌ kelimesinin cem‘idir. وَ , hal konumunda olup وَٱتَّبَعَكَ ifadesindeki وَ ’dan sonra قد kelimesinin gizli olmasını gerektirmektedir. (Keşşâf)